Şarap Tanrısı Diyonisos, yoldaşı Satiros ile bir gün Frigya’yı gezerken Midas’ın gül bahçesine yolu düşer ve orada uykuya dalar. Midas onu bulur ve 10 gün süresince misafir ederek onu ağırlar. Bundan çok etkilenen Diyonisos krala istediği bir dileği yerine getireceğini ifade eder. Kral Midas ondan dokunduğu her şeyin altına dönüşmesini istediğini belirtir. Diyonisos bu isteğini yerine getirdikten sonra Midas artık memnun bir şekilde birçok altına sahip olur.
Ancak yiyecek, içecek eline ne aldıysa her şeyin altın olması onu zora sokmaya başlar ve bundan vazgeçtiğini söyleyerek tekrar yardım ister. Ona Paktolos Irmağı’nda yıkanmasını söyleyerek düzeleceğini belirtir. Kral Midas bunu gerçekleştirir ve eski haline tekrar döner. Bu bir efsane olabilir. Ama yaşadığımız yüzyılda insanlar bu gidişle aç gözlülüğü yüzünden kirlerden temizlenecek ırmak da bulamayacaklar gibi.
66 milyon yıl önce bir asteroidin dünyaya çarpması büyük bir yıkıma neden oldu. Depremler, tsunamiler ve orman yangınları çıktı ardından gökyüzünü kaplayan kül bulutları güneşi gizledi ve bitki ve hayvanların tahminen yüzde 76’sı yok oldu. Dünyaya en son bir asteroid, 2013 yılında Rusya’ya ulaştı. 17 metre genişliğindeki oldukça küçük boyutlu gök cismi atmosfere girdiğinde parçalandı.
Asteroitler dünyamızın etrafında dans ediyorken, NASA, Psyche 16 adı verilen ve değerli maden yüklü olduğu belirtilen dev asteroide 2022’de insansız uzay aracı fırlatmaya hazırlanıyor. Asteroid, toplam değerinin 700 kentilyon doları bulduğu tahmin edilen altının yanı sıra dünyanın demir ihtiyacının büyük bölümünü karşılayacak miktarda rezerv de bulunduruyor. Buna göre, eğer bütün bu kaynaklar eşit bir şekilde paylaşılırsa, dünyada yaşayan her kişinin 93 trilyon doları olacak.
Asteroitlerin dünyamıza çarpma tehlikesi, depremler, volkanların canlanmaları, sel felaketleri, Korona virüsün bitmeyen mutasyonları, hayat pahalılığı karşısında sadakaya dönen ücretler, emperyalizmin yayılmacı politikaları… İnsanları canından bezdirmeye yetmiyormuş gibi birileri kentleri yok edecek silahlar üretmeye devam ediyor. ABD, Rusya, Çin… İnsanları yaşatma yerine nasıl yok etme yarışında…
Moskova’daki bir enerji forumunda konuşan Putin, şehirleri haritadan silebilecek güçteki hipersonik füzeler hakkında ‘Bu sadece hipersonik değil, kıtalararası bir füze ve Rusya’da zaten alarm durumundalar’ demiş.
Neyse ki bizler bu karamsar tablo karşısında yaşama, yaşatma direncini kaybetmiyoruz. Üstünde kiri olmayan insanların temizlenecek ırmak arayışı derdi de olmaz. Umudunu yitirmeyenler, “Ben değil, biz” diyenler var oldukça, bu evrende insanca yaşam sürecektir. Biz çocuklarımıza, çevremize rol model olduğumuz sürece, ülkemizin birlik ve beraberliğini koruma mücadelesini kaybetmediğimiz sürece hiçbir güç sırtımızı yere getiremeyecektir evvel Allah.
Ne güzel söylemiş büyük usta Cemal Süreyya;
“Bugün yaşamayı seviyorum …
Yarın da bir neden bulur severim…
Daha sonra yeniden keşfeder …
Yeniden severim…
Benim sevmekten başka işim yok ki ! …”
İnsanların mutluluğu, yaşam sevincimiz olduğu sürece yaşamdan keyif alabiliriz. Parayı tanrılaştıranlardan merhamet ve vicdan aramayın, hayal kırıklığına da uğramayın derim.
Bu günkü yazımı yine büyük usta Nazım’ın sözü ile bitirmek istedim.
“Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!