Öncelikle Karşıyaka'nın bizlere yaşattığı Fb maçı üzüntüsünü, Brindisi maçı ile telafi etmesinden dolayı ''tebrikler takım'' diyerek yazıma başlamak istiyorum. O kupa bu sene gelecek! Gençlerle çıkılarak feda edilen Fb maçının boşa feda edilmediğini ispatlamak için de bu başarılmalı. İnanmak, başarmanın yarısıdır... Koç Ufuk Sarıca da uğurlu gömleğini tekrar sırtına geçirerek bunun mesajını verdi zaten. Hakedilmiş bu tebrikten sonra da ''önce sağlık'' diyerek bir başka konuya, bir başka konudaki takdirimizin ifadesine hızlı bir geçiş yapalım. Şöyle ki;
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, futbolculara covid aşısı yapılması için Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya taleplerini iletmiş. Sağlık Bakanımız da konuyla ilgileneceğini söylemiş. Gerek Nihat Özdemir'in girişimi, gerekse Sağlık Bakanı'nın yaklaşımı gerçekten de takdir edilesi...
Başında bulunduğu organizasyonun temel direkleri olan futbolcularını korumak için bir idarecinin girişimde bulunması, onları sahiplenmesi gerçekten de önemli. Aynı şekilde SağlIk Bakanımızın da bu teklifi geri çevirmeyip, elinden geleni yapacağını söylemesi de öyle... Ancak bu karşılıklı iyi niyetli yaklaşımlar beraberinde bazı farklı kesimlerin de haklı olarak bu konudaki taleplerini daha gür seslendirmelerine yol açacaktır. Örneğin; sağlık çalışanlarının, sağlık çalışanı olmayan fakat aynı çatı altında birlikte yaşadıkları aile bireyleri gibi!...
60 yaş üstü bireylerin bilindiği üzere eşleri ile birlikte aşılanabilmeleri mümkün kılınmış durumda. Yani 60 yaş üstü birisinin 40'lı yaşlarda olan eşi olsa dahi aşılama kapsamına dahil! Buradaki gerekçeyi her ne kadar tam olarak anlayamadıysam da, toplumda aşılanan birey sayısının ivedilikle artması gerektiği gerçeğinden hareketle bunu da destekliyorum. Gerekçesini tam anlayamadığım halde bu durumu desteklerken, tamamen gösteri amaçlı yapılan bir eylem olan futbolun en temel unsurları futbolcu kardeşlerimizin (genç ve sağlıklı bireyler olmalarına karşın üstelik) aşılanma kapsamına alınmasına da karşı çıkmazken, maruziyet anlamında en büyük risk altında olan sağlıkçıların aile bireylerinin de aşı kapsamına dahil edilmesi gereğini yetkililerin bir an önce farkına varması gerekir diye düşünmekten de kendimi alıkoyamıyorum. Üstelik de futbolculardan da, yaşına bakılmaksızın aşılanacak olan 60 yaş üstünün eşlerinden de daha fazla bulaş riski taşıyan bir kesimden bahsettiğimi farkındasınızdır sanırım!
Yapılması gereken şey; iyi olan bir uygulamayı da durdurmak değil, iyi olan uygulamalar devreye sokulurken bu iyi olacağını düşündüğüm uygulamalara ek olarak, aşı yapılması gereği daha fazla olan kesimlerin de dikkate alınması!
Aynı çatı altında yaşayan, aynı sofrada oturan, hatta aynı yastığa baş koyan sağlıkçı eşlerinin bir an önce kendilerini sürekli covid tehdidi altında hissetmekten kurtarılmaları şarttır. Hastanede her gün onlarca covid'li hastayla veya daha da tehlikelisi covid olduğu bilinmeyen ve başka bir takım rahatsızlıklarına çare bulmak için hastaneye gelen asemptomatik taşıyıcılarla muhatap olan sağlıkçıların bu virüsü evlerine, eşlerine, çocuklarına taşımaları işten bile değil çünkü!
Hele ki şu son mutant virüsün çocuklarda da ciddi sorunlara yol açtığı haberleri ortalıkta dolaşıyorken hiç olmazsa anne ve babasının aşılı olması halinde bulaşması muhtemel virüs yükünün az olmasına imkan tanımak ve böylece yakalansa bile hafif atlatmasına vesile olmak şart. Hatta en kısa sürede çocuklara yönelik de aşılama yapılabileceğinin haberlerini duymak en büyük beklentimiz. Her şey bir yana, çocuklar bir yana..!
Konunun kendi aşılı olup da ailesine taşıyacağı virüsle onların hasta olmasına sepep olacak olan sağlık çalışanında yaratacağı vicdani travma ise bambaşka bir boyutu tabi!
Aşı konusu tüm dünyada sancılı geçen bir süreç. Erişimin zorluğu, üretimin yetiştirilememesi, belli başlı ülkelerin mevcut aşı stoklarını sahip oldukları maddi güçle hegomonyaları altına almaları gibi nedenlerle bu konu zaten sıkıntılı... Hal böyleyken, en azından erişilebilen aşıların doğru önceliklerle uygulanmasının temini sağlanmalı ki, vicdanlarda verilemeyecek bir hesap olmasın.
Tıpkı, Nihat Özdemir'in başında bulunduğu organizasyonun temel taşları olan futbolcularına sahip çıkması gibi, Sağlık Bakanımızın da sağlık çalışanlarının ailelerine de sahip çıkmasını ümitle beklemeye devam edeceğiz... Üstelik sağlıkçılar milyon dolarlar kazanmıyorken, en azından manevi yönden erişecekleri bir tatmin olacaktır, hastane ortamında onlarca covidli veya covid olasılıklı kişiyle temas ettikten sonra ailelerini riske etmeden veya en azından riski düşürerek evlerine gidebilmek... Tabi evlerine gidebilenler için bunu söylüyorum!..
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!