İnsanoğlu:
Kimisi hazımlıdır..
Asaleti, kalitesi, insanlık seviyesi, şefkatli, vicdanlı ve sevgi dolu yapısı, genlerinden, oluşur. Beraberinde, aile eğitiminden gelir. Hangi mesleğe sahip olurlarsa olsunlar, daima hazımlıdırlar...
Hangi göreve gelirlerse gelsinler, ekonomik seviyeleri açısından, ne kadar güç kazanırlarsa kazansınlar...
Ya da, yoksul olurlarsa olsunlar..
Onlar, hep iyi kalplidirler ve aynıdırlar. Hiç değişmezler. Temel yapıları, güzelliklerle doludur. Aslında, bu tip kaliteli insanlar, genellikle vatandaşlar arasında yaşarlar. İsimsiz ve tanınmayan kahramanlar diyebiliriz, onlar için..
Asaletli yapılarını, kendi sınırları içerisinde saklı tutarlar. Fiziksel, görsel ve sosyal yaşamları, sıradan olsa da, onlar, tanınmayan iyi ruhlu, efsane seviyesine ulaşmış sıra dışı insanlardır.
Mütevazi ve alçak gönüllü bireylerdir. Vatandaş kimlikleriyle, içimizde yaşarlar. Bir çoğu, yoksullukla, hayatlarını sürdürmeye çalışırlar.
Fedakarca... Sabırla... Tevekkülle...
Asla hak etmedikleri zorluklarla, mücadele ederek!...
Onların zenginliği, yüksek kaliteleriyle, sevgi-saygı ve şefkat dolu yapılarıyla, ruhsal kimliklerinde saklıdır...
Bu tarifler:
Madalyonun, güzel ve temiz yanı...
Tamam da:
Ya, pis ve çirkin yanını, nasıl tarif edebiliriz acaba?..
Açıkçası, hiç de hoş ifadeler kullanamayız, madalyonun diğer yüzü için. Hangi birini söyleyeyim ki?..
Mesleğini hazım edemeyip, etrafındakileri aşağılayanlar mı dersiniz?.
Yoksullara ve çaresiz mağdurlara, tepeden bakanlar mi dersiniz? .
Görevlerini yaparken, abartılı ve acımasız, davrananlar mi dersiniz?..
Yetkilerini kullanırken, empati kuramayanlar mı dersiniz?.. .
Sadece kendisi ve istedikleri adına, menfaatini düşünenler mi dersiniz?...
Ne derseniz diyebilirsiniz...
Ama, bu çirkinliklerden, ne yazık ki, söz etmek gerekiyor!.
Bir başka ifade ile de: Varsa yoksa, kendi işi, kendi aşı, kendi eşi, kendi çocukları, kendi yakınları, kendi çıkarları!...
Egoist tarzda. Bencil oldukları biçiminde de tarif edilebilir!...
Daha birçok olumsuzlukları saymak da mümkün..
Oysa: MEDENİ ölçüde, alçak gönüllü olmak, önce ben demeyip, karşıdakini de düşünmek, görev yaparken, abartılı ve acımasız davranmamak, sınırı aşmamak, karşıdaki kişiyi anlamaya çalışmak, durum muhakemesi yaparken, mevcut şartları dikkate almak, kendinden başkasını, asla küçümsememek, gerekmez mi?...
İşte:
Biz buna: "MEDENİYETTE, ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK.." diyoruz!...
Dürüst, vicdanlı, şefkatli, sevgi ve saygı dolu, mütevazi ve hazımlı davranmayı benimsemiş, mümtaz insanlar için....
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!