Hepimizi çocuklukta esir alıyor!. "HIRS" dediğimiz güçlü bir duygu!..
Beynimize yerleşiyor ve kişiliğimizi etkiliyor!. Kimi zaman fayda sağlıyor!..
Hayat yolumuzu aydınlatıyor!.
İçerisinde bulunduğumuz yaşamın mimarı oluyor!. Zenginlik, şöhret, makam ve mevki gibi kazanımlar getiriyor!. Sahip olmak iç güdümüzü tatmin ediyor!..
Daha fazla!... Daha fazla!... Daha fazla!...
İştah yapımızı güçlendirip, isteklerimizi körüklüyor!...
Ama:
Ne yazık ki, giderek, "İHTİRAS" seviyesine tırmanıp, normallikten uzaklaşıyor!...
İşte:
" HIRS"ın tehlike çanları, bu noktadan sonra, çalmaya başlıyor!...
Normal seviyede iken, bedel kazandıran ve gizemli duygu olan "HIRS", artık, bedel kaybettirmeye ya da ödetmeye başlıyor!. Sağlığı bozuyor!. Çevresini yıkıyor, kırıyor, döküyor!.
Mutluluğu yok ediyor!.
Yaşamı kabus alanına taşıyor!..
Üzüntü getiriyor, bencillik pompalıyor, acımasızlık ve vicdansızlık yapıları oluşturuyor!... Böylece de, "HIRS" duygusunun esiri olup, "İHTİRAS" yapısına boyun eğen birey, kendisine, çevresine ve hatta geniş kitlelere zarar verir hale dönüşüyor!.
Uzak ve yakın tarihsel dönemler ile günümüzde, bu konudaki örnek bilgiler, dikkatimizi çekiyor!... Dünyanın en zengin kişileri ve aileleri ile devlet adamı liderlerin, trajik hayat hikayeleri, ibretle dikkatimizi çekiyor!.
"HIRS" ın normal seviyesinin normalin dışına çıkmasıyla, "İHTİRAS" özelliğine kavuşması sonucu, nasıl bir bedel ödettiği, açık biçimde görülüyor!...
Yaşamda, sınırsız sayıda ve çeşitlilikteki canlı varlıklar içerisinde, sadece ve sadece, insanoğluna mahsus oluşan, böylesine faydalı ve fakat bir o kadar da zararlı olabilen "HIRS" duygu yapısının, zaman zaman masaya yatırılıp, analizinin yapılması da gerekiyor!. Zarar seviyesi belirleniyor!.
Karşılığında ödenen bedelin ne olduğu anlaşılıyor!..
Sonuç olarak:
"HIRS", eğer normal ve faydalı olabilecek seviyede ise, tehlikesinden söz etmek mümkün görülmüyor!. Ancak:
Normal seviyeleri aşıp, "İHTİRAS" noktasına gelirse, tehlike kapısı açılıyor!.
Yani:
Mutluluk tükeniyor!. .
Sağlık bozuluyor!.
Bireyler ve kitleler zarar görüyor! ..
Zaman kötü hatıralara tanıklık ediyor!..
Sınırlı yaşam süresi, esas amacından uzaklaşıyor!...
Kısacası:
Böylesine gereksiz "HIRS",:
Her zaman, her kişiye ve topluma, her yerde ve her konuda, zarar veriyor!... Tehlike yaratıyor!...
Neticede!...
Normal seviyede ve faydalı "HIRS" yapısının, hakim olmasını dilemek, zaruri hale gelmiş oluyor!... Saygılarımla!....
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!