Şaşırdınız, değil mi?.
Aklınızdan geçeni biliyor gibiyim!.
Bu ne biçim bir başlık?.
Bu yazar, ne demek istiyor böyle?.
Dediğinizi duyuyorum sanki!.
Evet!.
Ben de olsam, sizler gibi düşünürdüm!...
Ama, gelin görün ki, böyle bir başlık içerisinde, pek çok duygu ve düşünce barınıyor!..
Üzüntü, karamsarlık, umutsuzluk, eziklik, boş vermişlik, şaşkınlık, öfke, moralsizlik ve saire!..
Son 4 yıl içerisinde, toplam 10 kez yurt dışı seyahatim oldu!.
Hepsi de Almanya'ya!.
Her gittiğimde, kimi zaman 1 ay, kimi zaman 2 ay, kimi zaman da, 2,5 - 3 ay süreyle kaldım!.
Kendi keyfimden ziyade, öğrenmek, bilgi edinmek, araştırmak ve incelemek, esas amacım oldu!. Son seyahatimi Temmuz ayında yaptım ve 22. Ekim ayında döndüm!.
Almanya'da gittiğim bölgede, spor amaçlı yürüyüşlerime devam ettim!. Yürüdüğüm her gün ayrı bir muhiti tercih ettim!. İzmir - Karşıyaka'da yaşadığım bölge ile mukayese edebilmek için!.
Almanya'da yürüdüğüm bölgelerdeki yapılaşma, yollar, tretuvarlar, bisiklet kulvarları, caddeler villa tarzındaki evler ile apartman biçimindeki binalar, ilgimi çeken hususlardı!. Açıkçası, yürüdüğüm her bölgedeki şehircilik oluşumuna ve anlayışına, hayran kaldım!. Ülkemdeki çarpık, bozuk ve sağlıksız yapılaşma ile mukayese bile edilemeyecek tarzdaki yaşam biçimleri, mükemmel örneklerdi!.
Düşündüm!. Bizdeki mahalli idareler, belediyeler, meclisleri, encümenler ve başkanlar, neden böyle bir başarıyı elde edemiyorlar?. diye!.
Seyahatimin devam ettiği süreler içerisinde, pek tabii ki, ülkemi, ülkemin insanlarını, özledim!... Çünkü, ben bir "Türk" idim!. Türkiye'de doğmuş, büyümüş, ekmeğini yemiş, suyunu içmiş, kültürüyle yetişmiş, eğitimini almış bir kişiydim!..
Kendi ülkeme, sırtımı dönmek, nankör davranmak, ihanet etmek, söz konusu bile olamazdı!...
Ama, yine de, ülkemdeki insanların, yöneticilerin, uygulamalarını ve son görüntülerinin eleştirel yanlarını, kaleme almalıydım!.. Gördüğüm aksaklıkların ve hataların, yaşamımıza getirdiği kalite düşüklüğü ve medeniyet ölçüsündeki mesafesizliği, dile getirmeliydim!.
Dolayısıyla da!..
Bu makalemi, İzmir, Karşıyaka için kaleme aldım!.
Allah aşkına, nedir o öyle, kentsel dönüşüm adı altındaki yapılaşmanın, istismar edilmiş karmaşa biçimindeki görüntüsü?.. Nedir o öyle, tretuvarların hali?.
Otomobillerin düzensiz, karma karışık park etmiş konumları, çöp varillerinin rezalet içerisindeki kötü koku yayan yapısı!. Sözde, İzmir-Karşıyaka, TÜRKİYE'NİN, en medeni bölgesi!. Haydi canım sen de!... Duy da, inanma!. Bu bölgenin insanlarına, umursamazlık aşısı yapılmış adeta!. Herkes, kendi keyfinde, yiyip içip eğlenip keyfine bakıyor!. Bu rezalet medeniyet sizlik, insanların umurunda bile değil!. Eh!.. Dolayısıyla, yöneticilerin de umurunda olmaz tabii ki!. Doğal olarak!. Nasıl olsa, seçilmek kaygısı yok!. "İlle de, Chp'li birisi olsun da, her kim olursa olsun, biz onu seçeriz!." felsefesi yerleşmiş bir kere!. İş yapmış yapmamış!. Başarılı olmuş olmamış!. Umurları bile değil!...
Böyle zihniyet devam ettiği sürece, ne tas değişir!. Ne de hamam!...
Yani, "eski tas, eski hamam" ata sözüne uygun, yaşar gideriz, işte!...
Ehh!.
Ben de:
"BÖYLE MEDENİYET OLUR MU?." başlığı koyup, eleştirel makalemi yazarım, pek tabii ki!..
HAKLI DEĞİL MİYİM?...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!