Vicdanın hukuku yazılmalı…

Çok dolaşırım
Özellikle, çaresize, çare olmaya çalışırım.
Çaresizliği bildiğim, çok yaşadığım için.
Birinin mutluluğu için diğerini zora sokma anlayışından uzak.
İki taraf memnunsa adı mutluluk, tek tarafın mutluğun adı ise tecavüz…
Kitapçıları geziyorum. Çok güzel kitaplar. Romanlar, denemeler, insan biyografileri, kanun,  hukuk kitapları…
Kitaplara bakarken hep yanıma yanaşır  “ Size nasıl yardımcı olabilirim?” derler.
Samimi, güler yüzlü. Bildiğimiz pazarlamacılar! Gibi değil. Aydınlatmak, çaresizliğe çözüm bulmak amaçları.
“Vicdan hukukunu aradım” derim.
“Maalesef Vicdanın hukuku yazılmadı daha” derler.
Üşenmeden arayacağım o hukuku. Arayıp bulacak ve vicdandan, merhametten, değer yargılarımızdan uzaklaşan o kesime okutmaya çalışacağım.   
Temiz vicdan sahibi olduğunu iddia edenlerden duyuyorum “Ölüm hak, miras helal” bende derim ki ölümüne kadar yalnız bırakmadığınızın mirası helal. Aldığın görevde yüreğini ortaya koymazsan oradan aldığın para bile haram. Gerçekleştiremeyeceğin vaatler ile seçmeninden aldığın oylar da haram. Hem de ne haram.
Vicdan hukuku kimler için yazılmalı? Engelli geçişlerine park edenlere, gece yarısı dar sokakta yürürken yüksek sesle konuşanlara, hasta yatağındakileri, ertesi gün sınava girecek olan çocukları düşünmeden arabasında yüksek sesle müzik çalanlara, üç kuruşluk kazançları için yaya kaldırımlarını, yollarını işgal edenlere, edilmesine göz yumanlara, bir de onlara kazanç sağlayanlara…
Herkes “Yaşanılır Bir Kent” istiyor.
Yerel seçimler için siyaset bayağı hareketli. AK Parti’nin adayı Ayda Maç hızlı başladı. Kurumları, kafeleri, esnafı ziyaret ediyor, kendini tanıtıyor, projelerini anlatıyor.
CHP’de aday belirsizliği sürüyor. Aday belirlemelerin gecikmesi bazı çevrelerde rahatsızlık yaratıyor. 26 Ocak tarihi itibari ile İzmir Büyük Şehir ’in, Karşıyaka’nın… Adayı daha belli değil. İzmir’de bilindiği gibi AK Parti’ye MHP, CHP’ye ise İYİ Parti destek verecek. HDP ve diğer partiler adaylarını ve desteklerini açıklamamış gibi gözüküyor. Ekim ayında ben yokum diyen Aziz Kocaoğlu’nun Tunç Soyer’in adaylığına kesin gözü ile bakıldığının anlaşılması üzerine “ben de aday adayıyım” diye yeniden başvuru yaptığı iddia ediliyor. CHP’de aday listeleri açıklandıktan sonra doğma büyüme, anadan, babadan, yedi sülaleden CHP’liyim diyenlerin başka partilerden ya da bağımsız aday olup olamayacaklarını göreceğiz. Daha önce bu filmi görmüştük. Bu durum, Karşıyaka hariç büyük şehir dâhil birçok yerde AK Parti’nin işine çok yarayacak.
AK Parti, Binali Yıldırım gibi (Benim için çok değerli) bir ismin kazanamadığı İzmir’i Zeybekçi ile kazanmasına şaşırmam.
Siyasetçiler yengeç gibidir. Sepetin içine bir yengeç atarsanız sepetten kolay çıkar. İki ve daha fazla atarsanız hiç biri çıkmaz. Çükü biri çıkarken, diğeri onun ayağından asılır. Bu yengeç hikâyesi de kimler ile örtüşüyorsa ona da siz karar verin.
Ha bir de kendini bile düşünemeyecek kadar gözü hiçbir şeyi göremeyenler var. Nasıl mı? Ona da şu örnek çok yakışır.
Bir gün adamın karşısına bir cin çıkar. “Dile benden ne dilersin? Ancak; sana vereceklerimin iki katını komşuna vereceğim” der. Adam o kadar hain ve alçak duygulara sahiptir ki dilekte bulunmadan önce düşünür. Ben bir araba istesem komşumun iki arabası olacak. Ev, arsa, fabrika istesem komşuma iki kat verecek. Komşusunun ondan üstün olmasını istemez.
Komşusundan üstün olmak için Cine der ki “Benim bir gözümü, komşumun iki gözünü çıkarın”
Son söz “Kaybetmeyi, ahlaksızca bir kazanca tercih et”