Kıyamet koparsa, açgözlülükten

Kıyamet koparsa, insanoğlunun açgözlülüğü yüzünden kopacak.

Bir düzendir tutturmuş gidiyor kapitalizm. Gözleri para ve hırs bürümüş.

Kapitalizmin ulaştığı en yüksek basamaktır Emperyalizm. Emperyalizm, bir devletin veya ulusun başka devlet veya uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmaya çalışmasıdır. Etkileyen devlet, etkilenen devletin kaynaklarından "yararlanma" hakkına kavuşuyor.  Kapitalist devletler, kendi çıkarları doğrultusunda pazar bulma amacıyla başka uluslara müdahale ediyor, onların yer altı ve yer üstü kaynaklarını kendi kullanıyor. Irak’ta, Suriye’de ve şimdi Ukrayna’da …

Afrika’daki insanlar neden aç? Yokluktan değil, yer altı ve yer üstü kaynaklarını emperyalist devletler kullandıkları için. Küresel ısınmanın, iklim değişikliğinin de temelinde kapitalist sistemin aç gözlü, yayılmacı politikaları yatar.  İnsanı yaşatma değil, nereden ne kadar kazanacakları onlar için önemli. Karl Marx’ın “Kapitalizm, gölgesini satamadığı ağacı keser’ sözünü bugün yaşıyoruz gibi.  

Gençliğimizde ‘Kahrolsun Emperyalizm, kahrolsun faşizm’ dediğimizde, bizi coplatan zihniyetlerin ağzından bu sloganlar düşmez oldu. Ama iş işten geçti. Emperyalist devletlerin bir takım kirli oyunlarına karşı Allah’tan ki Ülkemiz insanları birlik ve beraberlikte buluşuyor. Bu oyunlarda içimizde birileri figüranlığa soyunsa da direnmeye devam ediyoruz. Bu günler birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz günler.

Yerel ve genel iktidarda oportünistler çoğaldı. (Oportünizm; güç durumlar karşısında, davranışlarını ahlak ilkelerine ya da düzenli bir düşünceye göre değil, kişisel çıkarlarına en uygun düşecek biçimde ayarlayan tutum.)  Kişisel çıkarlarını ülkenin çıkarlarının üstünde tutanların sayısının çoğalması, Ülkemin de Emperyalizmin kucağına düşeceği endişesini yaşamıyor değilim.

Bu oportünistlere Ziya Paşa’nın sözünü hatırlatmakta fayda var. Ne diyor Ziya Paşa; “En ummadığın keşf eder esrar-ı derunun, sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın”.

Bu konuyu Necip Fazıl Kısakürek’in şu dizeleri ile kapatayım.

“Uğruna ölmekse seni yaşatmak bin kere ölürüm de adına leke sürdürmem, gururdur namustur bayrak ve sancak, aksa da kanım zalimi güldürmem! Ellerime uzanan dudakları tepeyim, Allah diyen gel seni ayağından öpeyim! Kimileri vardır aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır aşkın en yücesini versen de aşağılıktır.”

Karşıyaka’da Atakent Anadolu Lisesinin, Çocuk Yuvasının yıkılması günlerce gündem oluşturmuştu. İkisinin de temeli atıldı. Okulun yenilenmesini gelecekte okuyacak gençler adına sevindim. Çocuk Yuvasının 2020 yılındaki İzmir Depremi sonrasında tahliyesi yapılmıştı. Hatta geçen gün Karşıyaka Kaymakamız Sayın Özkan Demir ile Çocuk Sevgi Sitesinin inşaatına gittik. Dördünün kabası bitmiş durumdaydı. Kaymakamımız okul inşaatları ile yakından ilgileniyor. Defalarca yazdığım “Hükümet Konağı projesi” ile de yakından ilgilenmesi, desteğini görmem beni çok sevindiriyor tabi.

Gazi Anadolu Lisesi bekliyor. Öğrencileri uzaklarda eğitim- öğretimlerine devam ediyor. Binlerce insanımızın yararlandığı Halk Eğitim Merkezi binası inşaatına bir an evvel başlanılması dileğim. Karşıyaka Kaymakamı Özkan Demir, İlçe Milli Eğitim Müdürü Kadir Kadıoğlu ve Kurum Müdürü Suat Korkmaz’ın kurslar için yer arayışında ne kadar çaba sarf ettiklerini yakından izledim. Uğraşları takdire şayandı.

Okullarda kayıtlarda sıkıntıları çok duyuyorum. Şimdilik izlemekle yetiniyorum. Bana söylenenleri anında yetkililere iletiyorum. Gönüllerin Kaymakamı Sadettin Yücel derdi ki “Öğretmenin emeklisi olmaz, kıdemlisi olur” Ben de bu söz üzerine halen eğitime katkıda bulunmaya çalışıyorum. Ülkemin geleceği çocuklarımıza birazcık olsa da katkı sunabilirsem ne mutlu bana derim. İnsanların sevinci, benim yaşam kaynağımdır.

Ticaret ve siyaset benim işim değil. Bugüne kadar insanlara yararlı olmaya çalışmam, bir yerlere gelmek veya maddi kazanç sağlamak için olmadığını beni bilen bilir. Yararlanma yerine kullanmaya çalışanlar da olmadı değil. Kendi doğrularımı, özgür yaşamayı seviyorum. Şimdiye kadar hiçbir siyasetçinin yanında olmadığım gibi karşısında da olmadım. Halkın hizmetkarıyım o kadar.