Son zamanlarda siyaset iyice ısındı. Siyasetçiler sahada. Kapıları arşınlamakta, gülücükler dağıtmakta.
Siyasette 24 saat uzun bir süre. Siyasetin içinde olanlar bazı dengelerin gece yarısı değiştiğine tanık olmuşlardır. Herkesin ağzında demokrasi lafı ama, kendi içlerinde demokrasi var mı diye sorguluyor vatandaş. Seçmen şimdilerde hatırlanmakta, hâl hatırı sorulmakta…
Siyaset ve ticaret ile işim olmadığı, kimsenin yanında ve karşısında durmadığım için de halka karşı sorumluluğumun bilinciyle yanlışa yanlış, doğruya doğru diyerek tarafsız yazmaya çalışıyorum. Elbette benim de kendime göre bir dünya görüşüm var. Hak ve halk temel felsefem. Zalimin karşısında, mazlumun yanında durmak kadar onurluca bir duruş düşünemiyorum.
Normal seçimin tarihi 18 Haziran. Ocakta ücretlerde iyi bir artış olursa, sosyal konut projesine 5 milyondan fazla insanın ödeme yaptıklarını düşünürsek. Bu tarih 26 Mart olabilir mi? Yaşayıp göreceğiz derim.
Karşıyaka’da bugüne kadarki seçimlerde bütün partiler sağduyulu davrandı. Dilerim aynı sağduyu ile bu seçimi de atlatırız. Umarım siyasi partiler çevre, gürültü kirliliği yaşatmazlar. Karşıyaka’daki siyasi parti yöneticilerinin bu konudaki tutumları takdire şayandır. Sağlığım elverdikçe davet edildiğim hemen hemen her etkinliklerine katılıyorum. Ve umarım insanları kucaklamayan, insanların sorunları ile ilgilenmeyen, kibirli ve en kötüsü duygu sömürüsü yapanlar listelerde yer almaz. Bu tür insanlara karşı durmayı da insani bir görev sayıyorum.
Bence en basit mantıkla seçmen geçim ve yeni yasalarla iktidarı, belediye çalışmaları ile muhalefeti değerlendirilecektir.
Mal ve hizmet üreticileri ürünlerinin fiyatlarını güncelleyebiliyor da (Zammın adı güncelleme oldu ya!) emekçi ve emeklinin bu şansı maalesef yok. Emlak fiyatlarındaki patlama, kiraları da beraberinde götürdü. Çarşı, Pazar el yakıyor. Doğal gaz, elektrik, su… Dar gelirli bu kışı nasıl geçireceğim derdinde.
80’li yıllarda İzmir’den Batman’a giderken “Gavurdağı”ndaki zorlu yolculuğu keyfe dönüştüren hikâye aklıma geldi.
Delikanlının biri, dini ilime ilgi duymuş. En iyi eğitim alacağı yeri öğrenir ve gider eğitimini alır. İlminde bir eksiklik yoktur. Ancaaak siyasetini öğrenmemiştir. Evine dönerken cuma namazı vaktinde yolunun üstündeki köyde cemaat ile namazımı kılayım der. Camiye girer. Cemaatin önündeki imam coşmuş, konuşuyor. Fakat imamın anlattıkları ile öğrendikleri örtüşmüyor. Delikanlı hemen atılır “Hoca Efendi, siz cemaati yanlış bilgilendiriyorsunuz” der daha sözünü tamamlayamadan imam köylülere karşı itibarı elden gidecek korkusu sarar. Cemaate “Bu münafığa kim bir tokat atarsa cennete gider” demesi üzerine, öteden beri süre gelen hemen köşe dönmecilik istekleri o zamanda varmış ki cennetin biletine beleş kavuştuğunu sanan köylüler, delikanlıyı tekme tokat perişan ederler. Delikanlı ilim aldığı yere geri döner, olup biteni hocasına anlatır. Hocası “Evladım sen ilim öğrendin, siyasetini öğrenmedin ki. Sana biraz da siyaset öğretelim” diyerek genci bir süre daha eğitime alır. Delikanlının tek düşüncesi, köydekilere doğruyu anlatmak ve o imamdan intikam almaktır. Yola çıkar, dayak yediği köye namaza gider. Bakıyor imam yine bildiğini okuyor. Ayağa kalkıyor “Ey cemaat; imam efendi ne kadar güzel konuşuyor. Her kim ki bu zatın sakalından bir kıl koparırsa doğrudan cennette gider” demesi ile cemaat imamın sakalını, yetmiyor saçlarını da yoluyor. Ne de olsa kolaycılığı seven insanlarız ya. Bulmuşlar beleş cennetin biletini, onları kim durdurabilir ki? Delikanlı, imamı köyden uzaklaştırır. Köylüye öğrendiği doğruları anlatır. Köylüler, delikanlıyı ikna edip köyün imamı yapar. Acı da olsa Cennete gitmenin o kadar da kolay olmadığını öğrenen köylüler, delikanlının ilminden yararlanmanın keyfini yaşar.
Şimdilerde bazıları algı operasyonları yaparak, içinde yaşayamayacaklarını bile bile laf cambazlıkları, yalanlarla kurdukları buzdan dünya da “ilmi siyaset” yaptığını sanıyor.
Karşıyaka şanslı, iyi ilçe yöneticilerimize ve siyasi partilerimizin ilçe başkanlarına sahip olmakla çok şanslıyız. Güzelliklerle, bir seçim sürecini daha yaşayacağımıza inanıyorum.
Sonsöz; “Yükseklere çıkarken her şeye iyi bak. Çünkü inerken onlarla tekrar karşılaşacaksın”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!