Federasyon Başkanlarını Seçiyoruz (2 ve son) …

Önceki yazımı okumayanlar için herhangi bir kayıp yok değerli okurlarım. Geçen hafta boyunca birçok federasyonun yazışma ve açıklamalarını izledim. Adaylar çıkacak ama önce delegeler belirlenmeye çalışılıyor. Kimi seçmek üzere, öncelikle var olan başkanları. Devlet sessiz biçimde izliyor bunları, unutmayın!

Federasyonların durumu o kadar karışık ki, neler yaptıklarını anlayabilmek için birer enigma çözücü gerekiyor. Bütçeleri nedir, hedefleri ne idi ne kadarını başardılar, doğru bir veriye ulaşmak çok zor. Varsa yoksa birkaç başarılı karşılaşma veya yarış sonucunu veriyorlar.

Neyse, negatif bilgilerle sizi karamsar etmek istemem, bir federasyonun başarılı olabilmesi için birkaç öneriyi burada sıralıyorum:

Federasyon başkan adayları ilgili federasyonun sporunda uzun yıllarını geçirmiş olmalıdır. Eğer bu özellikleri yoksa yüksek yetenekli yöneticilerini profesyonel olarak ekibine almalıdır.

Yöneticilerin harcayabilecekleri serbest zamanları olmalıdır. Bunların zengin olmalarına gerek yok çünkü zengin olup federasyonlara destek veren hiçbir başkanın ismini bana veremezsiniz. O halde hedef koyabilen, plan yapan ve doğru insan kaynaklarını ortaya koyabilen başkan adaylarına ihtiyacımız var.

Federasyon alt kurulları kendi alanlarında eğer varsa başarı öyküleri anlatabilecek kişilerden oluşmalıdır.

Her federasyonun birinci görevi kendi sporlarını ilköğretimin birinci kademesi olan ilk dört yılda çocuklarımız aktarabilen, öğreten, oynatan teknik adamları kanalize etmelidir. Unutmayın, ülkemizde ilk dört yıl eğitiminin ilk üç yılında beden eğitimi ve spor dersleri var ama bu derslere spor öğretmenleri değil, sınıf öğretmenleri giriyor.

Bu konuda bir önceki Futbol Federasyonu Başkanı ile konuşmuş hatta öneride bulunmuş idim. Mayıs’taki Kongre esnasında bu görüşümün taraf bulduğu ve kabul gördüğünü, uygulamalara başlandığına tanık olmuştum. Meraklısına konuyu anlatırım. Ama bu projeyi gizlice ve sincice üstlenenler oldu. Olsun, o çocuklara ulaşıldı ise bu bir başarı hikayesinin ilk basamaklarıdır. Devamını izleyeceğim.

Federasyonlarda spor ve spor karşılaşmaları için sponsorlar olabilir, bazı kamu kurumları destek verebilir ama şu kamu kurumlarını geçici olarak kaldırınca geriye ne kalıyor, ona bakalım mı? Bu çok kötü bir sonuçtur. Bazı kamu kurum ve kuruluşları bazı sporlarla özdeşleşmiş gibi. Fakat özel ve özerk olması beklenen diğer spor kulüpleri çok zor koşullar altında sporcu yetiştirmektedir.

Örneğin, bir ilde diyelim ki eskrim spor kulüpleri var. Biri kamuya ait diğeri ise üyelerin aidatları ile yürütülüyor. Bir turnuva oluyor, kamuya ait kulüp, sporcularını uçak ile taşıyor, diğeri ise otobüs ile. Diğer masraflara girmeden şunu yazabilirim: Bir süre sonra özel kulüpteki sporcular kamuya doğru yöneliyorlar. Oysa kamu ve kamu kuruluşları özeldeki kulüplere destek vermelidir. Federasyon başkanı olacakların bu konular hakkında kafa yormaları gereklidir.

Antrenör eğitimleri çok tartışılan ve federasyonların elinden alınan bir alan haline gelmiştir. Federasyonlar kendi antrenörlerini kendileri yetiştirmeliler, uluslararası düzeyde çalışmalılar, Üniversitelerin Spor Bilimleri Fakülteleri ile ortaklaşa projeler geliştirmelidirler. Üniversitelerin Antrenörlük Bölümleri ve Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümleri ile doğrudan birlikte çalışmalıdırlar.

Ve tanıtım, halkla ilişkiler kısmına gelirsek, televizyonlarda ve sosyal medyada olmazsanız size galiba yaşam hakkı tanınmayacaktır. Oralarda olabilmenin yolu iyi sonuçlar ve başarılı projelerdir. Bu işler ne yazık ki profesyonel insanlarla gerçekleşebiliyor. Bu yüzden medya iletişimcilerinin devreye alınması gerekir.

Özetle, federasyon başkanlarının adaylık aşamalarından sonra, belki bunları dinleyecek bir seçici kurul önünde ne yapacaklarını açıklayacak bir ortamın gerekliliğinden söz etmek istiyorum. Böyle bir kurul olursa seve seve gönüllü bir üye olarak çalışırım. Mülakat esnasındaki bazı sorularımı vereyim: Bana özgeçmişinizi İngilizce olarak anlatır mısınız? Sizce sizin sporunuzdaki en önemli oyun kuralı nedir? Son bir yılda adayı olduğunuz sporun kaç karşılaşma veya yarışmasını izlediniz? Olimpik sporcu nedir, nasıl yetişir?

Bu haftalık bu kadar. 2 ve son dememe rağmen baktım ki bu iş bu kadar kısa sürede ve ebatta sonuçlanmıyor, hızımı alamayıp üçüncü yazımı da yazmak zorunda kalacağım gibi görünüyor.