Karşıyaka ligde 4'te 4, Avrupa'da da 2'de 2 yaparak başladı. Yepyeni bir takım için bu kadar kısa sürede elde edilmesi adına cidden büyük bir başarı. İnşaallah devamı da gelir diye düşünürken Spirou Basket karşısındaki oyunla birlikte bazı şüpheler de belirmeye başlamadı değil ama... Tabi ki ilerleyen süreç gösterecek, bunun ufak bir yol kazası mı olduğunu yoksa bir takım yanlışların düzeltilmemesi halinde daha başka başarısızlıkların da gelme ihtimalinin bir emaresi olup olmadığını...
Eurocup'da grup maçlarının ilki Belçika'da, deplasmandaydı. Her ne kadar bu bir dezavantaj olsa da rakibe bakınca daha önce iki kez yendiğimiz ve eurocup'ın favori 10 takımı sıralamasına dahi giremeyen bir takım olması nedeniyle deplasman dezavantajına rağmen kazanılması gereken bir maçtı. Üstelik de Karşıyaka eurocup'da en güçlü şampiyonluk adayı olarak gösterilirken... Öyleyse neydi yanlış olan?!
Öncelikle takımın girdiği halet-i ruhiyeydi yanlış olan! Nasıl olsa yeneriz lakayıtlığıydı, basketbolda savunma yapmadan hiçbir maçın kazanılamayacağı gerçeğinin ya unutulması ya da umursamazlığıydı, rakibi küçük görme hatasıydı, ligde zaten iki tanesinin küme düşmemeye oynaması beklenen ve diğer ikisinin de büyük iddiaları olmayan dört takımı yenince girilen ''tamam ben oldum'' gevşekliğiydi... Yalnızca bunlar değil tabi ki;
Ufuk Sarıca'nın belki de kariyerinin en formsuz olduğu bir yönetim sergilemesi de bir diğer etkendi. DJ Kennedy'e, Jordan Morgan'a verdiği süreler yeterli miydi, tartışılır! Yunus Emre Sonsırma'ya verdiği süre ile Tony Taylor'a verdiği süreyi kıyaslayınca Taylor'un aldığı süre olması gerektiği kadar mıydı, tartışılır! Maçın büyük çoğunluğunda sahada olması gereken en güçlü 5 var mıydı, yok muydu, tartışılır! Saha kenarındaki yürekleri ağıza getiren ve her an bir de teknik faul aldıracak diye düşündüren agresyonu takıma fayda mı sağladı zarar verme olasılığı daha mı fazlaydı, tartışılır! E bir de hakemler;
Ben uzun yıllardır bir maçta çok kısa bir zaman aralığında (sanıyorum 2 veya 3 dakika gibi bir sürede) üst üste 4 hücum faul çalınan bir başka takım hatırlamıyorum. Takım bir süre sonra hücuma çıkmaya korkar yahu! Ancak hakemlerin çaylaklığı da bir bakıma avantaj olmadı değil! Ufuk Sarıca'nın onca gayretine!! rağmen çalmaya korktukları teknik faulü kastediyorum... Peki oyuncuların bireysel hataları, hatta trajikomiklikleri;
Brandon Triche bence yetenekli bir oyuncu. Ancak basketbolcuları analiz yazımda da belirttiğim gibi üst seviye lig tecrübesi az olan bir oyuncu. Öyle sanıyorum ki bu maçta da bunun sıkıntısını yaşadı, yaşattı. Skor 71-70 iken üst üste faydalanılamayan üç hücum belki de maçın kırılma anı oldu ve bunlardan ikisinde başrolü Triche oynadı. Birinde çift elle top sürerek, diğerinde de sirklerde palyaçoların çocukları güldürmek için yaptıkları gibi sürmekte olduğu topu kendi ayağına çarptırarak çok kritik hücumlardan boş dönülmesine sebep oldu. Buradan hareketle Triche ile ilgili genel bir negatif kanaat oluşturmak ise bence haksızlık olur. Çünkü yetenekli bir basketbolcu ve sadece mental olarak belli maçların stres yükünü kaldırabilecek seviyeye gelmesi ya da getirilmesi lazım. Günah keçisi olarak Brandon Trichie'yi ilan etmeyip bir de takımın maalesef hala pivot ihtiyacı olduğunun da altını çizmek lazım. Evet takımın zahiri (görünürde, görünen) pivotları var ama ne yazık ki fiiliyatta henüz hiçbiri kendini bulabilmiş değil.
Bu sene takım herkese umut aşıladı. İyi başladı. Umuyorum ki devamı da iyi gidecek. Bu mağlubiyet şayet bizlere çıkarılacak dersleri çıkarmayı sağlarsa tabi... Takımın gerçek seviyesini ligde karşılaşacağı gerçek rakiplerle oynarken hep birlikte görüp, daha doğru bir şekilde değerlendireceğiz. İşte o günler gelene kadar bu sıradan Belçika takımı karşısında düştüğümüz hataları iyi analiz edip gereken tedbirleri almalıyız. Ufuk Sarıca bu tedbirleri oyuncular adına alırken, kendisiyle ilgili olarak da özeleştiride bulunmalı kanaatindeyim.
Galibiyetlerde birdenbire hayal dünyasına dalıp gerçeklerden uzaklaşmadan sevinip, gururlanıp, takıma destek olurken mağlubiyetlerde de takımı bir anda yerin dibine sokmak hatasına düşmemeliyiz. Eleştirilerim bu maç özelinde ve bunları şayet ben görebiliyorsam takımın teknik kadrosu da illa ki görecektir inancındayım. Tabi aynaya bakmayı da ihmal etmeden...
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!