Neden olmasın

Yine olur mu acaba dedirten bir maçtı... 

Şampiyonluktan bahsediyorum tabii ki... 

Muhteşem ve inanmış bir tribün, maça son derce konsantre bir koç, yeteneklerini üst seviyede kullanabilme becerisi gösteren ve kazanmaya motive olmuş oyuncular... Tüm bu bileşenlerin yanına bir de devamlılık ve istikrar eklenecek olursa yine yeniden şampiyonluk neden olmasın! 

İçimizdeki uktedir; Avrupa'da bir kupa kazanmak... 

Bu sene de olmadı... 

Ama; lige tam manasıyla adapte olabilmek ve lig maçlarına hazırlanırken daha iyi antrenman yapabilmek adına bu durumu avantaja çevirmemiz gayet de mümkün... Ve görünen o ki bunu, Fenerbahçe maçı için başarıyla uygulamış takım... 

Takımda skora katkı anlamında ilk üç sırayı alan isimler McCollum, Angola ve tabii ki en başta Kuzminskas idi... 

Kuzminskas'ı basketbolu yakından takip eden her basketbolsever uzun yıllardır zaten tanır ve bilir. Yetenekleri ve oyun zekası tartışılmaz bir oyuncudur. Karşıyaka'da ise bir türlü beklenen seviyeyi yakalayamamıştı. Yine iyi işler yapıyordu ama beklenti daha fazlaydı. Hatta eski yazılarımdan birinde bu konuda koç Ufuk Sarıca'ya pay biçmiştim, acaba yeni bir Onuralp Bitim durumuna mı sebebiyet verecek diye... 

Son oynanan Fenerbahçe maçında ise ya Ufuk Hoca'nın farklı bir dokunuşu ile ya da Kuzminskas'ın kendi kendine silkelenmesi ile, artık nedeni her ne ise, bir şekilde beklenen, istenen Kuzminskas karşımızdaydı. Litvanya milli takımında da gösterdiği bu yükselen form grafiği Fenerbahçe maçında da hız kesmeden sürdü. Umuyorum ki devamı da gelecektir... 

Bu arada, skor gücüne katkı veren ilk üçlüden başka kahramanlar da vardı Fenerbahçe maçında... 

Jaylon Brown'ın çok kritik ve en önemlisi de çok zor sayıları bulması, Delgado'nun faul problemine girdiği zamanlarda görev alan Deniz'in gösterdiği başarılı performansı ve Kenan Sipahi'nin de olması gereken Kenan gibi oynaması önemli etkenlerdi maçın kazanılmasında...

En önemli etken ise takımın son derece yüksek olan ve maç boyu düşmeyen agresif mücadele gücüydü. Hem savunmada, hem de hücumda...

Zaten Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka Spor Salonu'nu hınca hınc dolduran ve desteğini bir an olsun kesmeyen bu muhteşem taraftara da böyle bir takım yakışırdı... 

Bu takım bugüne kadar Efes'i, Galatasaray'ı, Tofaş'ı, Daçka'yı, Beşiktaş'ı, ve son senelerde iyi bir takım olan Bursa'yı yendi, yenebildi. Ve şimdi de Fenerbahçe galibiyeti... 

Doğrusu ben şampiyonluk ihtimaline inanmamak için bir neden göremiyorum!..

Sağlıcakla kalın!..