KSK kulüp başkanının açıklamaları üzerine

‘’En çok yara açan branş basketbol’’ ; el insaf! Armamızı zirveye taşıyan, öyle amatöre düşmemeyi ya da üçüncü lig şampiyonluklarını başarı zannedenler varken her daim en üst seviye liglerde zirveye oynayan, Avrupa’da bile kupa kovalayan, kulübe seyirci geliri olarak en fazla katkı sağlayan, baştacımız, gururumuz ve kulübün gerçek lokomotifi olan branş ile ilgili olarak kulüp başkanının hem de basketbol şube başkanlığından kulüp başkanlığına gelen birisinin ettiği lafa bak! Kimse bana bu lafın şu anki vergi yükü ve ekonomik anlamda sarfedildiğini söyleyerek savunmaya kalkmasın. Gerekçe her ne olursa olsun bu cümleyi kurmak en kibar ifadeyle ayıp!..

‘’sponsorun bırakacağını daha önceden bilemediğimiz için, ona göre hareket edemedik’’ ; şu lafı yoldan geçen Karşıyakalı yaşlı bir teyze etse anlayabilirim belki, nereden bilecek ki diye… Ya da kulüpte alt seviyelerde yer alan bir idareci veya kulüp üyesi söylese bile belki bir nebze hoş görebilirim ama kulübün en tepesindeki en yetkili kişi eğer bunun olacağının emarelerini göremediyse işte buna hiçbir mazeret bulamam. Bu olacak şey değil! Tabi bu cümle şayet sponsorun ayrılmasına kendisinin sebep olması gibi bir durum olup da onu örtbas etmek için söylenmişse o başka ki o zaman bile insan çok daha zekice bir şeyler söyleyebilir diye düşünüyorum. Yani neresinden bakarsan bak absürt!..

‘’yıllarca Pınar net maaşı ödediği için vergiler ekstradan binmiş’’ ; bir kere bu cümlenin sonunun ‘’–miş’’ ile bitmesi bile ayrı bir mantıksızlık. Bırakın kulüp başkanı olmayı, yönetim kurulunda yer alan herhangi bir idareci bile olsa idareyi yeni devraldıkları zaman ilk iş olarak ekonomik durumu ele almaları gerekir. Gelirimiz ne, giderimiz ne buna bakılmalı. Ne maaş ödememiz gerekecek, ne kadar vergi verilecek diye hesap kitabın ilk iş olarak yapılması gerekir. Bu cümlede vergiler ekstradan binmiş diyerek adeta bir itirafta bulunuluyor: ben dünyadan bihaber olarak oturuyorum bu makamda diye…

‘’sponsorun bırakacağını bilseydik ona göre hareket ederdik, Ağustos’un ortasında bıraktılar, takım kurulmuştu o zaman’’; bildiğimiz kadarı ile sponsor olduğu yerde dururken onlara gidip de biz Avrupa’da başka sponsorla devam etmek istiyoruz teklifini sunan İlker başkan değil mi? Tüm pürüz bu tekliften sonra oluşmadı mı? Bilmediklerimiz varsa ayrı tabi. Ama biz böyle biliyoruz… Ve durum gerçekten de bildiğimiz gibi ise, siz bu teklifi yaparken sponsorun tamamen ayrılma olasılığını da aklınıza getirmeliydiniz öyle değil mi!.. Madem ki pahalı ve iddialı bir takım çoktan kurulmuştu da ne diye böylesi ortalığı karıştırma riski olan bir teklifle sponsorun kapısına dayandınız… Lider, olasılıkları değerlendirebilen ve ona göre daima bir B planı da olandır… Madem alternatifiniz yoktu, düzgün çalışan çarkın dişlisine de çomak sokmayacaktınız…

‘’Turgay başkandan, Azat başkandan ve bir de benim dönemimden borç var’’ ; e o zaman üçünüz de hatalısınız. Al sana yine itiraf gibi bir cümle daha. Bu borçları daha yeni mi öğrendiniz? Bilmiyorsanız bu olacak iş değil, bilip de bu borçlarla ilgili çözüm stratejiniz olmadan başkanlığa talip olduysanız eğer bu ise hiç olacak iş değil…

‘’bu borç sürekli artıyor, basketbolda yüzde 20, futbolcularda yüzde 5, voleybolda da yüzde 10’luk vergi var’’ ; sanıyorum bu da çok yeni bir bilgi sizin için!!! Borç batağına saplanıp en değerli branşımızı da batırıp ondan sonra bunları öğrendiyseniz yazık ki çok ama çok yazık. Ancak büyük olasılıkla bunlar bilinerek başkanlık koltuğuna oturuldu ve bu durumda da sizin herhangi bir Karşıyakalı gibi bu durumu dile getirip, yakınıp, sızlanıp, dövünmeniz olabilecek bir şey mi! Siz bu kulübün en tepedeki idarecisisiniz. Yetki de, idare de sizde… Bunların çözümünü de bulması gereken sizlersiniz. Bu sorunlar sanki hiç bilinmiyordu da yeni ortaya çıkmış gibi davranmayın lütfen! Yok eğer hakikaten de bilmiyorduysanız, o zaman da pess diyorum…

‘’ana sponsor gidince maaşları ödemeye çare ararken bir de bunlar çıkınca iyice keyifsiz bir ortam oldu’’ ; o zaman göndertmeseydin sponsoru sayın başkanım. Hem ne demek öyle ‘’bir de bunlar çıkınca’’ demek!.. Yine aynı noktaya geliyoruz ve diyorum ki bu kulübün başkanı olarak bunları bilmiyor muydunuz yani?! Ödenecek vergiler olduğunu, düzenli verilmesi gereken vergi olduğunu ilk defa mı öğrendiniz! Hakikaten de pess ki ne pess…

‘’Karşıyaka için inşallah daha iyi birileri çıkar, yol açmayı biliriz, demek ki biz beceremedik, geleceklerin önünü açarız’’ ; yoo o kadar kolay kurtulamazsınız. En azından durumu başa geldiğiniz zamanki duruma getirip ancak öyle ayrılmalısınız. Siz geldiğinizde canavar gibi, 26 yıllık bir sponsorumuz vardı. Geldiniz ve saat gibi işleyen basketbol organizasyonunu yerle yeksan ettiniz, şimdi de biz beceremedik hadi gidelim diyorsunuz. Önce Pınar ile tekrar sponsorluk için kapılarına gidip ben ettim siz etmeyin mi dersiniz ya da aynı güvenilirlikte ve en az aynı bütçe ile bir başka sponsor mu bularak sorunu çözersiniz bilmiyorum ama bunu halletmeniz lazım. Yani bozduğunuzu düzeltip, durumu sıfırlayıp ondan sonra biz beceremedik gidiyoruz diyebilirsiniz ancak. Şu haldeyken giderseniz eğer, biz beceremedik diyerek gitmek yeterli bir cümle olmaz, biz tamamen batırdık, her şeyi iyice bozduk ve kaçıyoruz diyerek gitmeniz gerekir…

Thomas Akyazılı takımdan ayrıldı ve Aliağa ile anlaştığı söyleniyor. Önemli bir kayıp, özellikle savunma anlamında… Eric Mc Collum ve James Webb için Galatasaray’ın her an harekete geçme ihtimalinden bahsediliyor. Kaptan Kenan Sipahi’nin ve hatta kendi alt yapımızdan evladımız olan Mert Celep’in bile huzursuzlukları dillendiriliyor sağda solda. Aman vergi borcu bana rücu etmesin kafasıyla yöneticilerden kaçan kaçana ve hal böyleyken de Ufuk Sarıca ve ekibinin de karar aşamasında olduğu söylentiler arasında.

Bir Karşıyakalı olarak, bir basketbolsever olarak bu haberleri duydukça, okudukça içim yanıyor resmen… Yaşar Holding’in Selçuk Baba anısına da olsa bir şekilde duruma el atması dışında da şu anda başka bir çözüm olasılığı görünmüyor maalesef. Bunun olması için mevcut başkanın gitmesi gerekiyorsa da, bi zahmet gidiversin… Durum çok acil. Ama çok…

Sağlıcakla kalın!..