Tam da covid belasını defediyoruz derken yaşanan bir patlama söz konusu. Bu durum aslında çok da şaşırtıcı değil. Nedeni her ne olursa olsun; ister ekonomik nedenler ister yaz turizm sezonu isterse başka, kapalı alanlarda hele hele ki toplu taşıma araçlarında maske zorunluluğun kaldırılması da, tedbirlerin bu kadar fazla gevşetilmesi de kanaatimce yanlıştı.
Kurban bayramı hareketliliğinin yaklaşık 10 gün içerisinde karşılaşılacak olan yansımalarıyla tablo daha da vahim bir hal alacak. Ki zaten şu anda bile yeterince vahim... Son açıklanan verilere göre günlük vaka sayısı 32 binin üzerine çıkmış vaziyette ve son 1 haftada vefat eden sayısı da 96... Kaldı ki bu veriler aslında son derce gerçeklikten uzak. Çünkü artık kolay kolay kimse gidip de test yaptırmıyor.
Aşıların koruyuculuğu konusu da artık yeni omicron varyantları olan BA 4 ve BA 5 için tartışmalı. Yine de bağışıklığı güçlendirici tesiriyle işe yaramaya devam ettiği ise bir gerçek. Peki kaçımız hatırlatma dozunu yaptırdık veya yaptırmayı düşünüyoruz! Maalesef çok çok küçük bir azınlık.
Yaşanan bunca drama, onca kayıba rağmen insanların toplu taşımada olsun, asansörde olsun hala maske takmıyor oluşlarını anlamakta güçlük çekiyorum. ''Ama oralarda maske zorunluluğu kalktı ki'' diyenleri duyar gibiyim. İyi de güzel kardeşim benim, senin kendini ve çevrenin sağlığını koruman için illa ki bir yasal yaptırıma ihtiyacın mı olmalı! Hastanelerde zorunluluk kalkmadığı halde maske takmayan sayısı o kadar fazla ki...
Yani sorun yasal düzenlemelerde olduğu kadar vatandaşın cahil cesaretinde aslında. Pes diyorum! İzmir Tabip Odası Başkanı Prof Dr Süleyman Kaynak'ın aktardığına göre bugünlerde yapılan testlerin yarısı yani yüzde 50'si, yani her iki testten biri pozitif... Kış döneminde bile bu oran yüzde 12'ler civarındaydı. Varın önümüzdeki Eylül sonrası okulların da açılmaya başlanmasıyla karşılaşılacak olan tablonun korkunçluğunu siz düşünün.
Umut verici bir haber olarak sonbaharda yeni tip omicron varyantlarına da etkili bir aşının üretileceğinin Uğur Şahin tarafından açıklanmış olmasını söyleyebiliriz. Ancak, tabi ki yaptıracak olanların ne kadar olacağı ile paralel bir umutlanma hali söz konusu olabilir ancak...
Yine İzmir Tabip Odası Başkanı Kaynak'tan aktaracağım şu satırlar da ayrıca çok çok önemli. Şöyle ki; ''Şu an okullar tatil. Türkiye’de 5-11 yaş grubu aşısız. Onlar birinci risk grubunu oluşturuyor. Faz 3 çalışmaları, bu yaş grubunun aşılanabilir olduğunu ortaya koydu. Okulların açılmasından önce çocukların aşılanması bu grubun bağışıklık kazanmasını sağlayacaktır.''
Ama ne yazık ki bu konuda Sağlık Bakanlığından herhangi bir planlama olduğuna dair tek bir haber yok. Çünkü niyet yok sanki! Oysa ki o kadar önemli ki... O çocukların hem kendi sağlıkları için, hem de yanlarına gidecekleri ebeveynleri, yaşlı büyükanne-büyükbabaları için son derece önemli... Daracık servis araçlarında, kapalı sınıflarda birbirlerine bulaştırmamaları da olası değil zaten. Bildiğim kadarıyla Amerika'da, İsrail'de aşı sürecinin en başından itibaren bu yaş grubuna da aşılamalar yapıldı, yapılıyor... Bizde bu konudaki direnç nedendir bilemiyorum. Umarım en kısa sürede bu konuda da doğru bir karar alınır.
Maske, mesafe, temizlik ve aşı ile covid'ten korkmayabiliriz ama gelinen şu noktada gevşetilen tedbirler sonrası insanların tekrar kendini zapturapt altına almayı istemeyeceklerini düşünüyor ve çok kaygılanıyorum. Yaşanacakları biz davet etmiş olacağız. Peki ya bedel öderken pişmanlık duymayacak mıyız?!
xxx
Bir dip not olarak da son zamanlarda mahallelerimizde çok fazla artış gösteren yavru kedi populasyonuna değinmek istiyorum. Hepsi de çok sevimli, hepsi de şirin mi şirin. Ancak kaçı hayatta kalabilecek? Araba tekerinin arkasına saklanandan tutun, yeterli besin ve su bulamayacak olanlarına kadar epeyce bir zaiyat verilecek gibi. Kedi sever, çok değerli bir komşumun özellikle dikkatini çeken bu konuda ciddi endişeleri var. Acaba kısırlaştırma işlemleri ile ilgili bir duraksama veya ihmal mi var diye soruyor. Doğrusunu isterseniz bu sorunun cevabını ben de bilemiyorum ama sokaklarda yaşam mücadelesi veren can dostlarımızın tamamının rehabilite edilmeleri sürecinde bir aksaklık olmaması en büyük temennim. Onların acıları, bizlerin de mutsuzluğu olmalı ve gereken tedbirler alınmalı.
Sağlıcakla kalın!...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!