Coronavirüs günlerinde herkes tedirgin, herkes gergin. Nasreddin Hoca’yı, Karagöz- Hacivat’ı, Keloğlan’ı çıkaran kültürün mirasçısı yurdum insanı ise bu ruh hali içerisindeyken bile son derece güzel gülünecek şeyler bulabiliyor. Bunlardan hoşuma giden bazılarını sizlerle de paylaşmak istedim bu yazımda... Unutulmaması gerekir ki bağışıklığımızı güçlendiren en önemli faktörlerden birisi de moral motivasyonumuzun yüksek olması ve mizah bu anlamda çok önemli bir katkı sağlayacaktır. Hadi bakalım biraz gülelim;
*Bu Çin’den gelen her şey bugüne kadar çakmaydı, bir şu coronavirüs orijinal çıktı!
*Allahım dünyayı gezmek istiyorum dediğim için çok özür dilerim, mahalleyi gezsem yeter...
*Corona bizi eve hapsettin kendin dünyayı geziyorsun, ayıp oluyor ama!
*Evde durmaktan canınız mı sıkıldı? Eşlerinizle telefonlarınızı değiştirin hayatınız renklensin.
*Deprem var içeri girmeyin, virüs var dışarı çıkmayın, hayırlısıyla bir öleydik, bu ne yaa!
*Tedbir amaçlı güzellik salonları kapandı ya, yakında coronadan daha korkunç şeylerle karşılaşabiliriz...
*Coronavirüs’e yakalanırsam bütün kavgalı olduklarımla öpüp barışacağım. Hayatta küs kalmamak lazım!
*Anneme ‘’virüs var, biraz alışveriş yapalım’’ diyorum, o da ‘’dur belki ölürüz, boşuna masraf yapmayalım’’ diyor.
*Yaz geliyor fit olayım derken, karantinaya girdim fil oldum!
*Ay sonuna kadar kuaförler açılmazsa sarışınların yüzde doksanı yeryüzünden silinecek.
*Berberler kapalı diye herkes kafayı üç numaraya vurmuş, memleket Isparta Komando Tugayı gibi...
*Salgın bitince parayı kıracak üç meslek: Psikiyatristler, diyetisyenler, kadın doğum uzmanları...
*2021’e girersek o bizi kutlasın: Siz 2020’den nasıl çıktınız?
*Oturma odasına İzmir, mutfağa Ankara, yatak odasına da İstanbul ismini yazdım şehir şehir dolaşıyorum ooohh..!
*Adliye binasına girerken kapıda güvenlikler gülümseyerek kolonya tuttular. Bu samimi ev ortamı havasına kapılarak ayakkabılarımı çıkarıp terlik rica ettim, iki kolumdan tutup dışarı attılar.
*Yıllarca bizi üç harfliler çarpacak diye korkuttular. Meğerse o cin değil Çin’miş!
Değerli okurlarım, coronavirüs tehdidi karşısında alınması gereken tedbirleri alırken kendi kendimizin moralini yükseltecek şeylerden geri kalmamalıyız. Ruh halinizde kendine yer bulan şey devamlı olarak kaygı, tedirginlik ve bunun yarattığı stres olursa eğer coronavirüse maruz kalmadan da sağlığınız zarar görecektir. Gülmek de morali yükselten belki de en temel gereklilik. Paylaştıklarımla biraz olsun sizleri de gülümsetebildiysem ne mutlu bana... Sürekli tehdit altında olduğu duygusuyla yaşamanın ne derece tesirli olduğuna dair İbn-i Sina’nın yapmış olduğu çok güzel bir deney de mevcut! Şöyle ki;
Aynı kiloda, aynı yaşta, aynı cinsten iki kuzu iki ayrı kafese yerleştirilir. Her ikisine de aynı miktarda ve içerikte besin ve su verilir. Ancak, kuzuların bulunduğu kafeslerin birindeki kuzunun görüş alanına giren yine bir kafeste tutulan kurt bulunmakta iken, diğer kuzu bulunduğu kafesten kurdu görmemektedir. Bu şekilde tutulan kuzulardan devamlı kurdu gören zaman içerisinde huzursuzluktan dolayı son derece zayıf ve çelimsiz bir hale gelerek ölür. Diğer kuzu ise gayet besili ve kiloludur. Bu deneyde varılan sonuç çok net ve sürekli yaşanan kaygı, endişe, tehdit, korku duygularının yarattığı stresin bünyeye verdiği zararı göstermesi açısından son derece önemli bir deney!
Diyeceğim o ki; herkes coronavirüsün mevcudiyetini ülkemizde duyduğu ilk günkü kadar tedbirli davranmaya devam etsin, ama bunu yaparken de yaşamdan zevk aldıkları şeyleri ev ortamında yapabilecekleri oranda da olsa, ya da sadece gülmek için yaratılacak bahanelerle de olsa (ki gülmek için sokağa çıkmak şart değil) yapmaya devam etsin lütfen! Tehlikenin tam gaz devam ettiği gibi, moral yükseltici şeyleri yapmaya da tam gaz devam... Bizi diğer canlılardan güçlü kılan maneviyatımızdır!
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!