2012-2013 Eurochallenge finalisti (sahaya pet şişe atan insan müsveddesi yüzünden kaybedilen final)
2014 Türkiye kupası + Cumhurbaşkanlığı kupası
2015 Süper Lig şampiyonluğu
2020-2021 FIBA Şampiyonlar Ligi finalisti
2022-2023 Süper Lig finalisti
Yukarıda saydıklarım Ufuk Sarıca’nın sadece Karşıyaka kariyerinden… Basketbolcu kariyeri ve diğer takımlardaki yardımcı koçluk ve koçluk kariyeri de cabası…
Başbakan Ufuk dendi, adı parklara verildi… Onun da Karşıyaka sevgisi büyük olduğundan Beşiktaş’ı çalıştırırken tribünlerle sevinç gösterisi esnasında yanlışlıkla ağzından kaf sin kaf çıktı…
Kendisi adeta Karşıyaka basketbolu ile özdeşleşti. Karşıyakalı onu, o Karşıyaka’yı çok sevdi…
Peki ne oldu da bugünlere gelindi?!
Çok çeşitli ithamlar, hatta iddia’lar var…
Karşıyaka basketbol takımı Ufuk Sarıca’nın elinde olduğu süre boyunca Yaşar Holding’in büyük katkılarıyla, hiç de küçümsenmeyecek nitelikte oyunculardan kurulu bir takım oldu hep…
Hani öyle hep söylendiği gibi düşük bütçeli bir takım falan olmadık hiçbir zaman. Sadece göreceli olarak düşüktü bütçe. Bir Fener’e, bir Efes’e kıyasla…
Bunun da karşılığını büyük oranda verdi aslında Ufuk Sarıca. Avrupa kupası kazanma hayalimiz dışında…
Maçların tamamının kazanılması ya da kupaların hepsinin toplanması zaten olası değil. Kaybedilecek kupalar da, mağlubiyetler de olacaktır haliyle… Ama böyle de olmaz ki! Beşiktaş karşısındaki skandaldan bahsediyorum… Hakikaten de böyle de olmaz ki!..
Ben araştırmadım ama birileri geriye dönük araştırmış… Ligin ilk kurulduğu yıllarda 2 maç dışında Karşıyaka tarihinde bu kadar farklı bir mağlubiyet olmadığını yazmış sosyal medyada. Zaten Ufuk Sarıca da ‘’kariyerimde yaşamadığım bir şeyi yaşadım’’ dedi. Karşıyaka basketbol tarihi onun kariyer geçmişinden çok daha eski tabi o ayrı…
Şimdi ne olacak peki?! Ufuk Sarıca’ya başbakan diyenlerin hepsi veryansın ediyor; ‘’istifa da istifa’’ diye… Bu kadar uçlarda yer almak yerine makul bir ortak paydada buluşulamıyor mu yani?! Ya başbakan, ya istifa…
Benim naçizane görüşüm ise bu sezonun Ufuk Sarıca ile tamamlanması yönünde. Bunu daha önce de eski yazılarımın birinde ifade etmiştim ve demiştim ki; ‘’sezon sonu gelinen noktaya bir bakarız ve ya teşekkür eder yolları ayırırız ya da Ufuk Sarıca eski motivasyonunu yakaladıysa da devam seçeneğini yine gündeme alırız’’. Yani aşağı yukarı anlam olarak bu çerçevede bir şeyler söylemiştim ve şu anda da aynı fikirdeyim…
Evet bence temel sorun Ufuk Sarıca’nın motivasyon ve heyecan kaybı. Takımı idare eden kişi böyle olunca da bu psikolojinin birebir takım oyuncularına yansıması da olağan…
Bu temel sorun haricinde Ufuk Sarıca’nın takımı olumsuz etkileyen, maç kaybettiren kişisel yanlışları da varsa eğer onları bizim gibi sıradan vatandaşların bilmesine tabii ki imkan yok! Bilenler varsa eğer kulüp yöneticilerine aktarır, yöneticiler bunların doğruluklarını araştırır ve doğru ya da yanlış olmasına göre de kararını netleştirir…
Sonuç itibarı ile Ufuk Sarıca’yı yere göğe koyamamak da yanlış, yerin dibine batırmaya çalışmak da… Elde ettiği zaferlerin tabii ki büyük hatırı var ama hep söylediğim gibi, hiç kimse Karşıyaka’dan daha büyük değildir, söz konusu Karşıyaka’nın basketboldaki başarısı ise kredisi de sonsuz değildir… Elde ettiği başarıları asla unutacak değiliz ama bu 49 farkla kaybedilen Beşiktaş mağlubiyeti de maalesef unutulmazlar arasına girdi!
Şayet günün birinde Ufuk Sarıca ayrılacak ya da gönderilecek olursa (-ki kendi ayrılmayıp gönderilecek olursa tahminimce tazminat ödemeyip sadece Ufuk Sarıca’nın ücretini ödeme şansını da elde edecek olan ve adının en çok anıldığı takım olan Efes’ geçecektir ve tam bir komplo teorisi olarak belki de 49 sayı farkla mağlubiyetin altında yatan bir neden de olabilir bu), benim yerine isteyeceğim ilk isim Dusan Alimpijeviç olacaktır. Tabi mümkünse…
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!