Basketbolu sadece bir spor türü zannedenlere söylüyorum; ‘’basketbol bir kültürdür’’…
Karşıyaka Haber’de yazmaya başladığım ilk yazımın başlığı da ‘’basketbol hayattır’’ şeklindeydi…
Merak edenler veya unutup da hatırlamak isteyenler internetten araştırıp tekrar göz atabilir…
Basketbol oynamak istemekle, basketbolda başarıyı yakalamak farklı şeyler…
Konuya biraz da mesleğim açısından örnek vererek yaklaşmak istiyorum. Bizim mesleği tanımlamak için 2 tabir kullanılır. ‘’Doktor’’ ve ‘’Hekim’’. Oysa ki ikisi birbirinden farklı anlamlara haiz…
Mesela İngiltere’de bir deyim vardır; ‘’bütün hekimler doktordur, fakat bütün doktorlar hekim değildir’’ diye…
Peki bu ne anlama geliyor?! Doktor tabiri bilimsel bir ünvandır. Hekim tabiri ise bunun üzerine bir takım insani, ahlaki, vicdani ve etik değerlerin eklenmesi ile ortaya çıkar…
Hekim sözcüğü köken itibarı ile hakim ve hakem ile aynı kökten geliyor. Yani insanlar için iyiye, doğruya karar veren anlamındadır…
Sosyal medyada reklam için türlü şaklabanlıklar yapan doktorlar var. Hatta garip müzikler, dekorlar ve kıyafetlerle bu tanıtımlarını dans ederek yapanları bile var… Şu kadarını söylemeliyim ki bir hekim işte bunları yapmaz. Şayet bunlar yapılıyorsa mutlaka saklayacakları, gizleyecekleri bir takım eksiklikleri vardır…
Bu tip insanlardan da ne bir fayda ne de uzun vadede başarılı bir meslek hayatı beklenemez…
Çünkü temel tıp etiği olmadığından, deontoloji nedir bilmediğinden, tıbbiyeli kültürüne sahip olmadığından bu böyledir…
Yazımın ilk satırında ifade ettiğim üzere basketbol da böyle bir şeydir. Basketbolun hem kendine has bir kültürü vardır hem de hayatın ta kendisidir…
Öyle çıkıp da ‘’ben karar verdim, artık bir basketbol takımı da kuracağım ve başarılar elde edeceğim’’ diyerek bir sonuca varmak çok zordur…
Hele ki bunu söyleyen bir kulüp tarihi boyunca sadece futboldan ibaret olmuşken (sahip olduğu başka branşlar da elbette var ama, kağıt üzerinde olan ve esamesi bile okunmadığından kayda değer olmayan durumdalar) böylesi bir girişimin başarı şansının olması çok ama çok düşük maalesef…
Evet Aliağaspor A.Ş.’nden yani eski ve taraftarının kullanmaktan vazgeçmediği adıyla Göztepe’den bahsediyorum…
Bu girişimi yapan kulüp Altınordu olsaydı umutlarımız bir nebze olsun daha yüksek olabilirdi. Türkiye Basketbol Ligi’nin ilk şampiyonu ve bir basketbol altyapısı (manevi anlamada) ve kültürü olan kulüp neticede…
Mehmet Sepil’in girişimi ve hayali güzel bir şey neticede. Türk sporu ve basketbolu adına… Basketbolu düşünmek, basketbola yatırım yapmak basketboseverler tarafından mutlulukla karşılanmalı…
Tabi hayaller ile gerçekler muhtemelen çok farklı olacaktır ama isterlerse bu işin duayeni olan Karşıyakamıza gelip bizlerden ders alabilirler. Ezeli rekabet olsa da ebedi dostluğun hatırına bu muhtaç eli tutmaktan çekinmeyeceğimizden emin olabilirler…
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!