Semih Erden’in geldiği günden beri Karşıyaka’nın yıllardır süregelen pivot ihtiyacını gidermeye ilaç olmadığı gün gibi aşikar. Takıma hemen hemen hiçbir faydası olmadığı gibi, geçmiş kariyerinde edinebildiği pozisyonların temel nedeni de sahip olduğu üstün basketbol zekası veya atletik meziyetleri falan da değil zaten. Sahip olduğu 2,13 m boyu ile (kendi jenerasyonunda Türkiye’de az bulunan) pivot pozisyonu için uygun fiziğe sahip oyuncu açığının kendisine sağladığı Allah vergisi bir şans zaten sadece onunkisi.
Becerileri ve basketbol zekası son derece sınırlı olan bu oyuncunun geçmiş kariyerinde zaman zaman tabir-i caizse gaza gelip de, hırs yaparak ve o gün yine şans eseri salladıkları (attığı demiyorum, çünkü hakikaten onun şutlarına atmak değil, sallamak denilebilir ancak) denk gelip de çemberden geçerse elde ettiği, bozuk bir saatin bile günde iki kez doğru zamanı göstermesi gibi olan bazı tesadüfi başarıları var sadece hepsi o. Kimse kalkıp da bana NBA tecrübesi bile var falan demeye kalkmasın lütfen, çünkü oraya gitmesi, hiçbir şey yapamaması ve dönmesi bir oldu nerdeyse ve NBA’e Avrupa’dan oyuncu getirtmenin nedenleri arasında artık üstün basketbol meziyetleri falan ön sıralarda yer alan bir gerekçe olmaktan çıkalı uzun yıllar oldu zaten. Bu artık tamamen marketing kaygılı bir uygulamaya dönmüş vaziyette... Böyle bir oyuncunun emekliliğini beklemek için Karşıyaka’ya gelmesine fırsat tanınması bile biraz olsun kendisine sorumluluk yüklemeliydi ama nafile. Karşıyaka gibi bir basketbol ekolüne layık olmadan bir de kaptan yapıldığı halde üstelik...
Hiçbir faydası olmayan ve olmayacağı da belli olan bu oyuncu, üstelik kaptanlıkla da taltif edilmiş olduğu halde bir de, en azından zarar vermeseydi keşke..! Zarar vermek iki şekilde olabilir. Biri aktif olarak eyleme dökerek, diğeri de bir takım konularda yapması gerekenleri yapmayıp pasif kalarak. Semih’in hangi şekilde zarar verdiğini bilmiyorum ama zarar verdiği kesin. İşin iç yüzünü bilemiyoruz. Acaba oyunculardan Semih’e bir talep geldiği için Semih kaptan sıfatıyla boykot organizasyonunda başrolü mü oynadı, yoksa Semih’in direkt kendi öncülüğü ile oyuncuları organize etmesi şeklinde mi gelişti hadise bilemiyoruz. Ama her iki türlü de ortada aktif ya da pasif olarak verilmiş bir zarar var. Zarar ne mi? Karşıyaka’nın prestijine verilmiş olan zarar ve takım oyuncularına bizlerin bundan sonra duyacağı güvene verilmiş olan zarar! Daha ne olsun?..
Kaptan’ın sorumlulukları arasında her ne koşulda olursa olsun takımın motivasyonunu yüksek tutmak, gereğinde oyuncuların tepkilerini yumuşatmak, sorunları büyütmek değil, sorunların çözüleceği merci ile oyuncular arasında iletişimi sağlayıp çözüme yönelik hareketlere öncülük etmek yer almaktadır. Semih’in yaptığı ise ne Karşıyaka kültürüne, ne kaptanlık makamına yakışmadığı gibi, ne de günümüz şartlarında her türlü imkanı kendilerine yaratan sponsorun ve basketbol şube yönetiminin haketmediği bir davranış biçimi. Şayet konunun bilmediğim ve Semih’e yüklemenin yanlış olacağı bir tarafı varsa, Semih Erden’in yapacağı ikna edici bir açıklama sonrası, yine buradan gereken düzeltmeyi yapmaya da hazırım. Ancak, günler geçti ve Semih’den gelen hiçbir açıklama yok!
Tabii ki de ne Ufuk Sarıca’dan bir Baba Nadir Vekiloğlu, ne de şimdiki oyunculardan bir Cihangir, Nihat, Suat, Birtan, Ziya, Murat ve diğer tüm ‘’gerçek şampiyon takım’’ (86-87) kadrosu oyuncuları yaklaşımını beklemiyoruz ama insanda biraz da olsa utanma duygusu olur, biraz olsun yapılanların yapılacakların teminatı olduğu düşüncesi olur... Zaten boykot sonrası Cem Karas’ın yaptığı açıklamada da konunun 9 Mart Salı günü çözüleceği ifade ediliyor.
Bu boykot aslında bazı şeyleri adeta bir turnusol kağıdı gibi ortaya çıkarması açısından faydalı da oldu! Bu takımın Karşıyaka adını taşımak dışında Karşıyakalı olmadığını hatırlattı, bu takımın en ufak bir pürüzde bizleri yarı yolda bırakacağını anlattı, Karşıyaka’ya Karşıyakalı kaptan dışında takım kaptanlığı yapacak hiçbir kişiye güvenilemeyeceğini düşündürdü ve hatta bu takım Efes’i de geride bırakıp şampiyon bile olsa, ya da şampiyonlar liginde kupayı bile alsa sadece göğsünde taşıdığı armaya hürmeten, sadece Karşıyaka adının zirvede yer alacak olmasına hürmeten büyük sevinç yaşanacağını ama bu takımın oyuncularına ise ‘’ben sana şampiyon olamazsın demedim ki, ....’’ ile başlayıp malum şekilde devam eden cümleyle yaklaşılacağını belirledi. Semih Erden’in bu takımda pivot olması durumu da tamamen ‘’koyunun olmadığı yerde, keçiye abdurrahman çelebi’’ hesabı olup, bu takımın kaptanlığına getirilmesi ise tamamen büyük bir hata olup, kimin hatası ise derhal düzeltilmesi gereken bir durumdur.
*** *** *** *** ***
Osman Bey Parkında yer alan şampiyonluk anıtını bilmeyen yoktur. Ya da bilmeyen varsa eğer, artık Osman Bey Parkı’na gitse de öğrenemeyecek! Çünkü kime sorularak, hangi gerekçeyle olduğunu bilmediğim bir şekilde şampiyonluk anıtı yerinden kaldırılarak Bostanlı eski güzel sanatlar parkı, şimdiki Zühtü Işıl Parkı adı verilen yere taşınmış durumda. Yıllar boyunca taraftarın toplanma merkezi olan, Karşıyaka’nın kalbinde yer alan Osman Bey Parkındaki yerinden alınıp da Bostanlı’ya taşınması tamamen yanlış bir karar kanaatindeyim. Zaten google’a ‘’şampiyonluk anıtı’’ diye yazın bakalım, orada bile direkt adresi ile birlikte Karşıyakamızın şampiyonluk anıtı çıkıyor ve adres de net!
Karşıyaka’nın kalbinden sökülen o anıt derhal olması gerektiği yere geri getirilmelidir! Bostanlı’daki yeni alana da, yeni bir tasarımla yeni bir mesaj içeren yeni bir anıt planlaması tabii ki de yapılabilir. Varolanı yerinden kaldırıp, bir başka yere taşımak suretiyle ek bir hizmet yapılmış olmuyor ki! Elde 1 varken, yine elde 1 oluyor neticede. Osman Bey Parkında yerini bulmuş olan anıt yerinde bırakılıp da, Bostanlı’ya da yeni bir heykel, büst vs dikilseydi eğer, o zaman var olanın yanına yeni bir şey eklenmiş olurdu.
Rahmetli babamın yakın arkadaşı Kaptan Erol Baş’ın ve yine mahallesinden tanıştığı, babamın yaşça küçüğü olan Gode Cengiz’in de eminim ki bir yerlerden bakıp da görüyorlarsa eğer tuhaflarına gidiyor ve ‘’ne işimiz var bizim burada!’’ diye düşünüyorlardır...
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!