24 Mayıs 2020 Pazar günü mübarek Ramazan bayramıyla buluşacak olmanın heyecanı içerisindeyiz.
Bayramlar, sevgi, kardeşlik, paylaşma ve dayanışma gibi insani değerlerimizi pekiştirmemize vesile olan, insani ve dini güzelliklerin yaşandığı, birlik beraberlik, sevgi ve saygının güzel örneklerinin sergilendiği, dargınların barıştığı kutlu zaman dilimleridir.
Aynı zamanda bayramlar, günlük hayatın meşgalesi içinde en yakınlarına bile zaman ayırmakta zorlanan günümüz insanını bir an için düşünmeye sevkeden, çevresindeki insanları fark etmesini sağlayan özel günlerdir.
Ancak Ramazan Bayramını, ülkemizi ve tüm insanlığı tehdit eden salgın hastalığın gölgesinde idrak ediyoruz. Salgın hastalıktan korunmak için alınan tedbirler kapsamında bayramı evimizde kalarak kutlayacağız.
Bayram coşkusunu ve sevincini en canlı bir şekilde ailemizle birlikte evlerimizde yaşayalım. Eşimizin, çocuklarımızın, yakınlarımızın varlıklarının hayatımıza kattığı anlamı, onlara duymak ve görmek istedikleri şekilde ifade edelim. Sevdiklerimizin gönlünü tatlı dilimizle, güler yüzümüzle alalım. Hayatlarının en kıymetli hediyesi biz olalım.
Bayramın manevi havasını, evimizde canlı manada çocuklarımıza hissettirelim. Dünya tatlısı çocuklarımıza bayram hediyesi verelim, sevindirelim onları. Onlar bayramlarımızın süsü, hayatımızın sevinç kaynağı. Peygamberimiz; “Küçüklerine sevgi, büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir” buyurmuş.
Küçüklere sevgi gösterilmeden, büyükler saygı ile hatırlanmadan geçen bayramlar ne ifade eder? Anne ve babamızın iyiliklerini, üzerimizdeki hak ve emeklerini hatırlamamak mümkün mü? Varlık sebebimiz olan anne ve babalarımız, aile büyüklerimiz unutulabilir mi? Telefonun ucunda bekletmeyelim onları. Bayramlarını kutlayalım, hayır dualarını alalım. Ebediyete uğurlamışsak şayet dualar gönderelim onlara, ruhlarını şâd edelim.
Bayramın varlığından haberdar edebilmek için gariplere, ihtiyaç sahiplerine bayram öncesi imkanımız ölçüsünde yardım edelim.
Hastane köşelerinde acil şifalar bekleyen hastaları da hatırlayalım, onlar için dua edelim. Onları tedavi edebilmek için büyük gayret gösteren sağlık çalışanlarımıza da kolaylıklar dileyelim. Güvenliğimizi sağlayan polisimize, jandarmamıza da…
Bugünlere sağlıkla kavuştuğumuz için Rabbimize şükredelim. “Allah’a, sağlık ve afiyet dileğinden daha sevimli bir dua yapılmamıştır” buyurmuş Peygamberimiz. Herkese dua edelim. Kimseye beddua etmeyelim. Peygamberimiz kimseye beddua etmemiş, “Ben lanetçi olarak gönderilmedim, ancak rahmet olarak gönderildim.” buyurmuş.
Bayram günleri barış günleridir, dargınlıkları sonlandıralım. Hatasız insan var mı dünyada? Az veya çok herkesin kusuru bulunur. Bir bahçede güller, çiçekler bulunduğu gibi dikenler de vardır. Dikenlere kızıp güller koparılır mı? Dikeni gülünden dolayı hoş görmeli. Bir top kumaş birkaç özrü var diye kaldırılıp atılır mı? Birkaç dikeni var diye gül ağacı kökten kesilir mi? Affedelim, bağışlayalım hataları, arayalım telefonla, bazı hatalarından dolayı kırgın olduğumuz arkadaşlarımızı, dostlarımızı, komşularımızı. Küskünlükleri bitirelim. Eğer hata bizdeyse, özür dilememize engel olan kibrimizi ve gururumuzu yenerek özür dileyelim. Kin ve nefret kılıçlarını bir daha çıkarmamak üzere kınlarına sokalım.
Mübarek Bayram gününde birlik beraberlik, kardeşlik içinde gönül gönüle verelim. Yunus gibi engin gönüllü, Mevlana gibi hoşgörülü, Hacı Bektaşı Veli gibi can gülü olalım. Ve Hz. Yunus gibi can-u gönülden ünleyelim;
“Ben gelmedim kavga için
Benim işim sevgi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim.”
Gönüller sevgiyle dolsun. Gözünüz, gönlünüz aydınlık olsun. Cümle alem neşeyle dolsun. Devletimiz, milletimiz var olsun. Bayramınız kutlu olsun…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!