İslam dünyasına şöyle bir baktığımızda belki de en çok Mustafa, Mehmet, Ahmet, Ali,Hasan, Hüseyin, Fatma, Zeynep, Hatice isimlerine Anadolu’da rastlanmaktadır. 2019 yılında ülkemizde en çok kullanılan erkek isminin Mehmet, Mustafa, Ahmet, en çok kullanılan kadın isminin Fatma, Emine olduğu tespit edilmiş. 2020 yılında doğan çocuklara verilen en popüler erkek isimlerinden birinin Mustafa, en popüler kız isimlerinden birinin Zeynep olduğu belirlenmiş. İzmir’de en çok kullanılan isimlerin Fatma, Hatice, Emine, Ayşe, Zeynep, Mehmet, Mustafa, Ali, Hüseyin, Ahmet olduğu istatistiklerde belirtilmiş.
Milletimiz çocuklarına Mustafa, Mehmet, Ahmet, Ali, Hasan, Hüseyin, Fatma, Hatice, isimlerini vererek ayrıca kültürümüzde gül, Hz. Peygamber’in remzi ve sembolü kabul edildiği için Gül, Gülseren, Gülşen, Gülizar gibi isimler vererek Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisini yaşatagelmiş.
Milletimiz Peygamberimize hürmeten çocuklarını Muhammed diye çağırmayı uygun görmemiş, bu ismi Mehmet olarak telaffuz etmiş. “Muhammed” ismini verecek olursa, ağzından çıkabilecek bir hatalı ifadeden dolayı Hz. Peygamber’e saygısızlık olmasın diye daha çok Mehmet olarak isimlendirmeyi uygun görmüş. Bu, gayet ince bir duygu ve düşüncenin eseridir ve bu ince anlayış ve düşünüş Türk Milletine mahsus bir meziyet ve fazilettir.
Milletimiz, vatani görevini ifa eden kahraman askerimize, sınırda nöbet tutan kahraman erimize “küçük sevimli Muhammed” anlamına gelen Mehmetçik ismini vermiş. Hz. Peygamber’i anlatıyor diye sevinçli ve üzüntülü günlerinde mevlit merasimleri tertip edip sevinç ve üzüntülerini paylaşmış. Peygamber sevgisi ve Ehl-i Beyt sevgisi milli kültürümüzle iç içe girmiş. Türk milleti bu alanda zengin bir miras ve birikime sahip.
Hz. Peygamber ve Ehl-i Beyt sevgisi milletimizin ortak paydalarından biridir. Sevgili Peygamberimizin eşi, çocukları, torunları ve yakın akrabaları en geniş anlamıyla onun Ehl-i Beytidir. Ehl-i Beyt, Peygamberimizin mutlu yuvasında yetişmiş, onun sevgi dolu gönlünden feyz almış örnek şahsiyetlerdir. Ehl-i Beyt sevgisi, edebiyatımıza da aksetmiş ve bunu dile getiren sayısız eserler kaleme alınmış. Yunus Emre gönlündeki Ehl-i Beyt sevgisini mısralara şu kelimelerle taşımış;
“Şehitlerin ser çeşmesi, evliyanın bağrı başı
Fatma ana gözü yaşı Hasan ile Hüseyindir.
Hazreti Ali babaları Muhammed’dir dedeleri
Arşın iki gölgeleri Hasan ile Hüseyindir”
Sevgili Peygamberimizin torunu, Şâhı Merdân Hz. Ali Efendimizin ve Fatıma validemizin oğlu Hz. Hüseyin’in ve çoğu Ehl-i Beyt mensubu yetmişten fazla insanın Miladi 680 yılında Aşure gününde siyasi ihtiraslar uğruna Kerbelâ’da acımasızca şehit edilmesi, Hz. Peygamber’i ve onun Ehl-i Beytini seven alevisiyle sünnisiyle başta milletimiz olmak üzere bütün müminleri derinden yaralamış, derin acılara sevketmiş, asırlar geçse de göz yaşları hiç dinmemiştir. Hz. Hüseyin, sonsuza dek gönüllerde taht kurmuş, ona bu zulmü reva görenler ise insanların ortak vicdanlarında ebediyen mahkum olmuşlardır.
Bugün bize düşen, tarihin belli bir kesitinde meydana gelmiş bu tür müessif olayların tekrarlanmasını önleyecek bir bilince sahip olmaktır. Kardeşlik hislerimizi daha da güçlendirmek, kardeşliğimizi zedeleyecek her türlü olumsuz tutum ve davranışlardan sakınmaktır. Bugün bize düşen, hiçbir ayrım yapmadan insanı insan olduğu için sevip Yaradandan dolayı hoş görmektir. Etrafımıza sevgi ve barış tohumları ekmektir.
Bugün bize düşen, başkalarının hak ve hukukuna riayetin temel dini ödevlerimizden olduğunu, kul hakkı ihlalinin bizi ilâhi mağfiretten uzaklaştıracağını unutmamaktır. Müslümanı “elinden ve dilinden diğer insanların zarar görmediği kimse” olarak tarif eden Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle, birbirimizi sevmedikçe olgun bir imana sahip olamayacağımız gerçeğini unutmamaktır. Bugün bize düşen,“Eline, diline, beline sahip ol”, “incinsen de incitme” diyen Hünkâr Hacı Bektaşi Veli’nin bu öğütleriyle birlikte şu öğüdünü de rehberimiz, yol haritamız yapmaktır;
“Sevgi, muhabbet kaynar yanan ocağımızda
Bülbüller şevke gelir gül açar bağımızda
Hırslar, kinler yok olur aşkla meydanımızda
Aslanlarla ceylanlar dosttur kucağımızda”
Başta Seyyid-i Şüheda Hz. Hüseyin ve Kerbelâ şehitleri olmak üzere bütün şehitlerimizi, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ebediyete irtihal etmiş tüm gazilerimizi rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun. Aşure günü kardeşliğimizin daha da güçlenmesine, insanlığın sevgi, barış ve huzuruna vesile olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!