Bizim kızlarımız: Kadın Voleybol Milli Takımımızın dünya çapındaki başarısı için söylenecek tek sözcük; dünyadaki Türkçe konuşan tüm toplulukların gönülden kullandıkları ‘SAĞOL’dur. Gururla “Ben Türküm” diyenlerin sevinç ve övünç kaynağı oldular. Bu başarının altında ne var? diye araştıranlar, futbolun dışında voleybola özel ilgi gösteren, güç veren kulüplerimiz Eczacıbaşı, Fenerbahçe, Vakıfbak ve Galatasaray’ı ilk olarak sayarlar. Bu kulüplerimiz hem A, hem de Genç takımlara tüm imkanları ile destek vermiş ve takdiri, alkışı hak etmişlerdir. Amma: Bu zaferin asıl adımını atanlar, her zamanki gibi yine unutulmuşlardır. Bu idealist öğretmenler Milli Eğitim Bakanlığı’nın kadrolarında bulunan, 100’ncü yılını tamamlayan Cumhuriyetimizin Beden Eğitimi Öğretmenleridir. Nedendir bilinmez? İlk günden bu yana onlara gereken ilgi gösterilmemiştir. Çocuklara ilk okuldan liseye kadar, sporu anlatan, topu gösteren ve sevdiren onlardır. Bugün sevinç gözyaşları içinde alkışladığımız kızlarımızın voleybol temelinde onların emeği, sevgisi ve alın terleri vardır. Fakaaat! Eskiden olduğu gibi, Milli Eğitim Bakanlığı hala her okula yeteri kadar Beden Eğitimi Öğretmeni vermemekte, Spor Fakültelerini başarıyla bitirmiş genç Beden Eğitimi Öğretmenleri ya işsiz bulunmakta, yada ekmek parası için onlara uygun olmayan, koruma görevlisi gibi başka işlerde çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Yıllardır, bu durumu istatistiklerle tespit edip, ilgilileri uyardığım halde, davranış değişmemiştir. Ülkemizde eğitimi başarı ile tamamlamış, ülke sporunun yapı taşlarını yerine koyacak Beden Eğitimi Öğretmenlerine gerekli ilgi gösterilirse, spor alanında pek çok şampiyonluk Türkiye’nin olacaktır. Onları ve emeklerini unutmamamız gereklidir. Hayatta olanlara başarılar diliyor, aramızda olmayanları saygı ve rahmetle anıyorum..!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!