Ne olursa olsun, kişilerin düşüncesine saygı duymak gerekir. Bazen istediğin kadar konuş, örnek ver, dil dök. Anlatamazsın… Bazen de “Herkesin anlayış derecesi farklıdır. Benim sana anlatacaklarım ancak senin anlayacağın kadardır” demekten kendinizi alamazsın.
Bu sözü çok seviyorum.
Siz istediğiniz kadar ağzınızla kuş tutsanız, en iyisini anlatmaya çalışsanız bile, karşınızdaki aklı kadarını algılıyordur. Bazıları da işine geleni içinden cımbızla çekerek alıyor ve kendi lehine, senin de aleyhine kullanıyor…
Ne yapacaksınız. Gerçek bu! Güneşi balçıkla sıvayamazsın…
Biz belki böyle yaşamayı hak etmiyoruz ama kaderimiz… Bu topraklarda, bu toplumla yaşamaya mahkûmuz… Ülkemizi, bayrağımızı en önemlisi de ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü çok seviyoruz…
Sosyal medyaya bakın, adeta bir “Çöp denizi” gibi… İstedikleri yöne çekip, aklına, işine geleni, canı istediği, taraftar bulabileceği gibi yazıp çiziyorlar… Hatta bazıları da ne yazdığını unutup, aradan geçen zaman sonrası ona inanıyor…
Hani deriz ya: “Söz uçar yazı kalır” diye…
“Sözünü tartmadan söyleyen, aldığı cevaptan incinmesin”
Aynen öyle!..
Delikanlı adam yazdıklarının arkasında da durur. Gel gör, yazanlar hemen karşılarında güç ve ceza diretmesini görürse gecikmeden özre sarılıp, “sürçü lisan ettik” diye yemin billah ile yazdığını silmekte geç kalmaz.
Bunlar bir de; attıklarında mangalda kül bırakmayan çakma şövalyeler…
İnanın hiç şaşırmıyorum…
Eski dönemdeki külhan beyler şöyle dermiş: “Delikanlı adam verdiği sözü tutar…”
Bu dönemde, nerde böyle delikanlılık, delikanlılar!..
Elbette gerçek delikanlıların hakkını da yememek gerekir. Etrafımızda bile çok var. Örneğe gerek yok. Bilen, zaten biliyor.
Bazen ağızlarda sakız gibi çiğneriz ve deriz ki: “Gündem bu… Gündem yaratıyorlar!”
Moda söze şöyle bir bakacak olursak, son dönemde Karşıyaka’da bildiğiniz gibi konu şirketleşme…
Burada bir hatırlatma yapayım. Konu ile ilgili fikrimi geçtiğimiz haftalarda çok net olarak belirtmiştim. Tekrarı hiç sevmem…
Önümüze bakalım… Önemli olan Karşıyaka Spor Kulübü’nün şu anda 3. Ligde olan (gerçekte ligler sıralamasında 4. Lig) profesyonel futbol takımın içinde bulunduğu durumdan kurtulup kurtulamayacağı…
Kesinlikle kurtulmalı. Kurtarılmalı… Bu bizim de kırmızı çizgimiz!
Bir kurtarıcı aranıyor. Bu son başkanın yenileyeceği yönetim ile mi olur? Başka bir liste çıkıp da yönetimi alıp “kurtarıcı” rolüne mi soyunur? Veya genel kurul şirketleşmeye onay verip futbol şubesi şirketleşir de kurtuluşunu ilan edeceği günleri iple mi çeker? Bilemiyorum…
Bildiğim tek şey; bu kez bu iş olmalı… Transferin önü açılmalı!
Herkesi bir düşünce almış… Düşün, düşün de nereye kadar?
Orta Çağ’ın “Hristiyan Dünyası”nı alt üst eden kişi olarak tarihe geçen Alman keşiş, teolog, üniversite profesörü, Protestanlığın babası ve Lüterciliği yaratan, geliştiren ve yayan kişi olarak tanımlanan Martin Luther’in sözünü bilir misiniz?
“Bazı insanlar için düşünmek, hayattaki en zor şeydir.”
İnsanoğlu yapmak istemediği veya yapamayacağı her şey için “düşünmek için süre” ister. Bu da onun ve karşısındakinin hayatını zorlaştırır.
Hayatı zorlaştırmak bu kadar kolay değil mi?
Bakın yaşadığınız kentte etrafınıza... Açılmayı o kadar yanlış anlamışlar ki…
Büyüklerin “dükkânınızı açın, ekmeğinizi kazanın” sözünü öyle bir algılamışlar; ağzını burnunu kapatacağı ve bu işe yarayan maskesini dirseğine takarak “dirsekte maske modası”nı “açıldım bak” diyerek geri getirmenin manası nedir? Bir de “Bak ben takmıyorum” havasın atanlara ne demeliyiz? Bunu maske için mi söylüyorlar yoksa takılmasını zorlayanlara mı?
Üstelik matahmış gibi sırıta sırıta cadde sokak dolaşmıyorlar mı?
Yazık, çok yazık!
Yukarıda yazmıştık… İşine yarayanı, işine geldiği gibi kullanan insanlardan bahsetmiştik…
Ama unutmasınlar; “Akıl bir paraşüt gibidir. Açıldığında iş görür.”
Bu söz Amerikalı motivasyonel konuşmacı, yazar ve danışman Dennis Waitley’e ait. Ne kadar anlamlı.
Herkesin aklı olduğu kadar derdi de var. Önemli olan aklını yerinde kullanıp dertleri tez zamanda sonlandırmak.
Karşıyaka Spor Kulübü’nün tek derdi de “transfer yasağı”nın şirketleşmeyle kaldırılması mı acaba? Bu konuda son sözü genel kurul söyleyecek.
Basketbolu var. Voleybolu. Tenis, yelken ve diğerleri… Şüphesiz; taraftarın aklı fikri belli: Futbol…
AŞ olan Altınordu ve Göztepe’de işler tıkırında gidiyor. Süper Lige çıkan Altay’da sorun var. Menemenspor kendi yağıyla kavruluyor gibi… Bucaspor da hareketin başlaması an meselesi. BAL’da İzmirspor ve Yeşilova’nın işi zor… Çiğli Belediyespor yara aldı. Aliağa FAŞ öne fırladı. Aynen diğer gruptaki Buca Zaferspor gibi… Torosgücü bakalım 2. Devre ne yapacak?
Profesyonel, BAL (Bölgesel Amatör Ligi) derken İzmir’de futbol için en büyük hareket ve heyecan nerede biliyor musunuz?
İzmir Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu seçimleri için amatör futbol kulüplerinde… Açıkçası amatörlerin dünyasında…
285 Kulübün heyecanla beklediği seçim tarihi açıklandı: 24.6.2021 (Ekseriyet sağlanmazsa 01.07.2021)
Uzun süredir hazırlık içinde olan ve sıklıkla başkan adayı değiştiren Bornovalı amatörler sonunda Bornova Belediye Başkanına Efkan Muhtar’ın adında birleştiklerine dair dilekçeyi sundular… 44 kulüpten 37’sinin bu konuda imza verdiği açıklandı.
Elbette yüzde yüz birliktelik olmadan bu iş nereye varacak bilemedim…
Bildiğim bir şey var; Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ’un burada taraf olduğudur. Tarafsız kalmalıydı…
Amatörleri siyasete alet etmek doğru değil… Mustafa başkan, sporu seven, sporun içinden gelen ve halen de içinde olan başarılı belediye başkanıdır. Neden topa girer anlamış değilim…
İnşallah anlatır…
Efkan Muhtar’ın yanı sıra İzmir Futbol İl temsilciği yapan, görevdeyken el çektirilen Mehmet İncu da kolları sıvayan ikinci isim. Tuncay Kaltar aday olduğunu ifade ederken, ilginç bir önerisi oldu. “Tüm adaylar listelerini yırtsın. Tek aday üzerinde birleşelim ve 13 bölgeden ikişer kişiyi listeye alalım. Böylelikle hiçbir kulüp mağdur olmaz” diyor. Bilemedim…
Yarışın dördüncü adayı ve en güçlüsü yıllardır koltukta oturan başkan Kadri Yatkın. Daha önceki yazılarımda da belirttim. Kadri Yatkın 1991 yılından bu yana İzmir Amatör Spor Kulüpleri Federasyonunun yönetim kurulunda. Bunun son 20 yılı başkanlık olarak geçti. Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonunun da genel başkan yardımcısı. 25 yılda emekli olunan ülkemizde, 30 yıldır federasyonun içinde olan Yatkın, kulüp delegelerinden “son bir dönem” için oy isteyecek.
Şu anda adaylar İzmir kulüpleri arasında dört dönüp duruyor. Projeler anlatılıyor. Vaatler veriliyor, sözler alınıyor.
Adaylara tecrübemden dolayı şunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Gittiğiniz, konuştuğumuz, sizi kıramayacaklar “senin arkandayım” diyecekler. Bu âlemde dik duranlarla, cambaz olanlar ve her yeri oynayanları herkes biliyor…
Unutmayın ki; "mendil satan çocuğun burnunu koluyla silmesi kadar acımasız bu hayat..."
Siz siz olun. Kendinize güvenin!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!