Yeşilçam’da replik (içe işleyen, dokunaklı, hafızada yer edinen söz) olan “Beni hiç mi sevmedin?” zaman içinde gerçek yaşama da yansıdı ve sık sık kullanılmaya başlandı…
“Beni hiç mi sevmedin?”
Yerli, yersiz dillendirilen, oysa anlamı çok büyük olan sözün iz bırakması gerektiği an kullanılırsa anlam kazanır...
Spora bağlamamız gerekirse, fanatikler hep şöyle söyler.
“Biz ölümüne severiz, uğrunda da ölürüz…”
Böylesine sevdalı birine (birilerine) yukarıdaki söz söylenir mi?
Söylenmez. Çünkü onların sevgisi karşılıksızdır…
Taraftar severse, ölümüne sever…
Sadece taraftara mı? Her hangi bir kent sevdalısına, takım fanatiğine sorsanız: “Beni hiç mi sevmedin?” diye, verdikleri cevap yine aynı olur: “Biz sevince ölümüne severiz… “
Takım fanatiklerinin sevdasından kimsenin kuşkusu olamaz. Onlar sadece süper lig haricinde bulundukları ligi hiç sevmezler…
Bazıları da BAL’ı sevmez bilir misiniz?
Soracak olursanız da; BAL’ı hiç, ama hiç sevmedim!..
Arının değil, TFF’nin BAL’ından (Bölgesel Amatör Lig) söz ediyorum.
Sevene rastlamadım. İddia edemem. Mutlaka seveni de vardır. Adeta Anzer Balı gibi…
Biliyorsunuzdur? Anzer Balı, ölçülü tüketildiğinde faydalı olurken, çok fazla tüketildiğinde ise kalp, tansiyon veya mide rahatsızlığı yaşanmasına sebep olabilmektedir. Ölüme kadar götürebilir…
TFF’nin BAL’ı aynen böyle…
Bu yıl BAL’dan şikâyetler bitmediği gibi, İzmir’de BAL’a geçiş yolu olan SAL (Süper Amatör Lig) adeta komediler ligine dönüştü…
İzmir’de bir grupta şampiyon liglerin bitmesine karşın belli olmadı.
Peki, play offta oynanan 2 gruptaki hükmen yenilgilere ne demeli? 11 (yazıyla On bir) maç hükmen yenilgiyle sona erdi. 5’erli iki grupta oynanamayan maç sayısı 11. Biri de yolda… Gelirse 12 olacak…
Sadece hükmen yenilgiler damga vurmadı, play offlara… BAL’a (Bölgesel Amatör Lig) çıkacak takımı da play offlar belirleyemedi.
O’nu da Tahkim Kurulu belirleyecek…
Nasıl mı?
Balçova’nın hükmen yenilgisinin kararını TFF Tahkim Kurulu verecek. Karara göre de BAL’a Torbalı’dan sonra çıkacak takım belli olacak. Aliağa Helvacı “Şampiyon” olduğunu açıkladı ama tahkimden karar gelmediği için şu andaki puan sıralamasında Balçova zirvede…
BAL’ı hep yazıyorum. Dünyada eşi enderi, benzeri olmayan bir lig diye… Kim nasıl icat ettiyse kutlamak yetmez. Heykelini (!) dikmek gerekir.
Şimdi BAL’ın İzmir takımları için statüsüne bakalım mı?
İzmir’in BAL Kontenjanı 5 (beş) Takım Olup 6 (altı) Takımla Temsil Edilen İzmir İlinde:
Altı takımdan biri TFF 3.Lig’e yükselir, diğer 5 takım küme düşmezse, üstte kalan 3 takım BAL’da kalır. Yerel lig birinci ve ikincisi BAL’a yükselir. Diğer 5 takımdan sezon sonu puan tablosunda en alt sırasında olan 2 takım yerel lige düşer.
Altı takımdan biri TFF 3.Lig’e yükselir, bir takım küme düşerse, Diğer 4 takımdan sezon sonu puan tablosunda üstte olan 3 takım BAL’da kalır, diğer 1 takım yerel lige düşer. Yerel lig birinci ve ikincisi BAL’a yükselir.
Altı takımdan biri TFF 3.Lig’e yükselir, iki takım küme düşerse, Diğer 3 takım BAL’ da kalır. Yerel lig birincisi ve ikincisi BAL’a yükselir.
Altı takımdan hiçbiri TFF 3.Lig’e yükselmez ve küme düşmezse, 6 takım arasında sezon sonu puan tablosunda en üst sırada olan 3 takım BAL’ da kalır, Diğer 3 takım yerel lige düşer yerel lig birincisi ve ikincisi BAL’a yükselir.
Altı takımdan hiçbiri TFF 3.Lig’e yükselmez, bir takım küme düşerse, kalan 5 takımdan sezon sonu puan tablosunda en alt sırada olan 2 takım yerel lige düşer. En üstte olan 3 takım BAL’da kalır. Yerel lig birincisi ve ikincisi BAL’a yükselir.
Altı takımdan hiçbiri TFF 3.Lig’e yükselmez, iki takım küme düşerse, Diğer 4 takımdan sezon sonu puan tablosunda üstte olan 3 takım BAL’da kalır. Diğer bir takım yerel lige düşer. Yerel lig birincisi ve ikincisi BAL’a yükselir.
Anlayan anlamayanlara anlatsın!..
Bazıları düşsün artık KSK’nin yakasından… Bu şehirde pırıl pırıl gençler var. Hepsi de hizmet aşkıyla yanıp tutuşuyor… Varsın parası olmasın, parayla saadetin olmayacağını artık Karşıyaka anlasın!..
Elbette parası olanlara da ihtiyacımız var. Öğle yemeği için Paris’e, bayram tatiline ABD’ye gidenlere de, para vereceği için “hayır” diyemeyiz. İnanın onlara da yerimiz var… Ancak beklemeye tahammülümüz var mı, onu bilemiyorum?
Karşıyaka ilçe olarak spor da çok şanslı…
Belediyede sporu bilenler var. Bilinçli, öğrenimli, donanımlı…
Karşıyaka Belediye Başkan Yardımcısı Berkhan Alptekin’den söz ediyorum, göğsümü gere gere…
Spor İşleri Müdürü Cenk Karslı’yı yazıyorum gururla…
Yaşamını amatör futbola adayan Nevzat (Altınkalp) başkan var Mavişehir 79 Yıldızspor’da… Yeşiltepespor’un “olmazsa olmazı” Emin (Güler) hocayı tanır mısınız?
Ya Nergizspor’a her zaman kan veren, yaşamasını sağlayan Haydar (Cansız) Başkanı Karşıyaka Amatör Futbol dünyası unutur mu?.. Fikri Altay’da Ahmet hocayı…
Denizspor’u yıllardır ayakta tutan ve futbolcu fabrikası gibi işleten yönetimi… Burhan Yücel’in yöneticiliğini, antrenörlerinin fedakârlıklarını… Diğer ekiplerde Yüksel Çınar, İsmail Derse ve diğerlerini…
Ya kadın futbolunu Karşıyaka’ya getiren Feriha Paylar’ı…
Bu şehir isimsiz kahramanlarını asla unutmamalı!..
Karşıyaka’da aslında tek tek isim yazmaya gerek yok. Tüm Amatör spor kulüpleri başkanları “Heykeli dikilecek spor adamı” olarak alkışlanmalı… Yönetimlerinde vefakârca çalışanlar da öyle…
Hem zamanlarını veriyorlar. Bazen de, cebindeki son kuruşlarını… Şartlar ne olursa olsun amatörleri o “İsimsiz kahramanlar” ayakta tutuyorlar… Futbolumuza “Can suyu” oluyor…
Onlara “Karşıyaka sporu” dese ki; “Beni hiç mi sevmedin?”
Verecekleri cevap net ve kesin “Çok sevdik, ölümüne sevdik” olur…
Hizmet adamı olmak başkadır. Spor adamı olmak bambaşka… Ama iki güzel meziyet bir kişide bulunursa da, o zaman her şey harika olur…
Bugün Karşıyaka ve Karşıyaka Belediyesi spor açısından çok şanslı.
Sporu bilen, spora doğru hizmetin nasıl yapılacağını okulunda öğrenen, bilimsel yaklaşımlar ve doğru adamlarla doğruların olacağını kanıtlayan bürokratlar sizi bir değil, birkaç adım ileriye götürür…
Üstelik mütevazı olup da, saygıda kusur etmeyip, sevgisini esirgemeyenler karşısındakine ders de verebilmektedir.
Unutmayın, başarıya çıkan asansör her zaman çalışmaz. Bazen bozuktur. Kapısında bekleyip zaman kaybetmeyen, adım adım merdivenleri çıkmaya başlayan, her zaman hedefe ulaşarak zaferi yakalar…
Bir de aklınızda bulunsun. Frank Ocean’ın dediği gibi “Sessizce sıkı çalışın, bırakın başarı sesiniz olsun.”
İnanın biz öyle yapıyoruz… Siz gölge etmeyin yeter!
Siz siz olun; Albert Einstein’in sözü gibi “Sadece başarılı bir insan olmaya değil, değerli bir insan olmaya çalışın.”
Bir de sevecekseniz yalandan değil. Kalpten sevin!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!