Ustalarımdan Tayfur Göçmenoğlu…
Bu meslekte, “İzmir Basını”na yön verenlerden birisidir. “Önce insan, sonra gazetecidir.” Gazeteci derken, “gasteci” değil… Bu dönem de az kalan gerçeklerden!..
Ayrımcılığı hiç sevmem. Üstelik de nefret ederim. Sorun bakalım, neden ayrım yapıyoruz?
Son dönemde o kadar çok çakmalarımız çıktı ki!..
Bir zamanlar reklamda slogan olmuştu: “Çakan çakmak!” diye…
Sonra çakmayanlar çoğaldı… Çakanın da; cakası sona erdi!..
Bizim meslek de öyle…
“Çakma gasteci”ler yüzünden “Gerçek gazeteci”lerin itibarı da yerle bir oldu!..
Adam, kadın… Her kim olursa olsun; ayırt etmeden “Siz gazeteciler…” diye başladı mı, biz yerin dibine giriyoruz! Ama onların yüzüne tükürün “Ya rabbim şükür” diyerek, adeta dua ediyorlar…
Eh be Tayfur ağabey…
Nereden nereye geldik değil mi? Oysa senin bir yazından alıntı yapacaktım. Hani bir yazımın altına yorum yapmışsın ya?
“Kısa yaz…”
Saygıyla eleştirini “ders notu” olarak dimağıma yerleştirdim…
XXX
Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Muharrem Mehmet Kasapoğlu İzmir’e gelerek Karşıyaka’da yıllardır sorun ancak taliplisi çok olan “Tarihi Karşıyaka Tren İstasyonu”nu gezerek, son durumu hakkında bilgi aldı… Bina ve diğer alanlar Gençlik Spor Genel Müdürlüğü’ne tahsis edilince elbette ziyaret ve bilgi alması da doğal hakkı. Ama gezerken yanında tamamen siyasetçilerin bulunmasına şaşırdım…
Sanki bina AK Parti İl Başkanlığına tahsis edildi de, birlikte geziyorlar!..
XXX
Noyan Uluğ fanatik Kaf Kaf hastası…
Adamı kessen ne babasının şehri Urla, ne annesinin ata topraklarının da bulunduğu Akhisar diyecek!.. Aklı, fikri, kalbi, beyni hepsi tamamen Karşıyaka…
Demiş ki; Spor Bakanı Karşıyaka’ya gelmişken bitmeyen hikayeye dönen ve ilk söz verilip, yıkıldıktan sonra yerle bir olup da, bir daha yapılamayan Karşıyaka Stadını da gezsin!..
Of be Noyan; daha seçime çok var!..
XXX
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e birisi fısıldamıyor mu acaba?
“Sayın başkanım. Biz amatör spor kulüplerine maddi yardımda bulunuyoruz. Kulüp listelerini İzmir Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu’ndan alıyoruz. Ama onların tamamı futbol kulübü. Biz başarılı olup Türkiye Şampiyonluklarını İzmir’e getiren, binlerce gence, her yaş grubu insana çeşitli branşlarda sağlıklı spor yaptıran ve İzmir’imizin adını gururla duyuran kulüpleri dışlıyoruz. Acaba bunun için de bir çalışma yapabilir miyiz?”
XXX
İzmir futbol takımlarının form ve lig durumları yıllardır değişip duruyor. Değişmeyen nedir biliyor musunuz?
Taraftarları…
Karşıyaka, Göztepe tribünleri dolduruyor.
Altay, Altınordu hep bildiğimiz gibi… Tribünlerde; bizden önce dedeleri… Bizim dönemimiz de babaları… Şimdi de çocukları yer alıyor…
XXX
Sürekli nakarattır; “Futbolcu amatör takımlardan yetişir” diye…
Sorarım size; saha yok… Olsa bile iki takım antrenmanını aynı sahada, sahayı ikiye bölerek yapıyor…
Semt sahalarının çoğu yetersiz. Olanların da durumu ortada…
Kulüplerin ekonomik güçleri sıfırın çok altında…
O zaman buyurun da; siz yönetin ve futbolcu yetiştirin!..
Vallahi yetiştirin ki; “Spor Tarihi” sizi yazsın!..
XXX
Dr. Şaban Acarbay’ı tanır mısınız?
Tanımayanlara önerim mutlaka gidin tanışın: 5 yıldız, 10 numara bir “Adam…”
Tıp doktoru olarak spor camiasına yıllarını verdi… Spor yöneticisi olarak da unutulmaz eserlere imza attı.
36 yıldır başkanlığını üstlendiği, kurucusu da olduğu ve Türkiye’de bir numaraya yerleştirdiği TÜFAD’ın İzmir Şubesi’nde başkanlığı bıraktı…
Sizce kim kaybetti?
Bence; TÜFAD…
XXX
Bazı şehirlerde gönüllüler vardır.
“Ben insanlığın hizmetkârıyım” diyen emekli öğretmen, muhabir ruhunu hiçbir zaman için kaybetmeyen, gazetecilik yerine öğretmenliği tercih etmesine karşın halen yazılar yazarak “cebinde basın kartı” olanlardan daha çok gazetelere hizmetini sürdüren Yılmaz Durmaz gibi…
Bir de tüm sağlık sorunlarını hiçe sayarak işine saygı duyup, 24 saat çalışma aşkı olan Ömer Örün örneği…
Ne olur böylesine özverili insanlarımızı incitmeyelim, küstürmeyelim…
Onlar bizim baş tacımız!
XXX
Yüzme yarışında rakibi olmadığı için yarışmak istemeyen, mecburen suya girip de birinci olan ve kürsüye çıkmamakta diretip; “ben bu madalyayı hak etmedim” diyen sporcularla “Türk Sporu” kurtulur!..
“Yok, biz devşireceğiz” diyorsanız da, siz bilirsiniz!
XXX
KKTC’deyiz…
HİS Federasyonun düzenlediği “Dostluk Kupası Oryantiring Yarışları”nın yapılacağı Beşparmak Dağları Alev Kayası Piknik alanı gerçekten görülmesi gereken yerlerden birisi.
Yarış alanına gelen aracından inen Bostanlıspor’un antrenör sporcusu Harun Altun, rakiplerinden KKTC’li sporcuyu görünce birden heyecanlandı. Hızla yanına giderek, selamlaştıktan sonra sarmaş dolaş oldu… Uzun süre sohbet eden ve hasret giderilen bu manzara karşısında söylenecek tek söz vardı: İşte sporun yarattığı dostluk!..
XXX
BAL’ın (Bölgesel Amatör Lig) 3. Ligden daha pahalı ve masraflı olduğunu belirtenler fikrimi almak istedi.
Tek kelimeyle; ben takımımı böyle statü uygulanan bir ligde oynatmam… Paraları da sokağa atmam!..
XXX
Altınordu özel ekipleri aracılığıyla Avrupa’yı geziyor…
Altınordu AŞ Başkanı Mehmet Özkan akıllı… Altınordu FK’nın reklamını orada yapıyor ki, futbolcusunu sattığında TL değil EURO alacak… Çarp 18 ile!..
XXX
Bugünkü yazımız da üstadımız Tayfur Göçmenoğlu’nun “kısa yaz” uyarısına uydu mu bilemiyorum.
Bunu ustaya sormak gerekir.
Ne dersin Tayfur ağabey?..
Espri bir yana, onun ne dediğini çok iyi anladım… Aslında uyarısını çoğu kez bizler de yapıyoruz.
Şimdi tam sırası…
Hayatımın akışında önemi büyük olan, rol modelim de diyebileceğim sevgili ağabeyim, meslek büyüğüm, Hürriyet Gazetesi’nin efsane bölge müdürü, ustam Ertuğrul Kale’nin zaman zaman sohbetlerimizde söylediği bir sözü ile yazıya nokta koyayım:
“Sen yaz… Uzun olsun, kısa olsun… Yeter ki yaz!..”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!