Birisinin size “Şampiyon” diye seslenmesi bile büyük bir haz verir… Bu mertebeye ulaşan kişi, kim olursa olsun çok mutludur.
İster bireysel olsun, isterse takım halinde…
Etrafına da mutluluk saçar…
Kelime anlamıyla şampiyon: “Ulusal ve uluslararası bir yarışmada ilk dereceyi alan, birinci olan kimse veya takımdır” olmasına karşın, il, bölge ve çeşitli turnuvalarda da birinciliği elde edene verilen en güzel unvan değil midir? “Şampiyon!..”
Göztepe’ye bakın bir üst lige çıktı. Liderliği alamamasına karşın statüde elde ettiği başarı onun şampiyon gibi anımsanmasını sağladı… Üstelik şampiyonu deplasmanda da farklı yenerek tacın kendisine ne kadar çok yakıştığını kanıtladı.
Göztepe’nin süper lige çıkmasıyla İzmir ve Ege “futbolda süper lig hasreti”ne böylelikle iki sezon sonra yeniden son verirken en büyük sevinç, adeta yumak olan Göztepe taraftarınındı. Şimdi, kutlayacakları zafer şenliğinde İzmir’de yer gök inleyecek. Her yer sarı kırmızıya boyanacak!
Hakları mı? Sonuna kadar…
Göztepe İzmir’de mutlu oldu…
Peki, Altay’a ne demeli?
“Büyük Altay” son yıllarda kötü yönetilmesinin sonucunda 2. Lige düştü!..
Karşıyaka’ya ayrı bir parantez açmamız gerekecek. 3. Ligin (Seviyesi 4. Lig) gediklisi durumuna gelen üstelik de stadı bile olmayan Karşıyaka futbolda sezonu yine “zenginler yönetimi”ne karşın hüsranla kapattı…
Bu lig Karşıyaka’ya yakışıyor mu?
Asla…
Altay ve Karşıyaka gerçekten yöneticilerin kurbanı mıdır?
İyi yönetilemediği bir gerçek midir?
Yoksa rakipleri mi daha iyi futbol oynayıp, sahada üstünlük sağlamakta mıdır?
Altay için kesinlikle yönetim damgasını vurabiliriz. Karşıyaka ise “çok bilenlerin bilememesi bilmecesi”nden bir türlü kurtulamadığından her yıl hazin sonu yaşamaktadır dersek ne kadar doğru olur? Yorumu sizlere bırakıyorum.
Ne olursa olsun. İzmir’in iki tarihi kulübü bulunduğu yerden utanmalıdır!
Burada taraftarın hakkını da yememek gerekir. Hem Altay, hem de Karşıyaka taraftarları görevlerini çok daha fazlasıyla yerine getirip takımları için bir tek ölmedikleri kalmıştır…
Onlara saygı duymak ve alkışlamak camiaların birinci görevi olmalıdır.
Keşke yönetenler de taraftar kadar sağlıklı olarak doğruyu düşünebilse, özverili olsaydı…
Önemli olan sadece para vermek değildir!
Adı üstünde. Yönetici… İdareci…
Yönetemiyorsan, idare edemiyorsan ne işin var oralarda?
Belki bizim bilmediğiniz, sır olan farklı işler varsa, bakın ona bir şey diyemem… Zaten bizim öyle işlere de aklımız ermez… Yanımızdan bile geçmez!..
Bugünkü durumda futbol şubeleri çağa uymalı. Şirketleşecekse, şirketleşmeli. Şirketleşemeyecekse de ona göre yönetim oluşturmalı…
Aksi takdirde bizim yazacaklarımız aynen yıkılıp, yapılamayan Karşıyaka Stadı’nın öyküsüne döner…
Bakarsınız; körler sağırlar, birbirini ağırlar misali…
Şampiyonluk dedik de…
Doğduğum kentin futbol elçisi Alaşehirspor iki yıldır kovaladığı BAL’ı, Rıdvan Dilmen ile ünlenen Muğlaspor özlem duyduğu 3. Ligi yakaladı…
Onlar sevinirken, büyüdüğüm memleketimin formasını giydiği takım Akhisarspor ne acıdır ki, BAL’a düştü…
BAL sizin bildiğiniz o tatlı, yararlı, inanılmaz besin kaynağı değil… Tam bir girdap BAL. (Bölgesel Amatör Lig) Düşmeye gör…
Derler ya “Görünen köy kılavuz istemez” diye… Yeşil siyahlılar göz göre göre, tüm ikazlara ve uyarılara karşın inanılmaz bir son yaşadı!..
Yeniden profesyonel lige döner mi?
İşte o Akhisarlıların elinde… Belediye destekli, iş adamlarından kurulacak bir yönetim ile başarı elde edilir diyeceğim de, söz ettikleri borç hem kafaları karıştırıyor, hem de “Pamuk eller cebe” deyişini “Ne cepte para var, ne cepkende”ye dönüştürüyor…
Cepten çıkacak üç beş kuruşluk bir iş midir, onu da bilemiyoruz…
Ünü yurt dışına taşan, lezzetiyle yedikçe yemek istenen Ramiz Köftenin sahiplerinden, Akhisarspor da da futbol oynayan, futbolu bir antrenör kadar iyi bilen, yöneticilikte başkanları cebinden çıkaracak bilgiye sahip olan Birtan Taşkınlar bu işe el atar mı?
Yanına Ticaret, Sanayi ve Ziraat Odaları Birlikleri başkanları yanaşır, omuz verir mi?
Takım düşünceye kadar karşıdan seyreden belediye başkanı nasıl bir tavır takınır?
Akigolar bu işin neresinde olur?
Eski başkanlar desteğe hazır mıdır?
İş adamları arandıkları zaman telefonlarını açar mı?
İşte bunların hepsi soru işareti!..
Türkiye ve Süper Kupa kazanan Akhisarspor gibi, Ege’nin bir zamanlar süper ligde fırtınalar estiren, Üç Büyükler’in belalısı olan Denizlispor da 3. Lige düştü… Son dönemde basketboluyla adından söz ettiren Horoz diyarında futbol olmazsa olmaz ama kulübün sahipsiz kaldığını kulağımıza fısıldayanlar ehli olmayan ellerin kurbanı olduklarından söz ediyorlar…
Uşakspor da 3. Lige düşen bir başka Egeli…
2. ve 3. Ligde play offlar oynanıyor… Bucaspor evinde normal sürede, Menemenspor da deplasmanda uzatmalarda yenilerek sezonu kapattı…
Play offa kalmak mesele mi bilemiyorum. Önemli olan sonuca ulaşmak, ipi göğüsleyip üst lige çıkmak!
BAL’da iki İzmirli Tire ve Çeşme Afyon temsilcisi Bolvadin ile son hafta 3. Lig için mücadele edecek. Bakalım son 90 dakika gülen takım kim olacak?
İnşallah bir İzmir takımı daha 3. Lig biletini alır…
Muğlaspor da BAL’dan 3. Lige yükseldi. Kuruluşundan bu yana ligler arasında çok zikzaklı bir grafik çizen Muğlaspor’un inşallah bu kez profesyonel liglerde devamlılığı olur ve üstlere doğru süratle tırmanır…
Şampiyonluk sevinci yaşayan ekiplerden Alaşehirspor’dan (Kulüp adı: Alaşehir Belediyespor) biraz bahsetmek gerekirse, zaferin ardındaki gerçek kahramanın başkan ve yönetim kurulu başta olmak üzere teknik heyet ve futbolcular olduğunu söyleyebiliriz. Gizli kahramanlar ise her maçında inanılmaz destek sağlayan taraftarı ve onların içinde yer alarak maddi manevi büyük güç sağlayan Alaşehir Belediye Başkanı Ahmet Öküzcüoğlu’dur. İnanıyorum ki, başkan Öküzcüoğlu, La Fontaine’nin “Birleşik olmayan her güç, cılızdır” sözünden hareket ederek güçleri birleştirdi ve futbol takımını sonuca ulaştırdı…
Son maçından önce şampiyonluğunu ilan ederek, geçen yıl kıl payı kaçırdığı BAL’a bu kez adım atan ekip profesyonelliğe geçiş liginde neler yapabilecek?
Bu konuda yine gözler başkan Ahmet Öküzcüoğlu’na çevrilecek.
Sakın aklınızdan çıkarmayın. Dünyanın en ilginç statüsüne sahip BAL’da (Süper Amatör Lig) ya birinci olacaksın, ya da birinci… Yoksa; ikinci, üçüncü olursan düşersin!..
Şaka değil, statü…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!