Konu ne zaman Karşıyaka Spor Kulübü’nün amiral gemisi, taraftarların göz bebeği futbol takımına gelse, sorular peş peşe sıralanıyor…
Bu günlerde konu futboldaki başarısız sonuçların ardından gelinen durum…
Karşıyaka Spor Kulübü dediğinizde, sohbetin bitmesine imkân ve ihtimal de yok. Hele hele fanatiklerde konuya giriyorsa, yandınız!
Son üç gün sosyal medyada paylaşılan yeni şube yönetimlerinin açıklanması ve uzun süredir yapılmayan/yapılamayan divan kurulu başkanlığı seçimiydi… Neyse seçim 2 adayın çekişmesiyle yapıldı.
Voleyboldaki başarı, tenisin milli sporcuları, yelken derken, basketbolda Avrupa ve Kupa hüsranını unutamadık! Şimdi tek hedef lig…
Futbol takımı için “amatör kümeye düşecek mi, düşmeyecek mi?” diye papatya falı bakanlar çoğaldı sanki… Tüm bunlara dalmışken, konu ülke meselesine nasıl, ne zaman geldi anlamadım…
Spor sohbetinin en hararetli anında birisi sordu: “Ülkeye bakar mısınız?”
Neresinden, nasıl bakılması gereken asıl konu.
Cevap klasik: “Bakıyorum.”
Lafı dönüp dolaştırıp spora getiriyorum ancak adeta soru bombardımanına tutuldum. Atsan atılmaz, kaçsan kaçılmaz…
Çattık vallahi.
Spor sohbetinin içinde elbette kaçınılmaz olan gündemindeki Rus-Ukrayna savaşı ilişkin sorulardan birisi! Bakar mısınız? Sanki siyaset ve uluslararası bilimcisiyim de, bana soruyorlar? Deseniz ki; Rusya-Ukrayna futbol maçı ne olur? Cevabını en iyi şekilde vereceğim… Savaş bu!.. Asla onaylamıyoruz…
“Yaşadığın şehre şöyle bir alıcı gözüyle bakar mısın? Acaba hiç baktın mi, bizim ilçeye?” diyor bir başkası…
Bakın…
Yolda yürürken potansiyel tehlikedir, moto kuryeler…
Onlar yetmiyor gibi; elektrikli bisikletlerden kaçmak isterken, şimdi her an önünden arkandan, sağından solundan sivrisinek gibi çıkmaz mı, scooterler?
Tek yönde nereye bakarsın?
“Aracın geleceği yere!” Dersen yanılırsın. Arkana bakmadan sakın ha geçeyim deme!.. Ters yönden her an bir araç çıkabilir… “Girilmez yol” diye uyarsan, al başına bela!
Kırmızı ışık mı?
Hak getire… Sanki yeşil ışığı bekleyeni “boş ver, herkes geçiyor sen de geç” diyerek, bir de aptal yerine koymuyorlar mı? İşte bu üzüyor insanı…
Yaya yolunda öncelik insanların… Yasada cezai işlemi bile var.
Bunu dinleyen, uyan kim? Elbette olmuyor değil… Duyarlı ve kuralcı sürücüler duruyor. Bazıları var ki; “Trafik kurallarına uyunuz” derseniz, “pardon”dan çok, küfür işiteceksiniz!
Daha dün; Girne Bulvarı’ndan Bostanlı’ya dönen eski tan tanların olduğu çift yönlü ana yolda hamile kadın, çocuğunu pusetiyle taşıyan genç bir anne, yaşlı çift, üç de biz olduk mu 7 kişi… Birisi arabada, diğeri karında iki çocuğu da ekleyin… Tam 8 aracın durmasını bekledik, “Kırmızıçizgi” si de bulunan sarı yaya geçidinde… Dayanamadım; “Haydi yürüyelim bunların duracağı yok” dedim ve mini grup olarak adım attığımızda araçlar mecburen durdular! Belki içlerinden duymadığımız neler söylediler, neler!
Sözlere kulak tıkadık da… Ya durmasa? Duranın yanındaki fren yerine, gaza bassa?
Allah korosun!..
Markette kasa kuyruğundasın. Tam sıra sana geliyor, aldıklarını kasaya koyacaksın arkadan birisi itiyor ve “Çekil de, şuradan dışarı çıkayım” diyor…
Saygı ne gezer? İzin hak getire… “Buradan çıkamazsınız” de de, al cevabını…
Yağmurlu havada şemsiye ile ıslanmaktan korunacaksın ama yerde oynayan taşlardan üzerine sıçrayacak çamurlu su neyin nesi demeyin! Ayakkabılarının ıslanmasına alıştık artık… Pantolon ve çorap başta olmak üzere giysilerinizi kurtarın! O nedenle attığınız adıma dikkat edin, sık sık da bastığınız yere bakın!.. Gözünüzün her an oynayan veya kırık taşlardan ayırmayın… Çukurlar; geçin onları!
Yaz sıcaklarında elbette bunlar yok da, saçak altından sakın geçmeye kalkmayın. Klima sularıyla banyo yaparsınız söylemedi demeyin…
Soruyu soran arkadaşım aldın mı cevabını?
Haydi, dönelim biz sporumuza…
Karşıyaka’da son yılların değil, divan seçimlerinin olduğu günden bu yana yapılan en çekişmeli genel kurulu gerçekleşti. Bir tarafta Türk ve Karşıyaka basketbolunun duayen ismi Atakan Karakaplan, diğer tarafta da yıllarını Karşıyaka Spor Kulübü’nün içinde geçiren ve unutulmaz başarılara imza atan merhum Tahir Türetken’in oğlu Semih Türetken…
Son ana kadar nefeslerin tutulduğu oy sayımında 85-81’lik skor Atakan Karakaplan’ı Divan Kurulu’nda başkan, ekibini de yürütme kurulunda yönetici yaptı…
“Zübeyde Hanım Nikâh Evi’nde herkeste bir telaş, heyecan içinde. İçerine ne var acaba?” diyenler “divan kurulu seçimi” cevabını alınca şaşırdı…
Şaşkınlıkları geçince “Yetkisi, yaptırımı, etkisi yok. Bu ne hırs ve heyecan” diye soracak olurlarsa da; “Havası yeter” dersiniz!
Neyse…
Bu da geldi geçti. Hiç olmazsa şimdi sosyal medyada ahkâm kesenler “Divan seçimleri neden yapılmıyor?” diye hesap soramayacak!
Aslında Karşıyaka Spor Kulübü’ne gönül verenler “Sen-ben kavgası”nı kıyıda bırakıp, hatta beyinlerinden atıp da; birlik, beraberlik içinde olmalı…
Futbolda “Düşer mi?”
Basketbolda “Şampiyon olur mu?”
Voleybolda “En üst lige çıkar mı?”
Yelken eski günlerine döner mi?
Tenisteki başarılar devam eder mi?
En önemlisi de stadımız olacak mı?
Sorularına ivedilikle cevap aramamalı… Bunların yanıtını alacak veya verilecek eylemler içinde olmalı…
Nasıl mı?
Eh artık onu da düşünün!
Antik Yunanistan'da klasik dönem aralığında yaşamını sürdürmüş olan Yunan filozof ve bilge adam Aristoteles ne der bilir misiniz? “Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez, fakat söylediği her şeyi düşünür.”
Siz de öyle yapın…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!