Olayların üst üste gelmesi, istenen veya istenmeyen yaşanmışlıkların ardından insan kendini doğanın akışına bıraktığında, bazen kuş olup uçmayı hayal eder.
Ama gel gör ki; Cemal Süreyya’nın dediği gibi: “Uçmak için kuş olmak gerekmiyor, küçük sevinçler olsun yeter.”
İnsanoğlu küçük sevinçlerin peşinden koşarken, ne yazık zaman içinde kader ağlarını öyle bir örüyor ki; nefes bile alamıyorsun. İşte o an da Can Yücel’in sözü beyninizde dolaşıyor: “Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.”
Ne yaparsan yap, neresinden bakarsanız bak, kendiniz ve sevenlerinizin geleceğini tahmin etmek imkânsız!
Gerçekten hayat sizin istediğiniz gibi olmuyor.
Kader bir gün; İlker Ergüllü’yü Karşıyaka Spor Kulübü’yle tanıştırıyor ve ardından da iş dünyasındaki arkadaşlarından oluşan ekip onun başkan olmasını istiyor.
Her şey hazır, gel gör tüzük engelliyor...
Bir devlet büyüğünün “Demokrasilerde çare tükenmez” sözünü hatırlayın… Zaman içinde tüzük tadilatı gerçekleşince de Ergüllü “Başkan” sıfatıyla koltuğa oturuyor.
Her şey güllük gülistanlık…
Futbol maçlarını izleyenler peş peşe gelen zaferlerle “O gece bu sene” tekerlemesini ağızlarında pelesenk yaparken, basketbol ve voleybol takımları zirvede “Üçte üç” naraları attırırken…
Hoppala!..
Kulüp içindeki beklenmeyen olaylar nedeniyle “sorumlu olamayız” gerekçesi ağır basınca da istifalar deprem etkisi yaratıp, yönetim tespih taneleri gibi darmadağın olunca Karşıyaka Spor Kulübü büyük bir kaosun içine giriyor…
Kulübü aniden kucağında bulan divan çaresiz, ödemeleri yapma şansı ve imkânı yok…
Yazılı, sözlü ve sosyal medyada Karşıyaka Spor Kulübü istenmeyen şekilde haberleşiyor…
İstifayla genel kurul kararı bile alamayan, olağanüstü genel kurulda aday olmayan İlker Ergüllü’den başkası da kolları sıvamayınca kaos sürüyor…
Bakara Suresi, 216.ayet : “Sizin hayır sandığınız şer, şer sandığınız şeyde hayır vardır. Allah (c.c.) bilir, siz bilmezsiniz” sözü misali Karşıyaka Spor Kulübü’nde yediden yetmiş yediye herkes bir anda “Kayyum” sözüyle uyanıyor!..
Aynı anda da, camianın ileri gelenlerinden, taraftarına kadar herkesin harekete geçmesine neden oluyor…
Kayyum öncesi son çıkış olan 2. Olağanüstü genel kurul öncesi Mehmet Karal arkadaşlarıyla liste yaparak adaylığını açıklıyor ancak divan 10 ismi “Üye değil” gerekçesiyle geri çevirince Karal da adaylıktan vaz geçiyor…
Yine döndük mü başa?
Divanın açıklamasına Mehmet Karal da cevap veriyor. Konu kapanmış mıdır, yoksa filmin devamı var mı? Bunu gelecek günler gösterecek!
Öte yandan “yine adaysız bir genel kurul mu yapılacak”, “kulübe kayyum mu atacak” derken de İlker Ergüllü dakikalar kala “Adayım” diyerek ortaya çıkıyor!..
Veya ikna ediliyor!
Bu ne perhiz ne lahana turşusu…
Maden aday olacaktın, neden bıraktın?
Maden aday olacaktın, ilk olağanüstü genel kurulda neden çıkmadın?
Maden aday olacaktın, son anı niçin bekledin?
Sorular… Sorular!..
İlker Ergüllü’yü tanımıyorum. Hiç de karşılaşmadık, telefonda bile konuşmadık.
Eleştirdiğim taraf; yazdığım nedenler?
Ama yiğidi öldür, hakkını yeme derler!..
O olmasaydı şu anda Karşıyaka Spor Kulübü ne durumda olurdu onu da bilmiyor değilim.
Bu tarafını da yürekten takdir ediyor ve cesareti nedeniyle kutluyorum. O kadar içeriden yediği darbeye “Sen de mi Brütüs?” demesine rağmen yine de yıkılmayıp, yüreğindeki sevgiyi söküp atamadığı, kulübe ve parasına sahip çıktığı için söylenecek tek bir söz olabilir.
Helal olsun.
Cebimden kulübe bir bardak su almayanlar, üstelik yıllardır damacanayla su içenleri gördükten sonra aklımıza Selçuk Yaşar, Gazcı Erol (Özışıkcılar), Pertev Molay, Bedii Tuaç geliyor…
O nedenle de İlker Ergüllü’ye hiç kimsenin kızmaya hakkı yok!
“Başkan oldu, kulübe sahip çıktı” demek belki sizin için çok kolay da; geçmişi unutmak bizim için o kadar zor…
Hayat bir maraton… Sonuca bakmak gereklidir. 42 kilometreyi önde götürüp son metrelerde geçiliyorsan zafere ulaşamıyorsun demektir… O zaman da, daha alacağın çok ders vardır…
ABD’nin 32. Başkanı Franklin Delano Roosevelt güzel bir sözüdür “İzniniz olmadıkça kimse size zarar veremez.”
Sen her ne kadar, “Kralı gelse bana zarar veremez” dersin ama şeytan kapına prensesle dayanırsa o zaman ne yapacaksın?
Demek ki sana zarar verenlerden çok, vereceklere de dikkat etmelisin!
Verenler mazi olmuştur, geri dönüşü olamaz ancak ileriye bakacak olursan tedbirini alabilirsin…
Yıllardır Karşıyaka Spor Kulübü’nde yüreğiyle oynayanlara rastlamak mümkün oldu. Ölümüne sevenleri de gördük. “Ölürüm” derken, öldürenlere çok şahit olduk.
İnanın bunları hepsi gelip geçer. Derler ya; “hepsi palavra” diye…
Biz biliriz ki; Ramazan da yalan söyleyenin yüzü, bayramda kara olur.
Biz geçtik bunların hepsini. Artık bu kentte “leb demeden leblebiyi” anlıyoruz.
Karşıyaka Spor Kulübü’nde tek gerçek nedir biliyor musunuz?
Taraftar…
Okan Kırmacı, Taner Ütüklerli, Altar Toker “Karşıyaka Spor Tarihi”nde yerini “Ölümsüz Kaf Sin Kaflı" olarak kesinlikle alacaktır.
Onların gözle göremediğiniz, elle tutamadığınız, dillendiremeyeceğiniz sevgileri bugün Karşıyaka’nın temel direği olarak camianın yıkılmamasını sağlamaktadır.
Tek kelime ile taraftardırlar ama KSK’nin de temeli olup, dimdik ayakta kalmasını tek nedenidir…
Ne depremler, seller, fırtınalar görmüşler, sallanmışlar ama yıkılmamışlardır. Merak etmeyin; kimse de yıkamaz…
Rahmetli Ferdi Köyatası’nı Karşıyaka tribünleri unutur mu? Ya Dobo Metin’i?
Profesyonel rehber Hakan Ortabaş’ı, futbolcu menajeri Hakan Şirin’ı tribünlerde amigoluk yaptığı günlerden hatırlar mısınız?
Bunların hepsi Karşıyaka Spor Kulübü için değerdir. Hem de gerçek altın gibi…
Yukarıdaki isimleri sakın unutmayın. Onlar bu camianın mihenk taşları, olmazsa olmazları…
Siz onları bırakın da, yıllardır ayrık otu gibi kök salanlardan Karşıyaka’yı kurtarın!..
İçeride olduklarında “canım benim” dışarıda kaldıklarında “vur abalıya!..” Kuyuyu kazan kazana…
Unutmayın; gerçek yüzünü saklamak için maske takanlar, sonunda kendi yüzlerini unuturlar.
Bu yazıyla da 2024’ü bitiriyoruz. 2025 bakalım neler getirecek, neler götürecek?
Temennimiz; Geçmiş yılın yorgunluğunu üstümüzden atacağımız, kahkahaların birbirine karışacağı ama en önemlisi sevdiğimiz herkesin mutlu olacağı, sporda fair play ve dostluğun ön sırada yer alacağı, herkesin el ele vereceği mutlu bir yıl olsun…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!