Klasik bir deyimdir; “geriye bıraktıklarımız…” Şöyle bir dönüp de baktığımızda neler yaptıklarımızı görürüz…
Bir de eskiler derdi ki; “Çoban kulübesinde padişah rüyası görmek…” Bunun anlamı “Durumuna uygun düşmeyen büyük ve olmayacak hayallere kapılmak” tır…
İşte gelecekle ilgili kurulan düşlerde hep bu söz yatar…
Gerçekleşir mi? Bazen mı, asla mı?
Çoğu kez hayaller, “hayal” olmaktan öteye geçmez…
Ama azimliyseniz, kendiniz gibi güçlülerle buluşup, bıkmadan, usanmadan, yılmadan, hiç bir söze aldırış etmeden, “Çin Setti” gibi aşılmaz sanılan duvarları bile geçerek amacınıza ulaşır ve hayalleri gerçeğe dönüştürebilirsiniz…
O zaman da bunların, sadece filmlerde olmadığını kanıtlarsınız...
Bir Ata Sözümüz “Azim ve sebat, insanların en büyük yardımcısıdır” der. Bizim ekibin yol göstericisi, duayenimiz Erdoğan Arıpınar’ın bu sözle hareket ettiğine yüzde yüz eminim…
Latin Amerika liberalizmi ve entelektüel tarih konusunda otorite olan Meksikalı tarihçi Profesör Charles Adams Hale’nin şu sözünü hatırlayalım: “Düşünürken dikkatli, uygularken kararlı olun…”
İşte başarının altındaki gerçek!..
Montaigne, “Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım etmez” der.
2014 yılında yola çıkan ve hedefinde Türkiye’nin yanı sıra Türki Cumhuriyetleri de olan, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Komisyonu Üniversiteler Fair Play Kervanı o günden bu güne tam 61 üniversiteyi ziyaret etti. Ülkemizde 56 il, 1 İlçe ve Azerbaycan’ın başşehri Bakü olmak üzere kara, hava ve deniz yolları olmak üzere 90 bin 890 kilometre yol gitti…
Gidilen 56 kentte devlet temsilcisi 38 Vali, 8 Vali yardımcısı, 39 Belediye Başkanı, 5 Belediye Başkan vekili veya yardımcısı, 3 Genel sekreteri ile 61 Üniversitede 49 Rektör ve 7 Rektör yardımcısı tarafından kabul edildi...
Ata Sözümüz ne kadar da güzel değil mi? “Sen işten korkma, iş senden korksun…”
Bu kervanın elemanları kendilerine ait işlerden fedakârlık yaparak, bunca yıl üniversitelerde spor eğitimi alanlara fair playi anlatırken, hiç bir ücret almadan, çoğu kez de ceplerinden harcama yaparak bir tarih de yazdılar…
Yazılarımı takip edenler bileceklerdir ama yine de kervanda kimler var bir hatırlatayım:
Elbette Kervanbaşı, dünyada fair play dendiğinde akla gelen ilk Türk, Erdoğan Arıpınar… 1. Başkan Yardımcısı, İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilge Donuk. Kervanın koordinatör ve başkan yardımcısı, gazeteci Teoman Güray. Son Saat Gazetesi’nin sahibi Murat Özbay. Gazeteci, TRT’nin eski spor müdürlerinden Remzi Yılmaz. Başkan yardımcılarından, İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi, UPS Spor Kulübü Başkanı Semra Demirer. İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Sevim Güllü. Gazeteci, TV Eleştirmeni Haldun Domaç. Yönetim Danışmanı, ekonomist Tuğba Gider, Olimpiyat, Dünya Güreş Şampiyonu Ahmet Ayık ve Olimpiyat Dördüncüsü, Dünya ikincisi maratoncu İsmail Akçay ile Bendeniz Avni Erboy… Bir de bu yıl ekibimize katılan ancak daha iş yoğunluklarından kervanda henüz yer alamayan Gazeteci Hasan Sarıçıçek. İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Selçuk Bora Çavuşoğlu, Melih Esen Cengiz, Nezih Önal…
100 bin üzerinde öğrenci, öğretim üyesi ve yöneticiye fair playi topluma yayma, tanıtma olgusu ve bu ruhu aşılama amacıyla yollara düşen bir ekip düşünün… Bazen sabaha karşı, günün ilk ışıklarıyla… Gece yarısı, gün ortası… Zaman kavramı olmadan, her saniyenin kıymetini bilerek, hiç vakit harcamadan…
Üniversite öğrencilerine fair playi, kararlılıkla, çeşitli örnekler, görsellerle anlatma olanağını yakaladığımız ilk günkü aşının tuttuğunu bugün görmenin sevinç çığlığını atmalı mıyız?
O gün diktiğimiz fidanın bugün büyümeye başladığını görmek, hele hele öğrencilerin belki de zorunlu, dersi kaçırmama ve imza atma düşüncesi ile geldiği panellerin sonundaki ekibe gösterilen büyük bir ilgi ve inanılmaz coşkuyu yaşamanın keyfini nasıl anlatacağız acaba?
Yazabilir misiniz?
Asla!.. Bunu mutlaka yaşamalısınız.
Geride bıraktıklarımız…
Aziz Nesin’in sevdiğim bir sözü var: “Sarılmak neden güzeldir bilir misin? Çünkü sağ tarafta kalp yoktur. Ve orası hep boştur... Sarılınca, sağ yanını O'nun kalbi doldurur...”
Kervanın özeti acaba bu mu?
Mutlu yıllar…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!