Türk sporunda en büyük korku “yenilirsem ne olur?”
Bunu en çok yaşayanlar teknik adamlar… O nedenle de pek çoğunda “Sizin fikriniz nedir başkanım?” düşüncesi hâkim…
Bunu yapanların ve sosyal alanlarda çevresini genişleterek her kesimle, görevde bulunduğu zaman içinde herkesle barışık olanlar ve mavi boncuk dağıtanlar, işi bitince de “Sen sağ, ben selamet” diyerek sırra kadem basıyor.
Ara ki bulasın. Seni telefondan bile siliyorlar…
Genel tablo bu…
O nedenle de “Türk Futbolu” başta olmak üzere sporumuzun durumu ortada!
Bu sadece sporda mı?
Asla…
Siyasete bak; her dönem değişen başkanların etrafındaki kalabalık aynı… Hani son dönemlerde moda olan “yemek” ve “evlilik” programlarında değişmeyen seyirciler var ya… Onlarla hiç farkları yok!..
“Sen bilirsin başkanım…”
“Haklısınız başkanım…”
“Başkanıma laf söyletmem…”
“Başkanım bir tane…”
Bunlara benzeyen kelimeleri ağzından eksik etmeyenler başkan koltuktan düşünce, başlarlar nakarata: “Adam değildi…”
Zamanında etrafında dört döndükleri eski başkanları için ileri geri konuşmak ne kelime… Attıklarında mangalda kül bırakmazlar… Neler anlatırlar, neler!..
Hem de ne dedikodular…
Alışkanlık olmuş. Baklava, börek yerken “en iyisi” gidince vur abalıya!..
Bazılarının anlattıkları avcı hikâyelerini bile geride bırakır…
Sonrası da var: “Bizi hiç dinlemedi… İnanılmaz hatalar yaptı… Dinleseydi yine koltuktaydı…”
Abartanlara ne demeli?
Ne anlattınız ki sizi dinlemedi… Oysa ki, yaptığınız sadece yalakalıktı!
Anlat da o zaman bizler de bilelim, onlar da bilsin!
Anlatamazlar…
Yalandan bir dünya içinde dolaşıp, yeni avlarını bir tilki kurnazlığında bekleyip dururlar…
Kösele gibi suratla, yine bir yalakalık yapacak başkan buluyor ve sırıta sırıta “Tabi başkanım, haklısınız başkanım, emret başkanım…” söylemlerine devam ede dururlar…
Oysa biz de felsefedir: “Yalakalık yaparak yol alacağıma, kişiliğimle yolda kalırım…”
Bu kulağınıza küpe olsun. Asla aklınızdan çıkarmayın…
Onlar için de söylenmiş bir atasözü de var. Hatırlatmak istiyorum: “Öküzün yalakası, kasabın bıçağını yalarmış.”
Aslında dillerini çıkarıp aynaya baksalar nasıl yalamaktan dümdüz olduğunu görecekler… İnanın üzerinde pütür yoktur!
Lafı daha fazla uzatmamak lazım… Etrafını saran ve kendisini ters yönlendiren, taşıdıkları yalanlara inandırdığı ve küsmesine neden olduğu gerçek kent sevdalıları… Kendisine şehrine yararlı olacak kişileri yanından uzaklaştıran bu şahsiyetsizler için şöyle haykırmaları gerekir: “Düşün yakamızdan artık!”
Temiz siyaset bunu gerektirir… Bunu siyasette görmek, istemek her oy verenin, vermeyenin en büyük hakkı.
Yıllardır aynı görevde kalıp, kendisinden başkasını düşünmeyen ama dışarıya “ben şunu yaptım. Bunu yaptırdım. Şöyledir, böyledir” diyenlerin aslında şişirilmiş boş bir balon olduğunu bilenler biliyor… Göremeyenlere şunu söylemek gerekir diye düşünüyorum.
Onların ömrü toplu iğnenin değmesine kadardır…
İşte o iğne ne yazık ki elde edilemiyor… Edenler de çuvaldızı düşünüyor!
Konu biraz derin. Yazdıkça yazası geliyor da… Biz dönelim yine asli konumuz sporun güzelliklerine…
Bu arada aklıma geldi onunla bu konuyu kapatalım: “Dürüst insanların fazla arkadaşı olmaz, çünkü yalakalık yapmazlar…”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!