Fünike nedir bilir misiniz?
Bilmeyenler için kısaca; asansör tipinde yer altı demiryolu…
Fünikelerin özelliği eğilimli alanda halatlar vasıtasıyla en az iki vagon inerken, diğerinin yukarıya çıkmasıdır... İki ayrı aracın aynı anda kullanımı, vagonların her birini karşı ağırlık olarak etkilemesi prensibi ile çalışır. Mekanizma böyle işler…
Belki İstanbul Beyoğlu ile Galata arasında yolcu taşıyan “Tünel” desem hemen anımsayacaksınız…
İstanbul’daki Tünel’in inşaatına 1871 yılında başlanmış 1875 yılında hizmete açılmıştır. Füniküler kelimesi Türkçeye, Fransızcadaki "funiculaire" kelimesinden girmiştir.
Şimdi siz sporla ne alaka diyeceksiniz?
Manisa futbolundaki son durumunu görünce, fünike aklıma geldi…
Aynı hafta; yılların Manisaspor’u amatör kümeye düşerken, belediyenin takımı Manisa FK 1. Lige çıktı… Hem de bitime beş hafta kala…
Biri yukarıya, diğeri aşağıya… Fünikeler de böyle değil mi?.. Halat dönünce biri gelirken, diğeri gidiyor… Sistemi kim kurduysa… Manisa’da da futbol böyle işledi… Biri yukarıya çıkarken, diğeri aşağıya indi…
Manisaspor; Ege’nin köklü, uzun yıllar örnek alınan ve 1. Ligde fırtınalar yaratırken, nice şöhreti kadrosunda barındıran ekip… Üstelik de; Türkiye’ye de bir döneme damgasını vurmuştu…
Arda Turan, Burak Yılmaz, Caner Erkin, Selçuk İnan, Hakan Balta, Filip Holosko, Ufuk Ceylan, Ersan Gülüm, Yiğit Gökoğlan, Uğur İnceman, Volkan Babacan, Sezer Öztürk, Ahmet İlhan, Sezer Öztürk, Adem Büyük aklıma hemen gelenler… Daha niceleri var elbette. Hepsi siyah beyaz formayı sırtında taşıdı… Unutmayın, Manisa’nın çocukları da şaşaalı günleri yaşattı…
Şöyle gerilere dönüp de baktığımızda Manisaspor’da kimler teknik adam olarak görev yapmış… Çok daha gerilere gitmeye gerek yok… 1976/77 sezonundan itibaren; Yılmaz Gökdel, Atila Özcan, Aydın Hepanıl, Aydoğan Tunay, Ayfer Elmastaşoğlu, Reha Kapsal, Levent Eriş, Yıldırım Uran, Mustafa Denizli, Ersun Yenal, Giray Bulak, Yılmaz Vural, Hakan Kutlu, Hikmet Karaman, Mesut Bakkal, Fatih Tekke… Gerisi var da…
O günlerden bu güne!..
“Ne oldu, ne varmış?” demeyin! Manisaspor 27 yıl sonra Amatör Küme’ye düştü… Bilen bilmeyene söylesin!..
Manisaspor’u bu duruma getiren kim, kimler? Suç yönetenlerde mi, yoksa bunlara sessiz kalan gerçek Manisasporlular ve Manisalılar da mı?
Tarzan sağ olsaydı, bunların hepsini önünde toplar, Spil’in en tepesine kadar kovalardı…
Geçmişe çomak sokmaya ne gerek var diyeceksiniz?
İspanyol asıllı Amerikalı filozof, şair ve yazar George Santayana “Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kere daha yaşamak zorunda kalırlar” demiş…
Bakar mısınız? Tam Manisaspor’un son yıllarını özetleyen bir anlamlı söz. Peş peşe gelen yönetimlere “cuk” diye oturmuş!..
Çocukluğumuzda, gençliğimizde gayri federe, amatör futbol takımlarında futbol topunun peşinde koşarken rüyalarımızı, hayallerimizi, futbol dünyamızı süsleyen… Akhisar’dan hafta sonları izlemeye gittiğimiz takımın yıldızlarıyla büyüdüğümüz kulübün şu haline üzülmemek elde mi?
Hangi birini saysam… Varollu, Nevzatlı, Müminli, Arap Muzafferli, Hüseyin Çeçenli, İsmailli, Bülentli, Aydoğanlı, Atillalı, Cüneytli takımlarıyla sevdiğimiz Manisaspor gitti…
Ardından “timsah gözyaşları” döken dökene!..
Üstelik, herkesin elinde bir mendil… Gözünün yaşı akmıyor ki, silsin… Kimse görmeden sallayan sallayana…
Suç düzende mi? Yoksa yönetenler de mi?
Ne dersin?.. Yıllarını Manisaspor da geçiren, başkanlık da yapan sevgili Ertuğrul Aytaç... Ya sen Ali Filizkan, Mehmet Hakkı Özbayır… Kaptan Bülent (Hasgönüllü)… Merak etme sana da sıra gelecek Cengiz Başkan…
Sen şimdi; diyeceksin ki; “ben görevimi yaptım. Ertuğrul Aytaç’ın çaresiz kaldığı başkanlık döneminde dümene geçtim. Gemiyi karaya oturmaktan kurtarıp şampiyon yaptım. Onurlu ve gururlu günlerini yaşattım…”
O dönemden sonra, Vestel, Mustafa Denizli… Gelen paşa, giden paşa… Sultan sofralarında ağırlayanlar, ağırlananlar…
Cengiz başkan, sen haklısın. Misyonunu tamamladın. Sonra siyaset ve başkanlık serüveni… Vallahi helal olsun, koltuğu dolduruyorsun!.. Doğruya doğru… Fünike sisteminde sen yoksun zaten!..
Belki benim memleketim Akhisar’a, doğduğum kent Alaşehir’e CHP’li diye fazla yatırım yapmıyorsun ama… Yoksa haksızlık mı yapıyorum, bana mı öyle geliyor. Ne dersin?
Şaka bir yana, kim ne derse desin Cengiz Ergün bence Türkiye’de en başarılı Büyükşehir Belediye Başkanlarından birisi. İddia ediyorum; kesinlikle ilk üçe girer…
Şimdi siz “arkadaşın ondan böyle yazıyorsun” diyeceksiniz. Yok, iş öyle değil.
Kim söylemiş bilmiyorum ama aklıma geliverdi: “Dostlar okyanusun dibinde, midyenin içindeki inciye benzerler. Az bulundukları için çok değerlidirler.”
Bugüne kadar bir işim düştü de yapmadı mı? Asla işim düşmez!.. Düşse de onunla bitmez…
Bakın “43 yıl önce ölen bir kişiye, 38 yıl önce satılan, sonra belediye tarafından yıkma kararı alınan, kullanılmayan harabe eve (ev denirse) olup olmadığı belli olmayan, kanıtlanma imkanı bulunmayan su saatine ilerideki birkaç yıla ait ‘sayaç bakım borcu’ gelse ne yaparsınız?” diye soracağım…
Güler geçersiniz değil mi?..
Biz gülmedik. Akhisar’da dededen kalma, rahmetli babama ait olduğu söylenen faturanın faizleri, avukat bedelleri ile birlikte anaparası 264,46 TL. olan 641,58 TL’yi Manisa Sular İdaresine 2021 yılında da peşin olarak ödedik!.. Çünkü hem bana, hem de kız kardeşime haciz gelecekti… Ne başkan Cengiz’in haberi oldu, ne de makamının…
“Dostluk başka, alışveriş başka…” Bizde böyle... Başkalarına benzemeyiz!
Cengiz Ergün de öyledir. Prensiplidir. Kafasına koyduğunu değil, doğru olanı yapar. Manisa FK da onun doğrularından birisi. Basketbol takımı da var. Onu başka bir zaman yazacağım. Yazmamız gerekir!
Manisa FK, yukarıda bahsettiğim fünikeni yukarıya çıkan vagonları… En üste bir lig kala, şimdi “bir zamanlar kartal” denilen ve çok güçlü arenada “Süper Lig” için amansız bir maceraya girişecek… Elbette kulüp başkanı, yönetimi, teknik heyeti, kurulacak futbol takımı çok önemli. Bunları yönetecek beyni buldun mu, gerisi kolay… İşte bu beyin de; Cengiz Ergün…
Şimdi iş, “iyi ekip”le yola devam etmek…
Cengiz Ergün, ABD'nin 26. ve en genç Başkanı, 1906'da Nobel Barış Ödülü sahibi Theodore Roosevelt’in söylediği “Nerede olursanız olun, elinizdekilerle yapabileceğinizi yapın” sözü gibi, Manisa ve ilçeleri için yapabileceklerinin en iyisini yapıyor. İnanıyorum, yapmaya da devam edecek.
Bugüne dek, her işinde “doğru, dürüst ve başarılı” olan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı el attıklarında “aferin, bravo, helal olsun”dan çok, hemşerilerinden “Adam gibi adam… Şu yaptığı güzelliklere bak. Kentini sevdiği, düşündüğü nasıl da belli” sözünü duyması onu mutlaka daha da fazla motive ediyordur… Şehrin siluetini değiştirip geleceğini güvence altına alan “başarılı siyasetçi modeli” çizen ve zirve basamaklarını emin adımlarla çıkan Cengiz Ergün ile oturup da hoş bir sohbet edebilirsiniz… Kibirli değil, tipik bir Manisalı halk adamı… Ne de olsa, o şehrin insanı… Sonradan değil, doğma büyüme oralı… Anadan, babadan nasıl “iyi, güzel” dersler aldığı da belli…
Bu arada Manisalıların “Cemal Amca”sı, Manisa’ya imza atan, her kesim tarafından çok sevilen, mahalle yaratan Cemal Ergün’ün de babası olduğunu hatırlatayım… Nur içinde yatsın, “İyilik timsali” Cemal Amca…
İşte bu değerli insanın oğlu Cengiz Ergün… Babasının doğru bıraktığı izden yürüyor…
İtalyan ozan ve siyasetçi Dante Alighieri’nın dediği gibi; “Sen yolunda yürü ve bırak ne derlerse desinler…”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!