Ne koltukmuş yahu...
Sanırsın ki, bütün dünya, onun içinde...
Her türlü zevk, ihtiyaç, amaç, ideal ve eğlence......
Kısaca, hayata dair her şey.
Koltuğun içerisine yerleşmiş...
Üzerinde oturana sunuluyor...
Isıtıyor...Hem de öyle ısıtıyor ki...
Neredeyse yakacak...Oturanlar, farkında bile değil!..
Evet.
Siyaset ile ilgili koltuklardan söz ediyorum.
Yani, Türkiye'nin kaderine ve geleceğine yön veren,
her şeye muhalif olup, laf üretmekten başka,
hiç bir işe yaramayan parti liderlerinden ve ekiplerinden söz ediyorum.
Allah aşkına, biri bana söylesin.
4 yılda bir, seçim zamanı milletle alay eder gibi,
gürültü kirliliği yaratan, kulakları tırmalayan müzikler eşliğinde,
boy boy aday göstermekten, gösteriler yapmaktan başka,
ne yapıyor bu liderlerin partileri?..
Hepsi, oturdukları koltuklara, adeta kaynaklanmış gibi yapışmışlar.
Bir türlü kalkmak bilmiyorlar.
"Başarısızım. Hiç bir işe yaramıyorum.
Ama, kotuğumda, çok güzel oturuyorum!..." der gibi.
Eeee...
Ne de olsa, alışkanlık var.
Milletvekili olmak, genel başkanlık yapmak.
Diplomatik haklardan yararlanmak.
Karşılarında, kendilerine kayıtsız şartsız itaat eden,
taraftar partililere, hitap etmek ihtiyacını gidermek.
Bol bol el öptürmek!...
Gittikleri yerlerde, kendilerini karşılayan guruplara, el sallamak.
Seçim zamanı, listelerde seçilecek sıralara koydukları,
yalaka partililere, her konuda hakim olabilmek!...
Kısacası;
"Ben genel başkan kalayım da.
Bu koltuktan kalkmayım da.
Ülkemin siyaseti, hasta ve kör topal yürüsün.
Hatta, isterse çöplüğe dönüşsün.
Hiç umurum değil!..."
dercesine inatlaşan,
muhalefette kalmayı hedefleyen mantaliteleriyle,
yıllardan beri, partilerinin gelişmesine,
köstek olan liderlerden, bıktık artık.
Yetenekleri, enerjileri ve birikimleriyle,
değişimi gerçekleştirebilecek yeni lider adaylarına
bir şans vermek gerekmez mi?
Hani siz, hak ve adalet kavramına saygılıydınız.
Hani siz, özgürlükçü demokratik felsefeyi,
benimsediğinizi söylüyordunuz.
"Haydi canım sen de!...
Duy da inanma..."Diyorum içimden...
Aaaahhh!...
Bu millet, körü körüne sempati duydukları partilerin,
kronik destekçileri olan seçmenleri,
ara sıra böylesi gerçekleri görüp bilinçlenebilse,
Türkiye'mizde, her şey çok daha güzel ve olumlu yola girecek.
Eminim...
Ama, ne çare ki, mevcut kafaların ve beyinlerin,
sağlıklı bir operasyondan geçmelerine ihtiyaç var.
Hem de, ivedilikle!...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!