07. Haziran 2015 seçiminden sonra çıkan tablo,
hepimizi umutlandırmıştı.
Tamam demiştik. Bundan böyle, siyasette,
birlik oluşacak, Türk siyaseti, toplumun her kesimine,
eşit ve adaletli hizmet götürebilecek, zannetmiştik.
Her parti ve liderleri, taşın altına ellerini sokacaklar, demiştik.
Sorumluluk alacaklarına, partilerinden önce,
Türkiye'yi düşüneceklerine, inanmıştık.
Sadece, kendilerine oy verenleri değil,
karşı düşüncede olanları da, memnun ederler sanmıştık.
Birlik, beraberlik, huzur geliyor diye düşünmüştük...
Peki;
Aradan geçen, yaklaşık 50 gün sonra;
Bugünkü geldiğimiz nokta, bu tahminlerimize uyuyor mu?
Ne yazık ki, asla uymuyor. Hatta, tam tersi oluştu.
Koalisyon hükümeti kurulması konusunda,
parti liderleri, milleti bir bütün olarak görmeyi, ikinci plana attı.
Önce, kendi tabanlarına ve sempatizanlarına öncelik tanıdı.
Şirin görünmeye çalıştı!...
Yani;
Başka bir ifade ile, koltuklarını düşündü.
Söz düelloları, rahatsız edici seviyelere taşındı.
Birleştirici değil, ayrıştırıcı ifadeler,
eskisinden bile daha sert biçimde, gündeme geldi.
Hele hele, hükümetin kurulamaması nedeniyle,
meydana gelen boşluklar, bazı provokasyon heveslilerini,
harekete geçirdi. Siyasi uzlaşmazlıkların sonucu,
olumlu beklenti içerisinde olanlarda, hayal kırıklığı,
umutsuzluk ve huzursuzluk doğmasına neden oldu.
Geçmişteki, 55 yıllık siyasi tarihimizden bile,
ders alamamış olduğu anlaşılan, liderler cuntası,
Türkiye'nin üzerine, adeta kara bir bulut gibi çöktü!...
Hemen hemen, her parti lideri, "dediğim dedik,
öttürdüğüm, düdük!..."diyerek,
yeni bir kaos ortamının doğmasına,
kapı araladı.
Ancak;
Açıkçası, ben bir vatandaş olarak, artık, mevcut yönetime,
yani hükümete, destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Eleştirilere, son verilmelidir.
Erken seçim ihtimalleri çerçevesinde, oy hesapları, yapılmamalıdır.
Ya da, koalisyon yapılırsa, oy kazanır mıyız, kaybeder miyiz?
düşünceleriyle, kanın gövdeyi götürdüğü bir zamanda ve alanda,
adeta, "çifte telli!..." oynanmamalıdır...Ya da, "halay!.." çekilmemelidir!...
Sonuç olarak;
Türkiye, acilen, gelecekteki tehlikelerin farkına varmalıdır.,
Kerhen bile olsa, mevcut hükümete, destek verilmelidir.
Tüm siyasi partilerin liderleri ve yöneticileri,
geriye bakarak yürümek ve eleştiri alışkanlıklarını,
tercih etmek yerine, önlerine bakmalı,
ülkemizin bulunduğumuz noktadaki,
vahametini göz önüne almalı,
birlik ve destek çarklarını,
çalıştırmaya başlamalıdır...
Çünkü;
Zaman, "sen haksızsın, ben haklıyım!..." deme zamanı değildir.
Partileri ve siyasi liderleri alkışlama zamanı da değildir.
İdeolojilerin peşine takılıp, körü körüne, inatlaşma zamanı da değildir.
Bulanık suda, elle balık avlamaya benzer noktaya da, gelinmemelidir.
Ülkemizdeki tehlikelerin boyutları, giderek büyümektedir.
Bunu, Türk kimliği taşıyan her vatandaşın, idrak etmesi gerekir!...
"SURUÇ OLAYLARI, TERÖRÜN YENİDEN HORTLAMASI,
SURİYE SINIRINDAKİ GERGİNLİKLER VE ASKERİ HAREKATA,
İHTİYAÇ DUYULACAK NOKTAYA GELİNMESİ,
BU YAZIMDA, DİLE GETİRDİĞİM KONULARIN,
NE KADAR ÖNEMLİ VE İSABETLİ OLDUĞUNU,
AÇIKÇA GÖSTERMEKTEDİR!..."
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!