İstanbulspor, 1926 yılında daha önceki yazılarımızda bahsettiğimiz, ilk hakemlerimizden ve Türkiye Hakem Encümeni (günümüzde MHK) üyesinden Kemal Halim Gürgen tarafından kurulmuştur ve Türk futbolunun en köklü kulüplerinden biridir.
Geçmiş dönemde İstanbul Ligi'nin en önemli kulüplerinden olan İstanbulspor 1932 yılındaki İstanbul Şampiyonluğu'ndan sonra 1932 Türkiye Futbol Şampiyonası'nı da kazanarak İstanbul'un Türk futbol tarihindeki ilk ülke şampiyonu olmuştur.
Ayrıca, İzmir’e geldiği 1931 yılında, tıpkı İzmir’de yapılmakta olduğu gibi, Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından 10 yıllık dönemde şampiyon olan takımlara verilmek üzere 1929 yılında başlayan C.H.F. Şildi’ni kazanmıştır.
Daha önceki yazılarımızda aktardığımız üzere, C.H.F. Şildini 1934 yılında İzmir’de Karşıyakamız kazanmıştır.
ALTINORDU ÖNCÜLÜĞÜNDE DAVET EDİLİYOR!
İstanbulspor, İzmir’in Altınordu’sunun öncülüğünde,3 futbol maçı ve voleybol maçları yapmak üzere İzmir’e davet ediliyor. Sırasıyla; Altay, Altınordu ve son olarak Karşıyaka ile maç yapmak üzere İzmir’e gelen İstanbulspor, 1931 yılında İstanbul’un en iyi takımı desek yanılmış olmayız.
İstanbul’un üç büyükleri olarak bilinen Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’la oynadıkları maçlarda yenilgi yüzü görmeyen İstanbulspor’un tıpkı Karşıyaka’mızın olduğu gibi tarihi bir tezahüratı bulunuyor.
CİM KAF KEF’LER!
Kuruluşu 1924 yıllarına dayanmış olsa da resmi olarak 1926’da faaliyete başlamıştır. Takım bir süre, Cerrahpaşa Kardeşler Gücü'nün ilk harflerinin Eski Türkçe'deki okunuşu olan ''Cim-Kaf-Kef” ler olarak anılıp, bu tezahüratla sahaya çıkmışlardır.
İstanbul Lisesi’nin sarı-siyah renklerinin hikayesi de oldukça anlamlıdır. Siyah; 1. Dünya Savaşı’nda şehit olan askerler için tutulan yastan, sarı ise savaş gazisi öğrencilerin anısına o dönemde hastane rengi olarak kullanılan lise binasının duvar renginden geliyor.
İSTANBULSPOR İZMİR’DE!
Bandırma Ekspresi ile 19 kişilik kafile ile gelen sporcuları Basmane Gar’ında İzmirli sporcular karşılıyorlar. İstanbulspor kafile başkanlığını, dönemin Vakit Gazetesi tahrir müdürü aynı zamanda öğretmen olan Nurettin Bey yapmaktaydı.
Hükümet Konağı yakınlarındaki Ragıp Paşa Oteli’nde kalan kafile, maçlardan önceki gün Menemen’de Şehit Kubilay’ın mezarını ziyaret etmişlerdir.
İSTANBUL SPORCULARINDAN ŞEHİT KUBİLAY MEZARINDA NUTUK!
Devrim şehidimiz Kubilay’ın mezarını ziyaret ederek, kabrine sarı-siyah kurdeleli bir çelenk bırakmışlardır.
Kafile başkanı Nurettin Bey mezar başında şu söylevi aktarmıştır:
“Gâzi’ye inanan Türk gençliği bu şehit mezarının başında hürmet ve minnetle eğilmeyi bir borç bilirler. Onun için buraya bu borcumuzu yerine getirmeğe geldik. Bu mütevazi toprakların altında yatan yüksek yaradılışlı kardeşimiz, ebediyete kadar genç inkılapçıların(devrimcilerin) kalbinde yaşayacak ve bu hatırayı gönüllerinde saklayanlar, inkılabın(devrimin) mukaddes mefkuresine(kutsal ülküsüne) kalkan elleri her zaman kıracaklardır.”
İLK YARI BERABERE BİTTİ!
31 Temmuz 1931 Cuma günü, Saat 18:00’da, çok önemli maçlarda oluşan muazzam bir kalabalık arasında, bando ve mızıka ile önce İstanbulspor takımı sahaya alkışlar arasında çıktı.
Kaf Sin Kaf’ın başarısını görmek isteyen binlerce taraftar Alsancak stadının doldurmuştu.
İzmir’in Karşıyaka’sından deniz aşırı stada gelen ve tek parça kadın giysisi olarak bilinen yeşil-kırmızı roplarıyla Karşıyakalı hanımefendiler dikkat çekiyordu.
Yakalarında K.S.K. rozeti taşıyan birçok tanıdık sima bu mühim maça iştirak etmişti.
Karşıyaka sahaya çıkarken bando ve mızıkanın çaldığı marşlarla taraftar coşmuştu. K.S.K.’ımızın hâmi reisi, müstahkem mevki kumandanı Hüseyin Hüsnü Emir Erkilet Paşa’da Alsancak stadını teşrif buyurmuşlardı.
İki tarafın birbirlerine bayrak/flama hediyelerinden sonra hakem Altınordu’dan Mustafa Bey’in idaresinde ilk yarı başladı.
Karşıyaka sahaya şu kadroyla çıkmıştı:
Lütfi(Deli), Lütfi(LapLap), Rıza, Ahmet Hamdi, Halil(Ağabey), Hamdi, İsmail(Arap), Esat(Merter), İbrahim, Şevket, Şevki.
Dördüncü dakikada kaleci Deli Lütfi’nin çok önemli bir gol pozisyonunu kurtarışı ile ilk atak kesiliyordu. Defansımız ilk on dakika müthişti. 25 ve 33. Dk’larda önemli ataklar yapan takımımız, kale direklerini geçememişti. İlk yarının son dakikalarında bir gol bulan taraf İstanbulspor olsa da ofsayt gerekçesiyle iptal ediliyordu.
Bir ayrıntı verirsek bu temaslardan sonra Deli Lütfi, İstanbulspor’a transfer oluyor, spor hayatını İstanbul’da sürdürüyor ve Milli Takım’a kadar yükseliyor.
İKİNCİ YARI DÖRT GOL OLUYOR!
İkinci yarının ilk 15 dakikası karşılıklı ataklarla geçerken, 62.dakikada İstanbulspor’dan Selahattin bey’in sağ taraftan attığı frikik golü ile 1-0 öne geçiyordu.
75. dakikada bir İstanbul kalesi önünde olan karambolde gol olmak üzereyken elle golü engelledikleri için penaltı kararı verildi. Penaltıyı, kulübümüz tarihinin en önemli sporcularından İsmail Bey kullanarak beraberliği sağlıyordu.
80.dakikada kalecinin elinden kaçırdığı topu İstanbulspor ağlarına gönderen, ilerleyen yıllarda Karşıyaka tarihinin ilk diplomalı hakemi olacak olan Esat Bey tarafından gole çevrilerek durum 2-1 Karşıyaka lehine geçiyordu.
Zaman geçiren takımımızın boşluğundan faydalanan İstanbulspor’dan Nihat nizami olmayan bir şekilde eliyle topu kaleye sokarak gole çevirerek, hakem kararı ile beraberliği sağlamış oluyordu. 2-2.
İSTANBULSPOR KULÜBÜ SPORCULARINI KORDON’DAN UĞURLADIK!
Bir hafta boyunca kentimizde bulunan İstanbulspor kulübü mensupları ertesi gün akşam saatlerinde Seyyar Vapuru ile hareket ederek dönüş yoluna çıkmışlardı. Tüm İzmir sporcularının yoğun katılımı ile İstanbul’a selamlarımızı ilettik.
Tarihe geçen bu önemli seyahate ait bilgi ve belgeleri sizlere sunmaktan, hem Karşıyaka tarihine, hem İstanbulspor tarihine hem de Türk spor tarihine yaptığımız bu katkıyı da huzurlarınızda siz değerli Karşıyaka Haber okuyucularına sunuyoruz.
Cumhuriyetin kazanımlarını gençliğimize aktarma ve yaşatma hedefiyle kurulan,111 yıllık çınarımız, bu kentin en eski Türk kulübü; Karşıyaka Spor Kulübü’ne ait hatıraları neşretmeye, tarih yazmaya devam edeceğiz.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!