Birleşmiş Milletlerin Dünya Çevre Günü 2020 yılı için yayınladığı manifestoda yeşil geleceğin durumu ile bireyler, kurumlar ve tüm insanlık olarak alınması gereken önlemlerden bahseden Prof. Dr. Ayaz, “Doğa bize bir mesaj veriyor. Kendimizi, geleceğimizi korumak için, doğayı korumalı, onun geleceğini garanti altına almalıyız. Uyanmalı, farkında olmalıyız. Bu gidişatı durdurmak için tek bir kişi, tek bir köy, tek bir şehir yeterli değil. Tüm insanlık olarak harekete geçmeliyiz” diye konuştu.
“Olağanüstü bir zamandan geçiyoruz”
Olağanüstü bir zamandan geçildiğini ifade eden Prof. Dr. Ayaz, “Yediğimiz yemek, soluduğumuz hava, içtiğimiz su, yaşamlarımızı kurtaran ilaçların büyük kısmı ve gezegenimizi yaşanabilir kılan iklim doğadan gelir. Doğanın kapsayıcı ağına ve hassas dengesine tahmin edebileceğimizden çok daha bağımlıyız. Olağanüstü bir yıldan, istisnai zamanlardan geçiyoruz. Şu anda bir bulaşıcı hastalık hayatlarımızı ve geçimimizi tehdit etmekte ve insanlığı hareketsiz durmaya zorlamaktadır. Brezilya, Amerika ve Avustralya’daki kontrol edilemeyen yangınlar, hava kirliliğini arttırarak küresel besin güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Kutup buzulları erimekte ve asidifikasyon okyanusların üretkenliğini her geçen gün yok etmektedir. Bu değişimler doğrudan ve dolaylı yollarla iklim değişikliği kuvvetlendirmektedir. Tür kayıpları da buna bağlı olarak daha hızlanmaktadır. Doğu Afrika’daki çekirge istilaları ekini ve hasadı yok etmektedir” dedi.
“Doğayı kararların merkezine koymalıyız”
Dünya Çevre Günü için herkesin üstüne düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ayaz, “Bireyler olarak satın aldığımız ve kullandığımız malzemeleri gözden geçirmeliyiz. Özel sektör olarak çevre açısından sürdürülebilir iş modellerini benimsemeliyiz. Zirai sektör olarak doğaya zarar vermemeliyiz. Kamu sektörü olarak tedarik zincirleri ve finans alanlarında çevreyi hesaba katmalıyız. Hükümetler olarak yabani türleri koruma altına almalıyız. Gençler olarak yeşil bir geleceğin hayali başında nöbet tutmalıyız. Kolektif olarak doğayı kararların merkezine koymalıyız. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmak için, dünyanın yaşam ağını onarmak ve parçası olduğumuz bu ağı zenginleştirmek için hepbirlikte hareket etmeliyiz. Bu 5 Haziran, bugün, bu zaman Doğa Zamanı’dır” dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!