E-belediyecilik konusunun da önemine değinen Soyer, “Artık belediyenin bütçesini cep telefonlarına yüklenen aplikasyonla herkes görebilecek. Herkes belediye ne harcamış, ihaleyi kim almış, bunu anında bilecek. Bu aplikasyon hem haberleşme, hem de katılım enstrümanı olarak kullanılacak. Demokrasiyi dijitalleştireceğiz” dedi.
Kayıt dışı ile ortak mücadele edileceğini ve ortak bir denetim ekibi kurulacağını söyleyen Soyer, esnaf ve sanatkârların ruhsat sorunu başta olmak üzere tüm sorunlarını yine İESOB ile birlikte çözeceklerini vurguladı. İzmir’in refahının büyütülmesi için birlikte çalışmanın önemine değinen Soyer, dükkân tabelalarından hizmet kalitesine kadar ortak bir bakış açısıyla hareket etmek gerektiğini söyledi: “Dükkân tabelalarının büyüklüğü, bir kent için görsel kirlilik demektir. Tabela büyüdükçe, kentin dokusu görünmez olur. Tabelaları küçültmeye çalışmamız lazım. Tabelaları meslek ve sektör kollarına göre farklılaştıracak bir tasarım yarışması yapabiliriz. İzmir’in refahı için yola çıktık. İzmir, inanılmaz potansiyeli olan bir şehir. Bizim bu refahı büyütecek enstrümanları geliştirmemiz lazım. Bunun için de daha çok üretmek ve çalışmak zorundayız. İzmirlinin bir alışveriş merkezini değil de, esnafımızı tercih etmesini istiyorsak, bu tercihi değiştirecek çalışmayı beraber yapmamız lazım. Tabelanın tasarımından dükkanın tasarımına kadar her konuda kaliteyi birlikte yükseltmek zorundayız.”
“İzmir’de turizm hayatı iyileştirecek”
Kemeraltı’nın birinci öncelikleri olacağını da sözlerine ekleyen Soyer, “Kemeraltı, bu kentin nabzının attığı yerdir. Bu kentin kalbidir. Kemeraltı’nı yükseltirsek İzmir’i yükseltiriz. Kemeraltı, 24 saat yaşayan cıvıl cıvıl bir yer olmalı. Sokak çalgıcıları, kafeteryaları, lokantalarıyla 24 saat yaşamalı. Sadece Kemeraltı, bir turizm destinasyonudur” dedi. İESOB önerileri arasında yer alan “Herkes dahil turizm” tespitini de çok iyi bulduğunu söyleyen Soyer, “Turizmin geldiği yerde hayat iyileşmelidir. ‘Herkes dahil turizm’, üzerinde kafa yoracağımız çok önemli bir başlık. Bu kent turizmden hiç faydalanmıyor. Antalya, 18 milyon turist ağırlarken, İzmir’in 500 bin rakamıyla anılması anlaşılır bir şey değil. Sadece Akdeniz mutfağı dediğimiz şey, kendi başına bir turizm enstrümanıdır. Bu nedenle turizm, öncelikli meselemiz olacak. İzmir’de turizm, hayatı iyileştirecek” dedi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!