“Her geçen gün biraz daha birbirimizi tanıyor, ısınıyoruz. Ben zaman zaman konuşmalarımda söylüyorum ben İzmir’in çocuğuyum diye. Kim olduğumu anlatabilmek için hayatımdan küçük bir şey anlatacağım. Bolluklardan gelmedik. Doktorum, uzman cerrahım, 5 yıl Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nde çalıştım. Biraz daha geriye götüreyim sizi, 80’lerde ben limon satıyordum. Asla utanmıyorum. Gurur duyuyorum. Bir akşam öğretmen babam kravatı ve eski paltosuyla bir öğretmen arkadaşıyla burada biraz ilerde pazarcılık yapmaya kalktı. Çaresizce daha fazla gelir elde etmek için çaba gösteriyordu. Aranızda bana yakın yaşlarda insanlar görüyorum. Tahmin edersiniz o yılları. Türkiye Cumhuriyeti’ni ve kurucusunu düşündüm, Mustafa Kemal Atatürk’e ‘Milletvekilinin maaşı ne olsun’ dediklerinde ‘Artırın ama dikkat edin, öğretmen maaşını geçmesin’ dediğini hatırladım. O gün ben babamın haline çok üzüldüm. Buna benzer yüzlerce binlerce olay yaşadık. Süslü kıyafetime bakmayın sokaklarda büyüyen, bu şehrin her acısını bilen, sizleri tanıyan insanlarız biz.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!