Herkesin dilinde insanların yanlış, tepki çeken davranışları. İnsanların yolda rahatsızlık verici yürüyüşleri, yadırganan kılık kıyafetleri ve toplumsal sorumluluk davranışlarının son zamanlarda bozulduğu konuşuluyor.
Üstlendiği görevi yerine getirmeyenlerin, makamın sarhoşluğu ile yaşayanların toplumsal yarayı derinleştirdiği söyleniyor. İnsanların bu denli değişimini dışardan gelen göçlere bağlayanlarda var. Genelde şunu söylüyor kentin yerlileri. “Eskiden göç az olduğundan kente gelenler o kentin kültürüne adapte olurlardı. Şimdi ise göçler çoğaldı, kendi kültürleri ile geliyorlar ve yerleştikleri yerin kültürünü de baskılıyorlar. Anadolu’nun saygı temeli üzerine kurulan kültürünü de çok bilmişlikleri ile unutuyorlar.”
Yaşadığım iki olayı unutmam mümkün değil. Kemalpaşa caddesinde yürüyorum. Önümde bir adam ve onun 5 adım ilerisinde yürüyen bir bayan. Bayan aniden durup adama bir tokat yapıştırıyor. Ve bağırıyor “Sapık” diye. Bayanın arka cebindeki telefonu fark ettim. Yanaştım ‘Hanımefendi, beyefendi size dokunmadı. Arka cebinizdeki telefon titreşimde olabilir mi?’ deyince hanımefendi! Yürüyüp gitti. Yüzü kıpkırmızı olan beyefendi o bayana misilleme yapıp bir tokat atsaydı bütün çarşı o beyefendiyi tekme tokat linç ederdi.
Bir Ramazan akşamı iftarı açmak için Kemalpaşa caddesinden hızla eve yürüyorum. Sokağın başındaki lokantanın önünde insanlar masalarında iftar saatini bekliyor. O sırada elinde köpeğinin tasması bulunan bir beyefendi! Köpeği ile geçiyor. Köpek durup pisliğini yapıyor. Adam sadece seyrediyor. Köpeğin işi bitince pisliği almadan gülümseyerek yürümesine devam ediyor. İftarı bekleyen insanlardan bir tepki yok. Benim de zamanım yok. Zamanım olsa da müdahale etmeye çekinirim. Çekinirim çünkü birileri üstüme çullanır, o hayvancağızı suçladığımı düşünür. O hayvancağızın suçu değil sahibinin suçu, neden pisliği almadığını söyleme fırsatım bile olmazdı.
Kedileri çok severim. Köpekleri hiç sevmem. Onlar da beni sevmez. Köpekleri sevmediğim halde pandemi döneminde onları beslemek için elimden geleni yapardım. Tabi korkumdan yiyeceklerini onlar yokken gündüz bırakırdım. Gelir, yer giderlerdi. Karşıyaka İZBAN civarında çok sayıda köpek var. Siyahı agresif. Geceleri oradan geçerken nedense bana koşarak havlar. O havlayınca oradaki bütün köpekler etrafımı sarar. Hayvan sevgisi güzel ama insan sevgisinin üzerinde olmamalı diye düşünürken, insan demeye bin şahit lazım olan insan kılıklı insanların çoğaldığını da belirtmeden geçemeyeceğim.
İnsanları canından bezdiren araçlarını park edenler ayrı bir sorun. Evime gitmek için dolmuş son duraklardaki 1762 sokaktan geçiyorum. Sokağın başındaki apartman kentsel dönüşüme girdi. Adamlar güzelce önlem almış. Sokağın başındaki ve 1778 sokağın başındaki dükkânın önündeki kaldırıma araçlar park ediliyor. 1762 sokağın durumu 4 yıldır zaten içler acısı. Bir ara yazdım İZBETON’dan yaptık diye cevap geldi. Nasıl yaptılarsa? Sağ olsun Karşıyaka Belediye zabıtası zaman zaman o araçları kaldırımdan kaldırıyor. Zabıtanın 24 saat orada durması mümkün değil. Oraya park edenlerin, oradan geçen yaşlıları, engellileri düşünmesi lazım. Belediyenin parkı engellemek için koyduğu dubaları bile kırıp yok ettiler. O dubalar milli servet, beytülmal. Belediye Ulaştırma Müdürlüğüne bildirdim. Umarım bu konuda önlem alınır, o dubaları yeniler ve park edilmesini engeller.
İnsanlığımızı unuttuk diyorum. Ellinde çantalarla yürüyenlere yol vermemekle, yaya geçitlerine, özellikle engelli geçitlerine araç park etmekle, yayaya yanan yeşil ışıkta aracı hızla sürmekle, üç kuruş daha kazanmak için halkın yürüyüş yollarını işgal etmekle, gece yarısı hasta ve yorgun çalışanların uyumasını düşünmeden yüksek sesle müzik dinlemek, konuşmakla…
Daha çok kazanma hırsı ile başkalarının mutsuzluğu üzerine mutluluk kuranlara, kurmaya çalışanlara kızıyorum. Daha da ilerisi onlardan tiksiniyorum.
Unuttuk insana saygımızı, hayvanlara sevgimizin ölçüsünü.
Özeleştiriyi, empatiyi yapmadığımız sürece bu yara derinleşir gider. Herkesin başına ne bir güvenlik görevlisi dikilebilir ne de belli bir yaştan sonra öğretmen.
Sonsöz “Herhangi bir yerdeki adaletsizlik, her yerdeki adalet için bir tehdittir.” Martin Luther King
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!