İki cennettin varlığını söylerim. Cennet’tin biri; bütün dinlerin kabul ettiği, ölümden sonra Allah’ın yolundan giden kulların ödüllendirildiği, sonsuz ruh yaşamının sürdüğü yer, diğeri ise bu dünyadaki cennet. Bu dünyadaki Cennet’e doğru seçimle yaşamak mümkün. İşinizi ve eşinizi severseniz, bu dünyadaki cennete yaşarsınız. Yanlış bir seçim bu dünyada adama cehennemi yaşatır. Bu dünyanın cehennemini cennete çevirmek pek de kolay değil. İnsan sevdiği işine yüreğini katar ve sonuçta büyük mutluluk duyar.
124 sayfalık aylık Aktüel Panorama Dergisi’ni hiçbir beklentim olmadan sadece işi sevdiğim ve topluma karşı sorumluluk duygusu ile tek başıma hazırlıyordum. Karşıyaka Haber Gazetesi’ne 9 yıldır yazı yazıyor, haber yapıyor, dağıtımını yapıyorum. Fotoğrafçı, dağıtıcı gözü ile bakanlara aldırış etmeden. Bunları yaparken büyük umutlardan yararlandım, küçük umutları beslemeye çalıştım. İnsanlara bir yararım dokunuyorsa ne mutlu. 55 yaşında biri olarak oradan oraya koşmam işimi sevdiğimden, bu dünyadaki cenneti yaşamamdan.
Eş derken beraber çalıştığınız arkadaşınız, ortağınız, akrabanız, yoldaşınız… Ama en önemlisi evinizdeki eşiniz. Evdeki eş hassas konu. Bu konudaki yanlış seçim ise tam bir felaket! Dostluklar da insan yaşamında önemli yer tutar. Kimsenin akrabasını seçme şansı yok, ama dostunu seçme şansı var. İyi ilişkiler, insana bu dünyadaki cennetti, olumsuz insanlarla kurulan ilişkiler, cehennemi yaşatır adama. Cehennemi cennete çevirmeye çalışanlardan biri de bendim. Öğretmenliğim 27 yılı yüreğimdeki öğrenci sevgisi olmasaydı cehennem hayatı olacaktı. Kendini bilmez, kendini geliştirmekten aciz yöneticiler yüzünden.
Birlikte yaşadıklarımıza gönül verdiğimiz politikacıları da katmak lazım. Yıllarca canınız ve malınızla yanında olduğunuz bir politikacıyı ve partisini desteklersiniz. Önemsenmediğinizi, kibirlendiğini gördüğünüzde, umduğunuzu bulamadığınızda yıkılırsınız. İş işten geçmiştir artık. Bu dünyadaki cehennemi 4 -5 yıl yaşamanıza yeter de artar.
Eğitimi çok önemsiyorum. Önümüzdeki günlerde çocuklarımız, gençlerimiz sınav maratonlarında aldıkları puanları ile daha iyi bir yaşam, sevdiği işi yapmak için tercihler yapacaklar. Bu tercihlerin yapılmasını çok ama çok önemsiyorum. Bilgisiz insanların bilgeliğe soyunup gençlerimizi yanlış yönlendirmelerinden korkuyorum. Bu dünyadaki cehennemin anahtarını uzatmayalım bu gençlerimize. Kızım 0,15 puan ile tıp fakültesine yerleşemedi diye üzülmüştüm. Kızım ise eczacılığı seçtiği için mutlu olmuştu. Onun sevinci bana yetmişti. Bu durumdan etkilendiğim için oğlum istediği bölümde okumak için 32 puanını hiçe sayıp tercihini yaptı diye hiç tepki göstermedim. Mutlu olacağı yerde olsun diye. İnsan mutlu olacağı yerde olmalı, bu dünyadaki cennette yaşamak için, seveceği işi yapmalı.
İzmir’de özel üniversitelerin yanında özel liselerin de sayısı gün geçtikçe artıyor. Devlet Üniversitelerinde de her geçen yıl yeni bölümler açılıyor. Seçim şansı artıyor. Koç Holding’in 2006’dan bu yana yürüttüğü Meslek Lisesi Memleket Meselesi projesi çok önemli bir proje. İzmir’de sadece havacılık alanında Ege’nin ilk havacılık meslek lisesi olan HAVAJET açıldığında da sevindim. Şehirlerarası otobüs terminallerinde gördüğüm yolcu kalabalığını, hava limanlarında da görünce havacılık mesleğinin geleceğine inandım. Hiçbir çıkar ve beklentim olmadan HAVAJET İcra Kurulu Başkanlığı yapan arkadaşım, dostum Mehmet Çelebi’nin yanında buldum kendimi. Ne katkı suna bilirim? diye. Hiçbir beklentim olmadan, eğitim için, ülkemin geleceği çocuklarımıza iyi bir gelecek için uğraş verenlerin emrinde oldum, olacağım da. Karşıyakalı okul yöneticileri bu konudaki duruşumu iyi bilirler. Her zaman okullarımızda çocuklarımızın başarısı için yapılacak çalışmalara gücüm oranında katkı sunmaya hazırım.
Son söz “Uzağı düşünmeyen üzüntüye yakındır.” KONFIÇYUS
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!