Konuşulmaya başlandığından beri hep yanlış yazdık ve söyledik. Aslına bakılırsa bu yasanın adı şöyle: Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’dur. Yasa mı yoksa kanun mu diyeceğiz o size kalmış. Eski sözcükleri sevenlerimiz “kanun” yenisini sevenler “yasa” şeklinde kullanabilirler.
Şimdi, spor denilince bu iş yalnızca kulüpler ve federasyonları mı ilgilendirmektedir? Bu soruya doğru cevaplar bulmalıyız. Spor, öncesinde bir hareket, bir beden eğitimi’dir. Hareket ve beden eğitimi konusunda son yıllarda çok geri kaldık. Bunun öncelikli sebebi dijital bağımlılık ve üstüne gelen pandemidir. Her çocuğun hatta bebeğin eline bir telefon ve çizgi film vererek onların uslu durduklarına inandık.
Bakın Birleşik Devletlere, neredeyse her 2 ayda bir silahlı saldırı ve çok sayıda ölümle karşılaşıyoruz. Küçük yaştaki bir çocuk, istediği silahları satın alabiliyor sonrasında çocukları katlediyor. Ve hala oranın bazı siyasetçileri durumu normal olarak kabul ediyor, “okullarda daha fazla güvenlik önlemi alınmalıdır” diyor.
Bazıları, izleyerek etkilendikleri dizi ve filmleri yeniden yönetmen olarak uygulamaya geçiriyorlar. Bu gibi sapıklık ve canilik derecesindeki olayları önleyebilmenin yolu kalitesi ve çeşitliliği arttırılmış eğitim yöntemleridir. Okullarımızda, okul öncesinde, erken çocukluktaki hareket ihtiyaçlarının giderileceği spor ve egzersiz programları yeniden düzenlenmeli ve hayata geçirilmelidir.
Kanun çıkarılınca adını “spor yasası” deyip geçmemek gerekiyor. Kuşkusuz sporun yaptırılması ve yürütülmesinde spor kulüpleri ön plandadır. Kulüplerin bağlı oldukları üst kuruluşlar olan federasyonların yapılanması da önemlidir. Fakat, hayranı olduğumuz ya da katılmak istediğimiz Avrupa Birliği ailesinde bu konu artık alabildiğine özerkleşmiş durumdadır. Ama kimse unutmasın özerkliğin de bir sınırı bulunmaktadır. Herkes yasa dışı ve aklına estikçe garip uygulamalarda bulunamamaktadır.
Bir yasa kendisini uygulamalarda yaşatır. Bugün kırmızı ışıkta geçmenin bir cezası olmakla beraber bu kuralı bozan ya da çiğneyen çok sayıda insanımız bulunmaktadır. Kırmızı ışıkta geçmenin çok ciddi ve ölümcül kazalara yol açtığını yazmama gerek yok. Caydırıcı kurallar ve yaptırımlar olmazsa kırmızıda geçenlerin sayısı azalmayacaktır. Konuyu spora yansıttığımızda bir müddet zamanın geçmesini beklemeliyiz.
Pazartesi günü bu yasayı mercek altına alıyoruz. Konunun üç farklı uzmanı ve yetkilisi İstanbul Gedik Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi çatısı altında bir araya gelerek öğrencilerimize ve konunun meraklılarına görüşlerini iletecekler. Bu konuşmacılar; Tuğrul Akşar, Av. Dursun Küçük ve Saffet Sancaklı. 30 Mayıs 2022 günü saat 10:40’ta başlayacak olan bu faaliyet 15:30’da sona erecek. Canlı olarak izleme imkânı olmayanlar zoom üzerinden konferansa katılabilirler. Sizlere bu faaliyetin ID numarası ve şifresini yazıyorum:
Toplantı ID: 96994259113
Passcode: 12345
Umarız bu kanun hepimize faydalı olur, Türk Sporunun gelişimine katkıda bulunur. Ama gelişim için işimizi yalnızca kanunlara bırakmamamız gerekir. Daha çok çalışmak ve daha yaratıcı çabalar içinde olmamız gereklidir. Konuşmacılarımızın yorumları ile daha farklı perspektiflere doğru yelken açmaya hazır mıyız?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!