Bu işin iki tarafı var: Bir tarafta eğiticilerin eğitilmesi diğer tarafta ise bu eğitimden yararlanacak olanların antrene edilmesi süreci… Eğer Olimpik branşlarda daha çok sporcumuz mücadele etsin diyorsak bu iş çok daha çetrefillidir.
Asıl olan çok sayıda çocuk ve gencimizin aktif biçimde hareket edebilmesi ve spor yapmasıdır. Çocukluk döneminde her yaşın kendine göre özellikleri bulunmakta ve o çağlarda yapılması gereken egzersiz ve sporların tamamlanması gerekmektedir.
Bu iş ve işlemlerde görevli olanlar, okullarımız, kulüplerimiz ve spor federasyonlarımızdır. Bu üç ayrı yapı bir şekilde koordineli olarak çalışmak durumundadır. Bu işleri denetleme işini Gençlik ve Spor Bakanlığı yapmalıdır.
Buraya kadar olanı anladık ama Üniversite bu yapının neresinde durmalıdır? Bu soruya doğru cevaplar bulmak zorundayız. Bazı alanlarda uzaktan eğitimle eğitici yetiştirmeye çalışan Üniversitelerimiz var. Başlangıçta epeyce eleştiri aldılar ama sonunda unutuldu gitti.
Sporda, hem Rekreasyon hem de Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümlerinin bazıları uzaktan eğitimle yürütülüyor. Spor Yöneticiliğinde iki yıllık ön lisans programını yürüten Üniversiteler var. Psikolojide bu denendi ama alanın insanları direndiler, Cumhurbaşkanlığına kadar gittiler. Sonunda bizzat Cumhurbaşkanı bu konuda noktayı koydu.
Spor ne yaptı? Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenleri Derneği var, Spor Bilimleri Derneği var, Dekanlar Konseyi var ama sonuç yok. Tanıdığım bazı yöneticileri arayıp neden bu bölümleri uzaktan açtınız diye sorduğumda “talep vardı ve biraz da siyasi baskılar geldi” şeklinde cevaplar aldım. Yorumları size bırakıyorum.
Temelde bu konulara çözüm getirilmelidir. Uzaktan eğitimle yönetici yetiştirmenin faydalarını merakla bekliyorum. Ön lisans mezunu öğrenciler bir şekilde dikey geçiş ile dört yıllık bir bölümde okumayı tercih ediyorlar.
Egzersiz ve Spor Bilimleri Bölümlerinin kuruluş amaçlarını biliyorum. Aslında temel hedef kondisyon ve performans amaçlı eğitim ile “Performans Koçu” yetiştirmek. Aslında “Atletik Performans Koçu” mu demeliyiz diye sormadan geçemiyorum. Burada yine terminolojik sorunlar, meslek ismi ve fonksiyonlarına yönelik tartışma konuları ortaya çıkıyor.
Kasım ayı içinde 19. Spor Bilimleri Kongresi Antalya’da düzenlenecek. Oranın programı büyük ölçüde tamamlandı. Ama eminin oturum aralarında bu konu tartışılacaktır.
Spor eğitimi bir ülkenin geleceğinin sigortasıdır. Eğitimi, öğretimi ve insan yetiştirme şekli üzerinde çok hassas durulması gereken işlerdir. Olası risklere karşı önlem almanın zamanı gelmiştir. Devam etmekte olan federasyon başkanlığı seçimleri, kongreler ve toplantılarda bu konu dikkatle ve özenle takip edilmelidir.
Bir başka yazımda bu eğitimin ana çizgilerini sizlerle paylaşacağım.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!