Defalarca yazıp, tartışıp ortaya koyduğumuz görüşlerin Dünyanın en önemli bir kuruluşu tarafından kabul görmesi doğrusu beni sevindirmedi. Bu kadar açık ve net bilgilere rağmen sentetik çim sahaların yapımı ve içinde kullanılan yine sentetik granüllerin varlığı ortam ısısının artmasına yol açıyordu.
Bu sistemlerin yaygınlaşmaya başladığı yıllarda toprak, doğal çim ve sentetik çim alanlarında zemin sıcaklığını çok basit cihazlarla ölçmüştük. Topraktan sentetik çime geldiğimizde 3-6 derece arasında zemin ısı farkı ortaya çıkıyordu. Bu durum bu alanlarda spor yapanların daha yüksek ısılarda egzersiz yapacağını gösteriyordu.
Bir de, eğer yeterli düzeyde sulama yapılmıyorsa sıcaklığın artması yanında sentetik maddelerin kokuları havaya salınıyordu. Solunum yolu ile bu havanın teneffüs edilmesinde bazı sorunların ortaya çıkabileceğini düşünüyorduk. Çünkü biz, hava dediğimiz bir gazı soluyoruz ve içinde % 21 civarında bulunan oksijeni kullanıyoruz. Bu havaya başka ve metabolizmayı olumsuz etkileyen gazların karışması durumunda ilk olarak sporcuların dayanıklılık sistemi çökmeye başlayacaktı.
Konuya ilişkin çeşitli yetkililerle zaman zaman görüştük. İlk önlem olarak bu tür sahaların yapımında kullanılan malzemelerin kimyasal yapılarını gösteren değerleri bilmeliyiz dedik. Burada kullanılan malzemelerin kaynaklarını öğrenmeliyiz dedik. Granüllerin gerçek kauçuktan mı yoksa sentetik mi yapıldığını açıklamalıyız dedik. En azından gün içerisinde belirli periyotlarda yeterli miktarlarda sulamanın yapılmasını sağlamalıyız dedik.
İşin ekonomik taraflarına baktığımızda doğal çim sahaların sentetiklere oranla daha ucuz olduğunu bilmekle beraber bu sahaları daha az zarar verici malzemelerden üretilmesini desteklemeliyiz dedik. O ara lastik üreticilerinden bazı tanıdığım arkadaşlarımı aramıştım. Otomobil, kamyon, uçak lastikleri üretiminde kullanılan kauçuk, gerçek mi yoksa sentetik mi diye sorular yöneltmiştim. Bu tür malzemenin Endonezya ve Malezya’dan geldiğini (doğal kauçuk), bazen de Japonya’dan alındığını söylediklerini hatırlıyorum. Nihayetinde bir hamur üretiliyor ve oradan kullanım farklılıklarını karşılayacak lastikler üretiliyor dediler.
Söz konusu spor ve özellikle en yaygın biçimde oynanan futbol olunca, sentetik alanlarda kullanılan her tür malzeme çok yönlü şekilde kimyasal analizlerden geçirilmelidir. Granüllerin gerçek kauçuktan işlenerek kullanılması sağlanmalıdır. Sulamadan ödün verilmemeli, belki de ilginç sayılacaktır ama bu alanların bulunduğu yerlerdeki rüzgâr esiş yönleri dikkate alınmalıdır.
Bunların dışında özellikle malzeme konusunda ISO, DIN ve TUV gibi kurumlara başvurulmalıdır. Ayrıca CEN, CENELEC gibi kurumların tam üyesi olan TSE’ye de gidilebilir. Uluslararası standartlar aslında pozitif değişimler sağlayacaktır. Spor mu sağlıklı bir yaşam mı derken, hem sporu hem de yaşamı daha sağlıklı ortamlarda yapılmasını sağlayacak önlemleri almanın zamanı neredeyse geçmiş gibi.
Dikkat edelim, dikkatli olalım…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!