Hafta sonlarında evlerimizdeyiz. İş’te olanlar da var. Onlar vatandaşlara hizmet etmeye çalışıyorlar. Bu defa balıkçılar devreye girdi. Yürüyerek oralara gidemeyecek epeyce insanımız var. Bu defa yakınında balık satan işyerleri bulunanları kıskandığımı söylemek isterim…
Televizyon izlemeyi neredeyse unuttuk gibi. Müzik dinlemeyi ve kitap okumayı sürdürüyorum. Müzikte tercihim klasik müzik… İnternette abonesi olduğum sitelerden oldukça kaliteli müzikleri dinleyebiliyorum. Bunları dinlerken hafif düzeyli bir amfi kullandığımı itiraf ediyorum. Gelişmiş bir ses bombası denilen hoparlör ile stereo ötesi bir ambiyans yaratıyorum.
Müzik demişken, televizyon yok, sinema yok, telefon yok, doğadaki seslerden başka hiçbir şey yok… O çağlarda harika yetenekli insanlar çeşitli müzik eserlerini besteliyorlar. Peki, onlar bu notaları nerden buldular? Sıkı durun, eğer yanılmıyorsam notalar, demirci ustalarının şekil vermek için kızdırdıkları demirlerin üzerine çekiçlerle vurduklarında çıkan seslerden üretilmişti. İyi ki bu sesler duyulmuş, notalar ortaya çıkmış ve biz bugün muhteşem eserleri dinlemeyi sürdürüyoruz.
Gelelim bisiklete… Geçenlerde bir katlanır bisiklet almak için girişimde bulundum. Tanıdığım bir şirket sahibini aradım, en erken yeni yılın birinci ayının sonunda satın alabileceğimi söyledi. Şaşırdım doğrusu… Ama bazı aradığım teknik özelliklerin olmasını istediğimden bu tür bisikletlerin gelmesinin uzadığını söyledi. Bu yüzden motorlu dört ve iki teker kullanıcısı olarak biyomotor özelliklerimi kullanacağım günleri biraz daha erteledim.
Hangi bisiklet sorusuna cevap verecek birçok bisiklet uzmanı arkadaşım var. Aralarında, bir çıkışta İznik Gölünün etrafını turlayan, orada konaklayan, İznik Gölünün balıklarını tadan bisiklet tutkunları var. Bazen daha uzak mesafelere de gidiyorlar. Kolombiya’ya, Hindistan’a gidenleri daha sonra yazacağım. Tabi bu yolculukları yapmak için hem giysi hem donanım hem de güvenlikli bir sürüş için önlemleri aldıklarını belirtmeliyim.
Şehir içlerinde Belediyelerimiz tarafından konulan bisikletlere artık alıştık. Biliyor musunuz, güvenle koyabileceği bir yeri varsa insanlarımız artık bisiklet satın almaya başladılar. Bu harika bir gelişme. Ardından motorlu scoterler gelince şimdi elektrikli bu araçlara sardık. Sanıyorum tembellik yaratacaktır ama kullanım kolaylığı tercih sebebi olabiliyor. İstanbul’dan sonra Kocaeli’nde de yaygınlaşmaya başladı. Kuşkusuz bu hizmet bedava değil. Ama durumdan vazife çıkaranlar gecikmedi. Artık bu araçlara da sahip olabilme fırsatı var. Gideceğiniz mesafeye bağlı batarya seçenekleri ile bu tür araçları satın alabiliyorsunuz.
E-Otomobillere yeni katkıda bulunan markaların sayısı artmaya başladı. Elektrikli bisikletlerin giderek daha çok satıldığını gözlemliyoruz.
Ama değerli okurlarım, bunları size yazarken asıl bisiklet sporunun alması gereken önlemleri yazmadan geçemeyeceğim. Bisiklet sporuna çocuklarla bmx bisiklet, ardından dağ bisikleti ve sonrasında yol bisikletine geçecek aşamaları mutlaka planlamamız gerekmektedir. Bu konuya daha farklı bir yaklaşım getirmek gereklidir.
Pandemi sonrasında bu konuyu yeniden masaya yatıracağız. Düşündüklerimi Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanımız Erol Küçükbakırcı, Beykoz Belediye Başkanı Murat Aydın, Eğitim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Fatih Kılınç, Bisiklet sevdalısı Prof. Dr. Salih Pınar ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Zeki Kutlu ile paylaşacağım.
Herkese şimdiden sağlıklı yeni bir yıl dileklerimle…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!