Ülkemizi hemen her branşta uluslararası yarış ve maçlarda temsil etmek için hazırlık yapan, gerektiğinde ailelerinden ve eğitimlerinden uzak kalan gençlerimiz için ne yapıyoruz?
Bu sporcuların pek çok önemli sorunları bulunuyor. Bunlardan birisi kamp ve yarış dönemleri için izinli olmalarından dolayı okul başarıları azalıyor. Getirmiş oldukları izin kağıtlarına rağmen bazı derslerden devamsız sayılıyorlar. Özellikle Üniversitede okuyanlar, hatta spor bilimlerinde eğitim alanlar bile bu durumdan son derecede olumsuz etkileniyorlar.
Onları kampa çağırıyoruz, günde en az iki kez antrenman yapıyorlar, sosyal açıdan izole oluyorlar ama bir de maç kazanacaksınız, yarış kazanacaksınız diye zorluyoruz. Başarılı bir şekilde ülkeye dönünce, okula vardıklarında birçok dersten devamsızlıklarını görüyorlar. Böyle olunca, bir sonraki yarışlarda bu gençleri nasıl motive edeceğiz?
Yönetici olduğum dönemlerde bu şekildeki öğrencilerimin mutlaka görevli-izinli sayılmalarını sağlamak için her türlü kurul kararını alır, üst yönetime bildirir idim. Ama onların yarış veya müsabakalardan döndüklerinde derslerden geri kalmamaları için diğer programların derslerine girmelerini tavsiye ederdim. Böylelikle, görmedikleri derslerden uzak kalmalarını bir ölçüde engellemeye çalışırdım.
Buraya kadar yazdıklarım, işin eğitim-öğretim boyutunda olanlar içinde yer alıyor. Şimdi bir başka tarafını birlikte etüt edelim: Ülkemiz spor teşkilatı milli olan sporcuları her ay belirli miktarlarda millilik bursu vermektedir. Milli sporcularımız kazandıkları özellikleri kaybetmemeleri için her gün antrenman yapmak zorundadırlar. Bu, hangi alanda eğitim görmeleri ile ilişkili değildir. Ama spor dışı alanlarda olanların çok ciddi sıkıntıları bulunmaktadır.
Bunlardan birini üzülerek sizlerle paylaşıyorum: Öğrenci sporcumuz bir şehrimizde Diş Hekimliği Fakültesinde okuyor. Eğitim tam gün olduğu için bu öğrenci ancak akşamları antrenman yapabilme şansına sahip. Fakat antrenman için gittiği salondaki saat diliminde öğretim elemanları çalışıyor. Öğrenci olduğu için kabul edilmiyor. Milli olduğunu ve kazandığı sportif özelliklerini kaybetmemek için mutlaka antrenman yapması gerektiğini söylemesine rağmen çabaları kabul görmüyor. Sonunda performansı düşüyor ve bu tablo onun millilik bursunun da kesilmesine yol açıyor.
Eğitim, öğretim ve antrenman koşulları milli sporcularımızın performanslarını negatif olarak etkilememelidir. Onlar bu ülkenin koşullarında diğerlerine göre daha başarılı olarak milli takımlarımızda yer almaktadırlar. Gerek spor bilimleri programlarında gerekse diğer alanlarda yüksek öğrenim gören gençlerimiz için yeni bir plan yapılmalıdır. Unutmayın, kim ne derse desin, spor, ülkemizin dışarıya açılan en önemli iletişim kapısıdır.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!