Değerli okurlarımın bir bölümü yaz tatillerini ülkemizin en güzel noktalarında kamp yaparak geçiriyor. Bazıları klasik olarak çadır, uyku tulumu ve basit kamp malzemeleri ile yetiniyor. Bazıları ise karavanları ile seyahat ediyor. Şu yürüyen evler konusuna girmek istemiyorum. Ama çok yıldızlı otellere gidenleri de biliyorum. Daha ucuz olduğu söylendiği için komşumuzun adalarında gezenleri sosyal medyadan izliyorum.
Ama tatilini teknelerde geçiren arkadaşlarımı kıskanıyorum. Geçenlerde Milas Ören’de demirlediklerini yazmışlardı. Dün Sığacık’tan kuzeye doğru yöneldiler. Rüzgârları bol olsun…
Tatil günümüz insanı için bir ihtiyaç. Tatil denilince her zaman seyahat akla gelmemelidir. Bir yere gidilemese bile evde, bahçede, sokakta tatil yaratılabilir. Ben, eğer fırsatım olursa pazarları ziyaret ediyorum. Peynircim ile keçi peyniri üzerine konuşuyorum. Motosiklet kardeşliği üzerine yeni planlar tasarlıyorum.
Durduk yerde bu konuyu dile getirmemin nedeni deprem olasılığıdır. ‘Deprem değil, binalar insanı öldürür’ derler. Diyelim binadan sağ çıktık sonra nerede yaşayacağız? Çadırlar ilk aklımıza gelen konaklama aracıdır. Belki hemen yatak bulamayabiliriz ama mat üzerinde, uyku tulumu içinde uyumak zorunda kalabiliriz. Ben bazen evimde mat üzerinde uyku tulumu ile yatıyorum.
Deprem çantası hazırlamayı unuttuk. Çantamın yan kısmında suluk yeri bulunuyor. Arada suyu, çanta içindeki bisküvileri değiştiriyorum. Şimdi zamanınızı çalıp bu çantada neler olmalıdır diye yazmak istemiyorum. Ama konuyu lütfen herkes kendi çapında düşünsün ve hazırlık yapsın derim. Bu aralar çok ciddi biçimde sel ve su baskınları ile karşılaşıyoruz. Hemen ulaşabileceğimiz bir yerde cankurtaran yeleği bulundurmakta fayda görüyorum.
İzcilik üzerine yazdıklarımda bu hareketin herkes için çok yararlı bir aktivite olduğunu defalarca üzerine basa basa sizlerle paylaştım. İzcilik programları içerisinde kamp faaliyetleri son derece önemli bir yer tutar. Benim önerim bu faaliyetlere katılarak kampçılık deneyimi kazanmaktır. Ateş yakma, yemek pişirme, sahra tuvaleti inşa etme, sahra masası yapıp üzerinde yemek yeme, basit tesisler yaratma gibi işler izci kamplarının en temel işlevleri arasında yer alır.
Şimdilerde, gelişen teknolojilerle birlikte, çok kaliteli çadırlar, ocaklar, pratik ve taşıması kolay masa ve sandalyeler kullanılabilmektedir. Bir tencere, bir kupa ve izci çakısı ile çok şeyler başarabilirsiniz.
Kampçılık, yalnızca çocuk ve gençler için değil her yaştaki insanımız için düşünülmelidir. Hafta sonundaki bir günü bu işe ayırabilirsiniz. Bazı organizasyonların baba ve çocukları ile kamp yaptıklarını biliyorum. Bunlar güzel şeyler. Ama her türlü beklenmedik olaylara karşı hazır olabilme becerisini geliştirebilirsek, bu felaketleri daha az hasar ile atlatabiliriz.
Yerel yönetimlerimizin ve ülke çapındaki çeşitli afetlere karşı oluşturulan kuruluşlarımızın programlarına bir de kampçılık konusunu eklemeleri inanın müthiş bir gelişme olacaktır. Üniversitelerimizin bu alanda öncü olmasını bekliyorum. Her Fakültedeki her bölümde derslerden biri olarak “Kampçılık” dersi konulabilir. Bu ders derslikte değil, yakın çevredeki bir alanda uygulamalı olarak uygulanmalıdır.
Bunu bir düşünelim ama yapalım…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!