Buradaki değerlendirmeyi maç anlatımları ve ardından gelen bitmek bilmeyen analiz yaptığını sanan yorumcuların lafları üzerinden yapmak istiyorum. Evet, canla başla konuşarak bazen gerilim yaratarak ilgi çekmeyi beceriyorlar ama gerçekle olan arasında dağlar kadar fark var. Radyo dinleyenleri olarak bu kadar çok farklı yorumlar karşısında şaşırıp kalıyoruz.
Yorum yapmak kuşkusuz çok ciddi bir altyapı gerektirir. Eskiden futbol oynamak, bir miktar hocalık yapmak sizi konuşturabilir ama bu her şeyi bildiğiniz anlamına gelmez.
Dinliyorum, sabıkası olan, ceza almış bir oyuncuyu Türkiye’ye pazarlamaya çalışıyorlar. Bir kulübün yeterli sayı ve kalitede transfer yapmadığı için olağanüstü genel kurula gitmesinin iyi olacağını söylüyorlar. Lig başlamış, Avrupa Kupaları oynanıyor, maç sonuçlarına göre transfer yapılmaya çalışılıyor ama bunu yorumlamak radyonun işi midir? Bu kulüplerin kendi iç dinamikleri yok mudur?
Bir teknik direktörünü bazıları göklere çıkarıyor, bunu yaparken oynanmış 3 maç ve geçen sezonun sonucuna bakılıyor. Ya da bazılarının teknik adamlığa soyunmalarında, yok beden eğitimi öğretmeniymiş yok daha toymuş gibi konuşmalar yapılarak alttan yukarıya çıkmak isteyenlere karşı bir blok oluşturuluyor. Kimlerin nasıl teknik adam olacağı TFF’nin çeşitli yönetmeliklerinde zaten yer alıyor. Bu yüzden eşitlik ve dengeler konusunda biraz daha hassas olmak gerekir diye düşünüyorum.
Bunları yazarken, alt yapılarda çalışanların oldukça komik ücretler alarak çalıştıklarını bilmeyenimiz yoktur. O kategoride çalışan her teknik adamın kulağı bir üstteki pozisyon için gelecek haberdedir. Evet, belli bir kategoride çalışırken oranın gereklerini yerine getirmek gereklidir. Hatta olağanüstü bir gayret göstermek gereklidir. Kulüplerimiz ve federasyonumuz bu alt yapı işine çok daha fazla oranda destek ve denetleme görevinde bulunmalıdır.
Bunları yazarken yalnızca erkek futbolcuları değil kadın futbolcuları da düşünmeliyiz. Birkaç yıldan bu yana kadın futbolu Dünya çapında bir sıçrama içerisinde… Birçok şirket kadın futbolunu desteklemek için sırada bekliyor. Bu alanda çalışan kulüplerimizin yeni bir yol haritasına ihtiyaçları var. Bu konuda TFF’nin çok ciddi bir çalışma içerisinde olduğunu biliyorum. Hatta kendisini bizzat tanıma şansı bulduğum Şafak Hanım ve ekibinin yaptıklarını duyunca oldukça etkilendim dersem yalan olmaz…
Futbolu değerlendirmede çok farklı parametreleri kullanmalıyız. Reklam kokan yorumlar, incitici değerlendirmeler futbolumuzun gelişmesi için fayda sağlamayacaktır. Yalnızca koşulan mesafe, topla oynama süreleri, pozisyonlardaki aktivite dereceleri futbolun başarısında tek başlarına yeterli değildir. Bir maç öncesi yenilen akşam yemeği, maç öncesi yapılan ısınma egzersizleri, içilen suyun alkali olup olmadığı, yeterli ve dengeli ergojenik destek ürünleri gibi değişkenler, futbolun maç kalitesini doğrudan etkileyen faktörler içerisindedir.
Aracımda radyo dinlerken duyduklarımdan yola çıkınca bu yazı ortaya çıktı. Gerçek bir değerlendirmenin nasıl yapılacağını kısa bir süre sonra yazacağım.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!