Bu konuda yazacağımı daha önce belirtmiş idim. Araya başka olaylar girince ötelemiştim. Ama geçen süre içinde yaprak kımıldamadı. Şimdi spor federasyonlarının yeni başkanlarının seçilmelerine ilişkin haberlere odaklandık. Eskrim, Taekwondo’da yeni yüzleri görüyoruz.
Normal sporcuların dışındaki paralimpiklerin başarısı Paris sonrası işleri karıştırdı gibi. Spor Bakanının bile değişeceği söyleniyor. Ama bu bakan, olacakları daha önce söylemiş idi. Meraklısı varsa birkaç cümlesini paylaşabilirim. Bu arada Futbol Federasyonu eski Başkanının Bakan Yardımcısı olacağı, Alpay’ın Bakan olabileceği, Yerlikaya’nın başka bir göreve yönlendirileceği bilgileri havada uçuşuyor.
Kuşkusuz bu gibi haberler dedikodudan ibaret oluyor. Atamalarda liyakatin dikkate alınmasını bekliyorum. Şimdi buradan 2028’in Melekler Şehri’ne doğru yol alalım:
Tom Cruze Paris’te aldığı Olimpiyat bayrağını bir Harley Davidson ile Los Angeles’e taşıdı. Sanırım Hollywood tepelerindeki bir noktaya dikti. Paris, akıllara zarar bir açılış ile Olimpiyat tarihindeki törenlerin bir başka biçimde de yapılabileceğini tüm Dünyaya gösterdi. Birleşik Devletler şimdiden senaristlerine hazırlık yaptırıyor olmalıdır.
Bu arada Yunanistan’da ilginç olimpik toplantılar yapılıyor. 2004 Olimpiyat Oyunlarındaki üst düzey görevliler, gönüllüler aradan 20 yıl geçtikten sonra durum değerlendirmesi yapıyorlar. Biz Paris’i değerlendirdik mi acaba?
Birkaç haftadır hemen her federasyonun faaliyet programlarına bakıyor olmama rağmen arasında olimpik sözcüğün geçtiği bir ifadeye rastlayamadım. Bu da demek oluyor ki 2028 için hazırlıklara henüz başlanmadı. Bunun nedeni belli; spor federasyonlarının başkanlık seçimlerinin sonuçlarının açıklanması sonrasında yeni bir döneme geçilecek olmasıdır?Türkiye, özerk spor federasyonları sistemine geçtikten sonra başkanlık seçimlerini o yılın olimpiyad oyunlarından sonra yapılması yönünde karar almıştır. Olimpik olmayan sporlar da seçimlerini bu periyot içinde yapmaktadır. Ama olimpik hazırlıklar denilince burada başka mekanizmaların devreye girmesi gereklidir. Millî Eğitim Bakanlığı, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi, Yüksek Öğretim Kurulu, Spor Bilimleri Fakülteleri bu konuda bir yapılanma içine girmelidir. Olimpik hazırlıklar yalnızca bir federasyona, yalnızca olimpik komiteye bırakılacak kadar hafif bir konu değildir.
Sonuç olarak spor ve sportif hazırlıklar eğer olimpiyatları hedeflemezse oradan başarı çıkmaz. Hatta olimpik barajları bile geçemeyebiliriz. Bunları düşünerek hareket edilmesini sağlayacak girişimleri desteklemeye hazır binlerce gönüllünün olduğunu bildirerek yazımı bitiriyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!