Karşıyaka’nın basketbolda da aslında bu sezonu tamamladığının bir delili olarak, sezon henüz bitmeden VIP kartlar satışa sunuldu…
VIP kart ile ilgili yıllar öncesinde yaşadığım acı tecrübe sonrasında bırakın tekrar VIP kart almayı, alma düşüncesinden bile vazgeçmiştim. Yazılarımı takip edenler belki hatırlar…
Konu şöyle cereyan etmişti. NBA’de lokavt olup da (sanırım 2011 yılıydı) Türk takımlarına NBA oyuncuları gelmişti. Deron Williams, Allen Iverson, Semih Erden Beşiktaş’a ; Zaza Pachulia, Darius Songalia Galatasaray’a ; Sacha Vujacic, Ersan İlyasova Efes’e ; Thabo Sefalosha Fenerbahçe’ye ; Mehmet Okur Türk Telekom’a ; Sherron Collins Hacettepe Üniversitesi’ne…
Yani birdenbire ligimizin heyecanı artmış, Karşıyakamızın basketbol maçlarının bizlere zaten verdiği doğal hazza bir de NBA yıldızlarını görebilme ayrıcalığı eklenmişti. Böylesi bir sezonda abimlerle, yeğenlerimle (o sene henüz kızım doğmamıştı) ve eşlerle birlikte keyifle ve konforlu bir şekilde maçları takip edebilmek için şartlarımızı zorlayarak 7 adet VIP kart almıştık. O zamanlar VIP kart rakamları da bugünkü gibi uçuk değildi zaten.
Sonrasında yanılmıyorsam daha ligin ilk iç saha maçında Beşiktaş ile olan karşılaşmaya abimle birlikte Allen Iverson’ı canlı izleyebilecek olmanın da heyecanı ile gittik. Fakat yerimizde küçük bir Karşıyakalı vardı. Yeni yetişen bir çocuğun hevesini kırmamak için sahip olduğumuz 7 VIP kartın diğer numaralarına yöneldik. Fakat ne yazık ki oralar da üst tribünlerden çocuklarını sarkıtarak VIP bölümüne indirilen diğer çocuklarla doluydu. Salondaki görevlilere durumu bildirdiğimizde cevap; ‘’bizi ilgilendirmez, az sonra maç başlayacak, gidin bir yerlere oturun’’ oldu. Karşıyaka Spor Kulübünün görevlendirdiği kişilerin yaklaşımı buydu ve kulüp ne yazık ki böyle yönetiliyordu!
Mecburen oturmak için VIP kartımızın numaralarından 2 tanesinin bulunduğu iki koltuktaki çocuklardan ricacı olduk. Dikkatiniz çekerim; kendi yerimiz için rica ediyorduk. Çocukların şevkini kırmadan ve kibarca…
Çocuklardan biri yan tarafta muhtemelen yine bir başkasına ait olan yere kaydı. Fakat diğer çocuk yukarı tribünlerde yer alan babasına doğru bakıp el kol edip oturduğu yerden kalkmak istemediğini ifade etti. O esnada biz de çocuğun baktığı yöne başımızı çevirdiğimizde ağzından tükürükleri fışkırarak küfreden ve üzerimize doğru pancar gibi olmuş suratıyla koşturarak bizi dövmeye gelen birini gördük. Abimin olgunluğu ve bana yaptığı telkinlerle biz hiç muhatap olmadan yürüdük, gittik ve salondan çıktık.
O sezon bir daha da hiçbir maça gelmedik. Büyük bir heyecanla aldığımız 7 VIP yerimizin de (kötü yönetilen kulüp nedeniyle) bedavacılar tarafından işgal edilip sezon boyu tadı çıkarıldı muhtemelen. Bu konuyu bizzat Selim Çınar ile görüşmüştüm o zamanlar. Kulübün olağan toplantısında konunun gündeme getirildiği, kulüp idarecileri tarafından ailecek tanındığımız, durumun vehameti nedeniyle mahcubiyetleri ve bir jestle bize geri dönüleceği ifade edilerek özür dilenmişti. Jest falan beklemediğimizi, sadece bu kargaşanın düzeltilmesini ve bize yakışmadığını ifade etmiştim. Netekim jest falan olmadı sonrasında ama yine de kibarca verilen cevapları nedeniyle sevinmiştim.
Öyle sanıyorum ki şimdilerde böylesi sorunlar yaşanmıyor artık. Salonda gözlemlediğim kadarıyla herkes yerine oturabiliyor. Gereğinde artık salon görevlileri uyarılarda bulunuyor. Hatta bir yerin sahibinin yanında oturanlar bile o yere başkası oturunca uyarıyor. Bu, güzel bir gelişme… Ancak bu kez de yanlış olan şey zamanlama ve fiyatlar…
Sezon devam ederken ve önümüzdeki sezonun kadrosu, hedefler bilinmezken satışa sunulan kartları almak bu kez de yerine oturamamak açısından olmasa da kadro ve hedeflerin VIP kart için belirlenen değerin karşılığı olup olmayacağı açısından bir risk!
Bir diğer konu da, ligimize NBA yıldızlarının yağdığı bir sezonda bile VIP kart ücretleri bu denli abartılı boyutlarda değildi. Saha kenarı için bir kişinin vereceği ücretle gayet bakımlı, çalışır vaziyette ve güzel bir klasik vosvos (eski kaplumbağa modeli Volkswagen) alınabilir rahatlıkla. Bu kıyası veriyorum ki daha bir anlaşılır olsun diye.
Hadi paramız çok diyelim, hadi Karşıyaka’ya destek amaçlı diyelim, hadi abartılı olmasın da saha kenarı dışındaki VIP kartlardan alalım diyelim; yine de 3 kişilik bir ailenin vereceği en az ücret 105 bin tl ediyor. Peki bunun karşılığında hem ligde hem de Avrupa’da şampiyonluğa oynayacak bir kadronun güvencesi veriliyor mu?! Ligde sadece play off’lara kalmaya çabalayacak ve Avrupa’da da daha grup aşamalarında elenecek bir takımla karşımıza çıkılacak olursa ücretin yarısını iade garantisi gibi bir şey var mı ? (bu çok mantıksız bir beklenti gerçi ama aynı mantıksızlıkta istenen rakamlar olunca da insan bu şekilde düşünüyor haliyle).
Anlaşılan ben yine kapıda ayrılan bilet kontenjanından faydalanarak, sıraya girip, ücretimi orada ödeyip eski usül biletimi alıp salonun en üst dip köşesinden müsabakalarımızı izlemeye devam edeceğim. Umarım bu bedelleri ödeyebilecek durumda olanlar da karşılığını alabilecekleri bir Karşıyaka basketbol takımı ile karşılaşırlar…
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!