Karşıyaka’nın spordaki lokomotifi, Türkiye çapında yüz akı olan basketbol takımı; Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş olarak ‘’üç büyükler’’ diye anılan tüm rakiplerini alt etmeyi başardı. Bu sadece basketbol takımının oyuncularının veya koç Ufuk Sarıca’nın elde ettiği bir başarı olarak görülmemeli. Bu, Karşıyaka’nın basketbol kültürünün sağlam temellere dayanmasını sağlayan (gerçek Karşıyakalı basketbol büyüklerimizin sayesinde) uzun bir geçmişe sahip olmasının, Karşıyaka şehrinin bir basketbol şehri olmasının sağladığı bir başarı aynı zamanda...
Eğer bugün seyirci kısıtlaması olan ve bir deplasman olan BJK maçında salonda ‘’KAF SİN KAF’’ sesleri yankılanıyorsa, bu asla tesadüfi bir durum değil! Çünkü, bugüne kadar basketbolda şampiyonluklar, kupalar elde etmiş olan takımlara bakılacak olursa, hangi şartlarda hangi bütçelerle olduğuna da bakmak lazım ve yapılacak kıyaslamada karşılaşılacak olan tek gerçekle herkes yüzleşecektir ki bu da ‘’basketbolda tek büyük Karşıyaka’’ ve sonra da diğerleri olduğu gerçeğidir!.. 2021’in ilk maçı olan BJK maçının kısaca analizini yapacak olursak;
Belki de ilk kez bir Karşıyaka basketbol maçında biraz da olsun rakip takım adına da bazı pozisyonlarda muhasebe yaptım. Durun durun, hemen bazı fanatizmin gözlerini kör etmiş olduğu kesim gibi yorum yapıp da ‘’çifte çekirdek’’ vs gibi düşüncelere kapılmayın... Beşiktaşla yakından uzaktan alakam yok! Alakam olan tek şey ise basketbol sevdam ve Türk basketbolunun geleceği için faydası olacağını düşündüğüm oyunculara duyduğum saygı, sevgi... İşte Beşiktaş’ta da buna dair pırıltılar gördüm. Özellikle de Alperen Şengün!..
Henüz 18 yaşında. 2,08m. ve hem forvet hem de pivot pozisyonunda oynayabiliyor. Bizim 34’lük Semih’i bile (henüz çocuk yaşında iken kendisini mahçup etmesin diye herhalde) gaza getirip iyi oynamaya zorladı. Bu yaşında ve yanında kendisini çok da iyi besleyebilen takım oyuncularının olmadığı bir takımda istatistiklerde ligde sayı ve rebaund sıralamasında ikinci... Şayet fizik olarak güçlenir ve bir de yeteneklerinin yanına dış şut becerisini de ekleyebilirse ileride ya euroleague’de ya da NBA’de izlememiz işten bile değil... Gönül ister ki Karşıyakamız da böyle gençleri altyapıdan kazanabilsin veya gönül isterdi ki bu çocuğu Beşiktaş değil de Karşıyaka kapabilmiş olsaydı... Neyse, biz gelelim Karşıyaka’ya;
Maçın adamı hiç şüphesiz Amath M’Baye idi. Bu performans Fransız milli takımıyla dünya üçüncülüğü görmüş bir oyuncuda zaten olması gereken bir performans, ama benim asıl değinmek istediğim oyuncu Onuralp Bitim. Onuralp transfer edildiğinde beni en çok heyecanlandıran isimdi. Fakat ne yazık ki Ufuk Hoca kendisini uzunca bir süre çok kısıtlı imkan tanıyarak kullanmayı tercih etti. Onuralp süre aldıkça olgunlaşacak, süre aldıkça doğru şut tercihlerini öğrenecek ve süre aldıkça atletik meziyetlerinin yanına oyun zekasını da ekleyebilecekti ve Ufuk Hoca nihayet kendisini hatırlamaya başladı. Bu şekilde Onuralp’e özgüven aşılanmaya ve cesaretle süre verilmeye devam edilecek olursa Karşıyaka’ya çok daha faydalı olmaya başlayacaktır. Pivot konusuna gelince; evet iyi bir Semih bunun ilacı, ancak iyi bir Semih için karşısında illa ki fizik gücü henüz oturmamış olan tıfıl çocukların olması mı gerekiyor?! Madem ki istikrar, devamlılık gibi kaygılar taşımıyor, o halde Karşıyaka bu pozisyona çare aramaya devam etmeli...
BJK karşısındaki zaferle sadece bir maç daha kazanmadık! Kazanılan bu maç Karşıyaka’nın; değil üç büyükler diye anılan İstanbul takımları, belki de Avrupa çapında pek çok takımdan çok daha önemli bir basketbol ekolü olduğunun ispatı anlamında da elde edilmiş bir sonuç oldu... Zaten üç büyük kavramı biz Karşıyakalıların kabullendiği bir kavram değil! Biz Karşıyakalıyız... Yani; ‘’TEK BÜYÜK’’
2021 yılının herkese sağlıklı, mutlu, huzurlu, coronavirüs’süz, neşeli ve Karşıyakamıza nice zaferler getirecek bir yıl olması dileklerimle...
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!