Karşıyaka play off'lara çok kötü başladı. Rakip Efes. Tabii ki de hiç kimse kolay olacağını düşünmedi. Karşıyakalılar basketbolda hiçbir zaman baştan teslim olmayı akıllarına getirmez ve en fazla sadece ''kolay değil'' der. Basketbolda Karşıyaka için ''asla'' söylenmeyen söz ise ''imkansız'' kelimesidir.
Bu tespitlerim gerçek Karşıyakalıların, gerçek basketbolseverlerin ortak paydaları olmuştur daima. Ancak, ne yazık ki Efes karşısında ilk maçtaki oyuncu grubu bu düşüncelerin belli ki kıyısından köşesinden bile geçmeyen bir kafada parkeye çıkmışlardı. Onlar için sanki ''zaten imkansız'' düşüncesi zihinlerine çakılmış vaziyetteydi.
Bunu bana düşündüren pek çok veri vardı oyunda. Belki de en net olan gösterge hem üç sayılık atış yüzdesiydi hem de asıl olan bu denemelerin en az 3 tanesinin air ball olmasıydı. Yani çembere dahi değmeyen şutlardı. Bu durum ancak korkuyla açıklanabilir.
Karşıyakalılar spor kulübüne aşkla bağlıdır. Ancak, korkak yürekler söz konusu olunca sizi de aşkınızı da heba eder! Yenileceksen yenil, ama korkma! Çok güzel bir laf vardır; ''korkak gibi yaşamaktansa, adam gibi ölmeyi tercih ederim'' diye... Cesur ve korkak tamamen aynı duyguyu hisseder aslında, sadece cesur korkusunu karşısına alıp onu alev topuna çevirebilir. Sahada bunu yapmaya çalışan belki de sadece Can Korkmaz vardı. Tıpkı soyadı gibi...
Yenilmek ya da elenmek suç değil ama Nietzsche'nin dediği gibi ''dünyadaki tek suç korkaklıktır''... Oysa ki Schiller ne de güzel söylemiş; ''hiçbir şeyden korkmayan kimse, herkesin korktuğu adam kadar kudretlidir'' diye... Evet Efes tüm takımlar için çekinilecek rakip, ama biz de Karşıyakayız ve hiçbir takımdan korkmadan, kendi karakterimizi ortaya koyarak mücadele verecek olursak en az Efes kadar kudretli olabiliriz. Ya da olabilirdik desek daha doğru aslında...
Napoleon Bonaparte ''çekingen, ürkek ve korkaklar için her şey imkansızdır, çünkü her şeyi imkansız zannederler'' derken sanki Efes karşısındaki Karşıyaka oyuncularının durumunu tarif ediyor gibi... Efes günündeydi, dış şut yüzdelerinden tutun, bench'ten gelenlerin verdiği desteğe kadar her şey istedikleri şekilde işledi. Ama Larkin'in normalde aldığı süreyi bu maçta almadığını hesaba katarsak, bizim oyuncuların da benzer performansla oynayıp başabaş bir müsabaka izlettirmeleri gayet de mümkündü. Zira; Karşıyaka'nın as kadrosunun, Efes'in bench'teki oyuncularından daha alt seviyede olduğunu düşünmüyorum.
The Shawshank Redemption filminden bir replik geldi aklıma; ''umut ettiğin kadar özgür, korkak olduğun kadar tutsak olursun''... İşte Karşıyaka'nın oyuncuları rakipten duydukları çekincenin esiri olup, yapabileceklerini ortaya koyabilecek özgürlüklerini bir türlü hissedemediler maalesef!
Oysa ki Efes karşısında sergileyecekleri cesurca bir oyun, kendilerinin göstereceği yüksek performans bireysel olarak da işlerine yarayacaktı. Hadi Karşıyaka'ya hiçbir gönül bağı kurmuyorsun, kendinin piyasa değerini arttırmak için en azından mücadele vermelisin, öyle değil mi?! Bilemiyorum, belki de zaten yeni sezon planlamalarını tamamladılar ve bitse de gitsek havasındalar ve bu hazin oyunun nedeni de odur.
Hangisi daha kötü acaba? Korkaklık mı, yoksa kazanç temin ettiğin ve taraftarının sana hep sevgi gösterisinde bulunduğu kulübüne karşı sergilediğin vurdumduymazlık ya da sorumsuzluk mu?! Kim bilir, belki de korkaklık ve sorumsuzluk ikisi bir aradadır!
Karşıyakalının basketbolda her zaman hedefleri ve umutları vardır. J.F.Kennedy bir konuşmasında ''korkularımızın, bizi umutlarımızın ardına düşmekten alıkoymasına izin vermemeliyiz'' demiştir. Çok doğru tespit ve ne yazık ki taraftar olarak belki bizler değil ama takım olarak oyuncular rakipten korkarak tamamen umutsuzlardı.
Önümüzde daha bir maç daha var ve kendi mabedimizde olacak. Bu maçta en azından kora kor, korkmadan ve umutsuzluğa kapılmadan bir mücadele bekliyoruz. Yine yenilebiliriz ama bu cesurca olur en azından. Başımızı eğmeden mağrur bir şekilde olur hiç olmazsa. Ya da takım oyuncuları verebileceğinin maksimumunu sahaya yansıtabilirse belki de zaferle ayrılırız yine kendi evimizdeki maçtan.
Unutulmamalıdır ki; ''korkaklar hiçbir zaman zafer anıtları dikmemişlerdir (Eflatun)''...
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!