Karşıyaka'nın futboldaki kötü gidişatı her Karşıyakalıyı üzüyor. 1926'da elde edilen namağlup şampiyonluğun ardından Atatürk tarafından armasında ay-yıldızımızı taşıma hakkı verilen tek kulübüz ve bu şerefe nail olmayı sağlayan da futbol olmuştur. Bu şanlı geçmişe ihanet edercesine gelinen bugünkü durum ise gerçekten içler acısı.
Konuyla ilgili olarak teknik analizi futbola vakıf kişilere bırakıyorum. İyi bir Karşıyakalı olarak ben konunun çözümüne dair kendimce gördüğüm bazı yanlışları dile getirmeyi ise vazife olarak görüyorum. Bence şu gelinen noktada ilk olarak sorulması gereken soru ''şirketleşmeye kimler, neden karşı çıkmıştır?'' sorusu olmalı. Her ne kadar Turgay Büyükkarcı'nın son derece yoğun mesai harcayarak futboldaki transfer yasağını kaldırma başarısı olsa da, şirketleşme halinde alınacak olan yol çok daha fazla olacaktı kanaatindeyim.
Futboldaki bir türlü düzeltilemeyen kötü gidişatın faturası taraftarlar arasında genel olarak yönetime kesiliyor. Ancak mantıklı düşünülecek olursa, yönetim kötü olduğu zaman sadece tek bir branşın başarısız olması değil, tüm branşlarda başarısızlık olması beklenir. Sadece futbola özel bir başarısızlık yönetime mal edildiğinde bence bu gerekçe bu başarısızlığı açıklamakta yeterli olmuyor.
Futboldaki yanlış tercihler başarısızlığın ana nedeni. Burada sorgulanması gereken şey futbolda transfer kararlarının ne şekilde, kimler tarafından alındığı. Şayet bu kararları tek başına Turgay başkan alıyorsa, o zaman fatura başkana kesilebilir belki. Doğrusunu isterseniz bu konuda bilgim yok ve zaten o nedenle sorgulanması gereken şey budur diyorum.
Aslına bakılırsa şirketleşme gerçekleşmiş olsaydı böylesi suallere bile gerek kalmayacaktı. Zaten kendiliğinden oluşacak bir kontrol mekanizması var olacaktı. Hiç kimse bireysel hareket edemeyecek, Karşıyaka'nın köklü ve maddi anlamda güçlü aileleri kurdukları organizasyonun doğru şekilde işlemesinin denetimini de en iyi şekilde yapacaktı.
Bu sadece alınacak yönetimsel kararlar anlamında da olmayacaktı. Kulübün her türlü maddi kaçakları da engellenecekti. Neticede kurulmuş olan bir şirket ve bu şirketin sermayedarları olacaktı çünkü... İşte tam da bu noktada yine aynı soru akıllara geliyor; ''şirketleşmeye karşı çıkanlar kimlerdi ve hangi gerekçeyle karşı çıkmışlardı?'' sorusu...
Yoksa tavuğuna kışt denilecek olmasından rahatsız olanlar mı oldu?! Kim bilir..!
Bu vesileyle şanlı kulübümüzün, Karşıyaka Spor Kulübü'nün 1 Kasım doğum gününü her koşulda olduğu gibi yine gururla tebrik ediyorum...
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!