Karşıyaka bu sezon beklentilerin de üzerinde bir performansla yoluna devam ediyor. Maç sonu koç Ufuk Sarıca'nın açıklamasında yer alan bir ifade vardı ki bence çok önemli; ''bize segment atlatacak önemli bir galibiyet''..! Gerçekten de öyle... Bu maça kadar herkesin kafasında bazı soru işaretleri vardı. Her ne kadar Galatasaray maçı ile bu soru işaretleri bir nebze de olsa azalmış olsa bile, Karşıyaka'nın bir Fenerbahçe ile, bir Efes ile maç yapmadan gücünün ve yapabilirliklerinin çerçevesini tam olarak çizebilmek haliyle mümkün değildi. Lige muhteşem giriş yapan ve gelişme kısmını da aynı muhteşemlikte sürdüren Karşıyaka sonuç kısmına ne şekilde varacaktı ve bu hikayenin sonu mutlu sonla bitecek şekilde mi yazılmaya devam edecekti?! Akıllara takılan soru işaretlerinin vardığı ortak nokta işte buydu...
12-13 yeni oyuncusu ve Ufuk Sarıca'yı saymazsak (ki o da birkaç senedir yoktu ve yepyeni bir takımın başına geri döndü) yeni bir kenar yönetimi ile daha ilk sezonunda yine şampiyonluk şarkıları söylenmeye başlanabilecek miydi?! Fenerbahçe maçına kadar herkeste var olan temkinlilik hali, yerini bundan böyle kendinden daha emin ve şampiyonluk şarkılarının henüz haykırırcasına söylenmese de mırıldanmaya başlanabileceği bir havaya bıraktı. Çünkü Ufuk Sarıca'nın da ''segment atlamak'' ifadesiyle kastettiği gibi, bu galibiyet artık bu takımın herkesi yenebilecek güçte olduğu algısını kendi içinde oyuncular arasında ve rakipler nezdinde yaratmış oldu. Yeni segment, euroleague'de mücadele eden Türk takımlarının arasında, onlarla rekabet edilebilecek seviyeyi yakalayabilmiş olma başarısı olacak...
Bu galibiyet sadece alınan puan ve kazanılan bir maçtan çok daha öte anlam ifade ediyor. Oyuncularda bundan böyle yerleşik bir hale dönüşecek olan özgüven ve her rakibi yenebiliriz duygusu kazanılan maç ve puandan çok daha önemli kazançlar. Fenerbahçe maçındaki oyuna dair teknik anlamda yapılabilecek yorum ve eleştiriler ise ancak kocaman bir alkışın ardından yapılabilir. Çünkü, takım olarak asla vazgeçmeyen ve bu sezonki başarının dayandığı temel olan savunma sertliği ve disiplininden asla kopmayan Karşıyaka'nın öncelikle alkışı hakettiğini düşünüyorum. Sonrasında ise her zamanki gibi iyi niyetle yapacağım eleştirilerime geçecek olursam; Ufuk Sarıca yine bir teknik faul aldı ki maalesef bu bir rutine dönüşmüş vaziyette, takımın yüksek yüzdeli bir şutör ihtiyacı gün gibi aşikar (bunun olması halinde eminim ki maçlar çok daha rahat kazanılacak ve bunun takımın kendi içinden ve bir zamanların efsane şutörü Ufuk Sarıca'nın eğitmenliğinde sağlanması gayet mümkün), Semih Erden'in bir an önce toparlanması ve Karşıyaka'da oynamanın sorumluluğunun ne anlama geldiğini anlaması şart... Bu maç özelinde yapılabilecek başkaca bir eleştirim yok. Ancak lig uzun bir maraton ve Anadolu Efes'i de yenmeden şimdilik mırıldandığımız şampiyonluk şarkılarını, sesimizi yükseltip bağıra bağıra söylemeye başlayamayacağımız da bir gerçek! Bu çerçevede, yukarda saydıklarıma da umuyorum ki dikkat edilecek ve bunlar da düzeltilecektir.
Obradoviç'in maç sonu açıklamasında, yıllardır Karşıyaka'ya duyduğu saygıyı her maç sonunda olduğu gibi tekrar belli eden açıklaması yine gurur vericiydi; ''bu salonda oynamanın her zaman çok zor olduğunu biliyorduk, Karşıyaka'yı galibiyetleri için tebrik ediyorum''. Fakat bir de bu salona sığmayan, girmek isteyip de giremeyen binlerce Karşıyakalı da vardı! Başkan Turgay Büyükkarcı'dan mütemadiyen ihtiyacı karşılayacak yeni salon girişimlerine dair açıklamalarını duyuyoruz aslında. Peki ya somut ayrıntıları bilen var mı? Yeni salon projesi Ankara nezdinde kabul gördü mü ve şu anda bürokrasinin hangi aşamasında? Yeni salonun yeri neresi olacak? Yeni salonun yapılıp da müsabakaların (içine sığabileceğimiz şekilde) oynanmaya başlanması ile ilgili öngörülen bir tarih var mı? Açıkçası ben kendi adıma bu soruların cevaplarını çok merak ediyorum. Bir diğer taraftan da futbol stadının Örnekköy'de olmasına şehrin merkezinden uzak olacağı gerekçesiyle karşı çıkılırken, planlanan basketbol salonunun yerinin Sasalı veya Çiğli olması ihtimaline karşı da benzer gerekçeyle benzer bir tepki verilecek mi acaba konusu da bir diğer merak ettiğim şey!! Keşke mevcut yerinde kapasite arttırımına gidilecek bir planlama yapılsa... Gerekirse o süreçte maçlarımızı geçici olarak Halkapınar'da oynayabiliriz. Geçici olarak Halkapınar'a gitmeyi, kalıcı olarak Sasalı veya Çiğli'ye gitmeye tercih ederim. Bakalım süreç içersinde salonla ilgli olarak şapkadan ne çıkacak?!
Değinmeden geçemeyeceğim bir diğer konu ise, Karşıyaka'nın şehre mal olmuş basketbol kültürünün yoksa yok olmakta mı olduğu konusu..! Daha doğrusu salonlara sığmayan basketbol sevdalısı Karşıyakalıların bu sevdasının karşılığını göremediği ve bu toprağın ekmeğini yiyen bir takım işletmeler adına bunu söylüyorum. Fenerbahçe maçına, özel nedenlerle gidemedim. Ancak salona gidememiş olmamın üzüntüsünü bir nebze de olsa hafifletmek adına evde kös kös oturup bu heyecanlı maçı izlemektense dışarda bir yerlerde, Karşıyakalı hemşehrilerimle birlikte yan yana ve bulunduğumuz mekanda tezahüratlarımızla birlikte izleyeyim bari dedim kendimce. İşim-gücüm, aile yaşantım gereği gidemediğim deplasman maçlarının pek çoğunda geçmiş dönemlerde de yaptığım gibi... Üzerlerimizde formalarımızla, hep birlikte benzer tepkileri vererek, yeri geldiğinde tezahüratlarla yeri geldiğinde yan masadakiyle kucaklaşarak veya o anki bir pozisyonun kritiğini yaparak Karşıyakamızda salon dışında da maç izlemek her daim keyifli olmuştur. Gelin görün ki bu keyif artık yok olmak üzere...
Eskiden sezon ortası sıradan bir maç olsa bile veya hiçbir iddiası olmayan bir Karşıyaka varken bile Karşıyaka sahilimizdeki tüm cafe'lerde ekranlarda Karşıyaka'nın basketbol maçı açık olurdu. Şimdilerdeyse maalesef sistem, ''şayet İstanbul futbol takımlarının o esnada Karşıyaka'nın basketbol maçı ile çakışan bir durumu yoksa ve rica minnetle ekranlara yansıtılması'' haline dönüşmüş. Dün bunu birebir yaşadım. Aradığım her yerden aynı cevabı aldım; ''Karşıyaka maçını açarız ama Ts-Gs futbol maçı başlayınca kapatıp o maçı açarız''. Ne yalan söyleyeyim, büyük hayal kırıklığı, büyük üzüntü yaşadım... En son tanıdık birilerinin olduğu bir yerde hatıra binaen, içerde kapalı ve dar bir alanda, ücra bir köşedeki televizyonda baştan sona Karşıyaka maçını açık tutacakları sözünü alarak maçı izledim. Benim gibi maça gidemeyip bari dışarda Karşıyakalı hemşehrilerimle birlikte basketbol coşkusunu yaşayayım diye düşünen yaklaşık 10-12 kişilik bir grupla geçmiş dönemlere kıyasla sönük kalmış olsa bile yine de olduğu kadarıyla tadını çıkardığımızı söyleyebilirim. Düşünün ki Karşıyaka, Fenerbahçe ile iddialı bir konumdayken basketbol maçı yapıyor ve Karşıyakamızdaki cafe'lerin tutumu böyle!!! Umuyorum ki münferit bir hadisedir, umuyorum ki bu kentin işletmeleri de her Karşıyakalı'nın genlerinde var olan basketbol kültürüne en azından bundan sonra da sahip çıkacaktır.
Sağlıcakla kalın...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!